Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1835
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10679
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 757
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2060 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler
CUMHURBAŞKANLIĞI FORSUNDAKİ GÜNEŞ VE YILDIZLARIN SIRRI

CUMHURBAŞKANLIĞI FORSUNDAKİ GÜNEŞ VE YILDIZLARIN SIRRI.

 

    Ertuğrul Özkök’ün 20 Ocak 2009 tarihli Hürriyet Gazetesinde yazdığı “MAAZALLAH BİR KURT ÇIKSAYDI” yazısı gerçekten ilginç.

    ABD’nin yeni başkanı Barack Obama için Waşingtonda yapılan töreni içim bulanarak izledim diyor, Sayın Özkök.

    Ve devam ediyor,

    “Biraz sonra sahneye,”Amerikan Kartalı” getiriliyor.

    Nedir Amerikan Kartalı?

    Şöyle anlatayım.

    Bir nevi Bozkurttur.

    Yani Amerikan kuruluş efsanesinin sembollerinden biri.

    İster istemez düşünüyorum.

    Bizde böyle bir tören olsa,

    Birileri, sahneye bir “Bozkurt” çıkarmaya cüret etse…

    O başkan, o başbakan geldiğine geleceğine pişman edilirdi.

    Ne faşistliği bırakılırdı, ne ırkçılığı…

    Çünkü bu ülkenin arkasında, tarumar edilmiş milli semboller mezarlığı vardır.

 

    Evet; Ertuğrul Özkök’e katılıyorum, ancak bir farkımız var. Bu ülkenin arkasında milli semboller mezarlığı bilinçli yaratılmıştır. Ama bu milletin, Yüce Türk Milleti’nin sadece bir sembolü vardır, o da Bozkurttur.

    Azerbaycan’da da, Kırgızistan’da da, Başkurtistan’da da, Çuvaşistan da da, Karaçaylar da da, kısaca bütün Türk ülkelerinde hep Bozkurt’u görürsünüz. Bu ülkelerin siyasi partilerinde, derneklerinde, vakıflarında, el işlemelerinde, güzel sanatlarında halen Bozkurt motifi kullanılmaktadır.

    Türkiye’de bunu anlamak için, Cumhurbaşkanlığı forsu ve Atatürk’ün Türk bayrağı ve Türkiye Cumhuriyeti devlet arması ile ilgili düşüncelerini bilmek gerekir.

    Bunun için Can Dündar’ın araştırmalarını (İşte Atatürk’ün Aklındaki Türk Bayrağı),  Celal Bayar ve damadı Ahmet İhsan Gürsoy’un açıklamaları ile Enver Behnan Şapolyo’nun  Atatürk ve Bayrak” yazılarını okumak lazım.

     Bir de Atatürk zamanında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Arması yarışmasını bilmek gerekir. Yeni Türkiye Cumhuriyeti Bayrağı nasıl olmalıdır konusuna sonra değinmek üzere, bana ilginç gelen ve 1925 yılında seçilen Devlet armasının kabul edilmemesinden sonra, gelişen durumdur.

    Bu durum kendisini Cumhurbaşkanlığı forsunda göstermektedir.

    İşte Cumhurbaşkanlığı forsunun hikâyesi;

   “ Cumhurbaşkanlığı Forsunda yer alan 16 adet yıldızla ilgili tarihçiler arasında bile tartışmalar devam etmektedir.

    Bu tartışmaların ana kaynağını bu forsun kimin tarafından ve ne düşünülerek çizildiği ile kim tarafından resmedildiğidir.

    Cumhurbaşkanlığı Forsunda bulunan Güneş’in Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ettiği, Yıldızların ise tarihte kurulan 16 Büyük Türk Devletini ifade ettiğini kim söylemiştir.

    Konuya Cumhurbaşkanlığı Forsunun kimin tarafından çizildiğini anlatmakla başlayalım. Cumhurbaşkanlığı Forsunun kimin tarafından tasarlandığı ve çizildiğine dair resmi kayıtlarda bir bilgi bulunmamaktadır.

    Konuyla ilgili elimizde 10. Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer’e yazılan bir mektup bulunmaktadır. Bu mektup, KKK.lığı Askeri Basımevinden emekli olan basımevinin Baş Ressamı Ahmet Tengüz’e aittir.

    Ahmet Tengüz, mektubunda babasının İstanbul Bahriye Matbaası Baş ressamı olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanlığı Forsunu Atatürk’ün isteği üzerine babası tarafından çizildiğini belirtmektedir.

    Ahmet Tengüz yazdığı mektuba göre, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ankara, Atatürk’ün resmi davetlisi olan bir Devlet Başkanı’nı ağırlayacaktır. Atatürk her şeyin dörtdörtlük olmasını istemektedir. Resmi törenler için her şey hazırdır; ancak bir ayrıntı son anda fark edilir: Cumhurbaşkanlığı Forsu… Fakat, devletin böyle bir forsu yoktur. Durum Atatürk’e arz edilir ve Atatürk hemen emir verir. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı da işi üzerine alır ve forsun dikilmesi için İstanbul’daki dikimevi görevlendirilir. Dikimevi ortada bir fors olmadığı için ne dikeceğini bilemez. Şaşkınlık ve telaş sürerken bu sırada akıllarına İstanbul Deniz Matbaası’nın Baş Ressamı Hüsnü Tengüz gelir. Tengüz’e Atatürk’ün emri söylenir. O’nun için Ata’nın isteğini yerine getirmek büyük bir onurdur.

    “Cumhurbaşkanlığına fors çizmek bize nasip oldu” diyen ressam Hüsnü Tengüz hemen işe koyulur. Tengüz’ün gece boyu süren uğraşısı sonunda ortasında güneş ve bu güneşin etrafında 16 yıldız bulunan forsu tasarlayıp Dikimevi’ne gönderir.

    Kısa süre içinde Ankara’ya gönderilen Cumhurbaşkanlığı Forsunu Atatürk’ün çok beğendiği söylenir. Atatürk forsu çizen terziyi para ile ödüllendirirken, forsu çizen ressam unutulmuştur. Çekingen bir yapıya sahip olan Hüsnü Tengüz “Bir türlü forsu ben çizdim” diyemez. Sadece ailesine söylemekle yetinir.  Bu gerçeği teyzesinin oğlu olan ve Atatürk’ün en yakın silah arkadaşı olan Kazım Karabekir Paşa’nın da bildiğini belirtmektedir.

    Mektupta, güneş ve yıldızların ne anlama geldiği belirtilmediği gibi, 1950 yılında hayatını kaybeden Hüsnü Tengüz’ün de ne düşünerek bu forsu çizdiği bilinmemektedir.

    Cumhurbaşkanlığı Forsundaki Güneşin Türkiye Cumhuriyeti’ni, 16 yıldızın ise Bağımsız ve Büyük Türk Devletlerini temsil ettiği görüşünü ilk kez 1969 yılında, Harita Yüzbaşı Akib Özbek tarafından “Türkiye Cumhurbaşkanlığı Forsu ve Taşıdığı Anlam” isimli kitabında yer 

almıştır.
 
 
 

    Bunun dışında, özellikle 16 yıldızla ilgili olarak başka görüşler de dile getirilmiştir. Bir görüşe göre 16 yıldızdan 9’u eski (Orta Asya) Türklerinin sancaklarında kullandığı 9 tuğu, kalan 7 yıldız da Anadolu Türklerinin sancaklarında kullandıkları 7 tuğu temsil etmektedir. Böylece 9+7, 16’ya ulaşmaktadır.

    Görüldüğü gibi Cumhurbaşkanlığı resmi sitesindeki Cumhurbaşkanlığı Forsu tarihçesi dışında resmi bir kayıt bulunmadığı görülmektedir.

    !6 yıldızın Büyük Türk Devletlerini belirttiği görüş ise tutarsızdır. Yabancı ve Yerli tarihçiler arasında yıldızları temsil eden devletler hakkında görüş ayrılığı mevcut olmasına karşın, biz bu 16 devletin Türk Devletleri olduğu hakkında kuşku duymadığımızı belirtmek durumundayız. Bir de bu 16 Büyük devlet kurulduğu iddiasına kimin karar verdiğini anlamış değiliz.

    Sayın Tekin Erer’in Ocak 1969 yılında yayınladığı “Türklüğün 16 Avizesi” adlı makalesinin de yeniden yazılması gerektiğidir.

    16 Büyük Devlet anlayışı Türk Tarih gerçeklerine aykırı bir yaklaşımdır. Türk tarihi aralıksız bir bütündür. Orta Asya’dan itibaren gerek Hazar Denizi kuzeyinden Avrupa içlerine kadar olan bölgelerde kurulan Türk Devletleri, gerekse Hazar Denizinin güneyinden Anadolu’ya kadar kurulan Türk Devletleri birbirlerinin devamı ve uzantısıdır. Sadece adları, hanedanları ve coğrafi yerleri değişiktir.

    Devlet felsefesi aynıdır. Adet ve örfler aynıdır. Yaşam tarzı aynıdır.

    Bir örnek verelim; Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı İmparatorluğunun, Osmanlı İlhanlıların, İlhanlılar Anadolu Selçukluların, Anadolu Selçukluları Büyük Selçukluların, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Karahanlıların, Karahanlılar Uygur Devletinin, Uygurlar Gök Türklerin, Gök Türkler de Hun İmparatorluğunun devamıdır.

   Bunları ayrı devlet olarak değil de birbirinin devamı olarak görmek tarihi bir gerçektir.

   Bu tarihi 16 Büyük devlete çevirmek büyük bir yanılgıdır. 16 Büyük Devlet düşüncesinden hareket edecek olursak Türklerin 200’ün üzerinde devlet kurduklarını düşünmemiz gerekir ki Cumhurbaşkanlığı Forsundaki yıldız sayısının büyük devlet olarak en az 50’ye   çıkartılması gerekir.Tabgaçlar, Türgişler, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler, Kacarlar, Avşarlar, Memlükler,  Mısır Kölemenleri, Anadolu Selçukluları  vb. gibi büyük ve muhteşem Türk Devletlerinin de yıldızları olmalıdır ve Cumhurbaşkanlığı forsunda ki yerlerini almalıdır gerçeği ortaya çıkar.

    Tarihçilerin anlaşamadığı Cengiz İmparatorluğu da düşünülmelidir.

    Bu arada Sümerler ile Hititlerin Türk oldukları hakkındaki tezler de açıklığa kavuşturularak Türk Tarihi içindeki yerlerini almalıdır sorusu akıllara gelir.

.     16 devlet hikâyesine dayanan Cumhurbaşkanlığı Forsu, nereden bakılırsa bakılsın bir yanlışlıktır. Bu yanlıştan dönülmelidir. Bu yanlıştan ancak tek bir devlet arması kabul etmekle dönülebilir.

    .Bilindiği gibi Türkiye Cumhuriyeti hariç bütün dünya ülkelerinin Devlet Armaları ve Devlet Arması Kanunu bulunmaktadır.

 

    İŞTE ÖRNEKLERİ, ABD, Almanya, İngiltere, İsveç, Rusya Federasyonu, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan gibi birçok ülke.

    Atatürk zamanında bu eksikliği görmüş ve yeni Türk Devleti kurulduktan kısa bir süre sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin Devlet Armasını tespit etmek için çalışmalara başlatmıştır. 1925 yılında Osmanlı Devlet arması yerine Türkiye Cumhuriyeti Devletini temsil edecek Devlet armasının seçilmesi için bir yarışma düzenlenmiştir. 9 Eylül 1925 tarihinde dönemin Maarif Vekaleti (MEB) tarafından bu amaca uygun bir yarışma yapılması da kararlaştırılmıştır. Türk Tarih Encümeni’nin görüşleri doğrultusunda bir yarışma şartnamesi hazırlanarak yayınlanmıştır.

    Bu şartnamede özetle, “Her türlü belgelenmemiş söylenenler bir tarafa bırakılıp, tarih yazarlarının mutabık kaldıkları genç cumhuriyetimizi temsil edecek bir arma tasarlanmalıdır. Aydınlık ve kültürü temsil eden ay ve yıldız, sebat ve vatan savunmasını anlatan kalkan, kuvvet ve dayanıklığı temsil eden meşe dalı, memleketin çiftliğini sembolleştirmek üzere buğday başağı, istiklalimizi teyit etmek için istiklal madalyasının yer alacağı bir cumhuriyet armasının oluşturulması uygun olacaktır.” denmektedir.

    Zeki Velidi Togan, Hüseyin Namık Orkun, Fuat Köprülü gibi tarihçiler de yeni armanın Osmanlı armasında farklı nitelikte olması gereğini vurgulamış ve İslam öncesi kültürümüzde mevcut olan Bozkurt sembolünün armada kullanılması üzerinde durmuşlardır.

    23 Kasım 1926 yılında yapılan yarışma seçimlerinde Namık İsmail’in hazırladığı rölyef birinci seçilmiştir. Seçilen yeni Türkiye Cumhuriyeti Devlet Arması Atatürk’e sunulmuştur. Atatürk armada yer alan Bozkurt rölyefini beğenmemiş ve armayı kabul etmemiştir. Ata’nın bu tavrı üzerine seçilen bu yeni devlet arması kullanılmadan rafa kaldırılmıştır.

    Bu olaydan sonra bir daha Türkiye Cumhuriyeti Devlet Arması üzerinde ciddiyetle durulmamıştır.

    Ahmet İhsan Gürsoy’un Celal Bayar’a,(6) Enver Behnan Şapolyo’nun Atatürk’ün Yaveri Muzaffer Kılıç ve Celal Bayar’a atfen yaptıkları açıklama ve yazılarında Atatürk’ün Gök Bayrağı (Gök Türk İmparatorluğu-Mavi fon üzerine yeşil yandan Bozkurt başı profili) Kabul

etmeyi düşündüğünü belirtmektedirler.
 

    Büyük Atatürk Türk Milletinin hassasiyetin bildiğinden bir asırdan fazla bir zamandan beri kullanılan, derin mana ve anlamıyla yüce Türk Milletinin gönlünde taht kuran kırmızı zemin üzerindeki Ay-Yıldızlı Bayrağı ufak değişikliklerle kabul etmiştir.

    Türk Milletinin Atasına bir borcu bulunmaktadır. Bu borç, yeni devlet arması kabul etmekle ödenebilir. Bütün dünya devletlerinde olduğu gibi Türkiye Cumhuriyetinin de bir Devlet Arması olmalıdır. Bu arma Atanın istediği gibi mavi fon üzerine yan görünüşten yeşil kurt başı olmalıdır.(Gök Türk Bayrağı)

    Günümüzde Cumhurbaşkanlığı başka, Dışişleri bakanlığı başka başka armalar kullanmaktadır. Diğer kurumlarımız da aynı hatayı yapmaktadır. Evet, kurumlarımızın kendi kimliğini belirtecek simge ve bröveler olmalıdır. Ancak yurtdışında tek bir arma ile temsil edilmelidir. Bu da Devlet armasıdır ve Cumhurbaşkanlığı tarafından temsil edilmelidir. Kısaca Cumhurbaşkanının forsunda yer almalıdır.

 Siz ne dersiniz.

                                                                                 Atila ŞİMŞEK

 

 



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.