Yurt dışı hizmet borçlanması yapanlardan yaşlılık aylığı bağlananların yabancı ülkede çalışmaya başlaması
Yurt dışı hizmet borçlanması yapanlardan yaşlılık aylığı bağlananların yabancı ülkede çalışmaya başlaması
Yurt dışı hizmet borçlanması yapanlardan yaşlılık aylığı bağlananların yabancı ülkede çalışmaya başlaması.
3201 sayılı yasanın 6. maddesinin B bendinde yurtdışı hizmet borçlanmasından yararlanarak aylık bağlananlardan yurtdışında tekrar çalışmaya başlayanların aylıklarının kesileceği ve bir daha aylık bağlanabilmesi için yeniden yurda kesin dönüş yapmalarının gerektiği belirtilmektedir. Maddeye göre, bu şekilde yurda tekrar kesin dönüş yapanlar yurtdışında sonradan yaptıkları çalışmalarını da borçlanırlarsa yaşlılık aylıkları bu süreler de dikkate alınarak yeniden hesaplanır.
Bu düzenleme SSK’nun 63. maddesinin A bendini anımsatmaktadır. Anılan maddeye göre, yaşlılık aylığı almakta olanlar bu yasaya göre sigortalı olarak çalışmaya başladıklarında kural olarak yaşlılık aylıkları kesilir. Daha sonra çalışmayı bırakıp yeniden aylık bağlanması talebinde bulunduklarında sonraki çalışmaları da dikkate alınarak aylıkları yeniden hesaplanır. Anılan düzenlemenin amacı, genç işgücünün istihdama katılımının desteklenmesi ve ileriye dönük olarak sigortanın finansmanını sağlayan aktif işgücü sayısı ile yaşlılık aylığı almakta olan pasif sigortalı sayısı arasında bir dengenin sağlanmasıdır. Bu durum, genç nüfusun büyük olduğu ve istihdama katılmalarında güçlük yaşandığı Türkiye bakımından özellikle önemlidir. Ancak, bu şekilde istihdamın ve sosyal sigorta sisteminin korunması gereği, yaşlılık aylığı almakta olanların aynı istihdam ve sosyal güvenlik sistemi içinde kalarak tekrar çalışmaları durumunda söz konusu olur. Türkiye’de yaşlılık aylığı almakta olanlar yurt dışında çalışmaya başladıklarında, bu çalışmalarının Türkiye’deki istihdam ve sosyal güvenlik sistemine bir etkisi olmayacağı için, anılan sistemlerin korunması amacıyla aylıklarının kesilmesi gereksinimi de doğmaz.
Kaldı ki, Türkiye’de yaşlılık aylığına hak kazanma yaşının, şimdi kademeli olarak artmakla birlikte uzun yıllar düşük olması ve yaşlılık aylığı alanların aylıklarının geçimlerine yetmemesi nedeniyle SSK’nun 63. maddesinin B bendinde bir istisna hükmüne yer verilerek, yazılı talepte bulunurlarsa, yaşlılık aylığı almakta olanların çalışırken aylıklarını almaya devam edebilecekleri, bunun karşılığında kazançlarından sosyal güvenlik destek primi adı altında bir prim kesileceği öngörülmüştür. 1/4’ü işçi, 3/4’ü işveren payı olan bu primin miktarı sigortalının prime esas kazancının 30’udur.
Sosyal güvenlik destek priminin amacı da yaşlılık aylığı almakta olanların istihdama katılmalarını frenlemek, bu katılımın sosyal yaşlılık sigortası sisteminin finansmanı üzerindeki etkilerini hafifletmek ve işçiye işyerinde karşılaşması olasılığı bulunan iş kazası ve meslek hastalığı riskine karşı sağlanan güvencenin finansmanını sağlamaktır.
Yaşlılık aylığı alırken yurtdışında çalışmaya başlayanlar bakımından ise, çalışırken yaşlılık aylıklarını almalarını sağlayacak böyle bir sistem olmadığı gibi, buna gerek de yoktur. Çünkü, yaşlılık aylığı almakta olanların yurt dışıda çalışmalarının Türkiye’deki istihdama ve yaşlılık sigortasının finansmanına bir etkisi olmadığı gibi, bunların işyerinde karşılaşabilecekleri iş kazası ve meslek hastalığı riski de yabancı sosyal güvenlik sistemlerince güvenceye kavuşturulmaktadır.
Yukarıda yaşlılık aylığı almaktayken yurt dışında çalışmaya başlayanların aylıklarının kesilmesine gerek olmadığını belirtirken dayandığımız gerekçeler aynen burada da geçerlidir. Belirtelim ki,
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi de bu yaklaşımla, Türkiye’deki çalışmalarına dayalı olarak SSK’na göre yaşlılık aylığı almakta olanların yurtdışında çalışmaya başlamaları durumunda SSK’nun 63. maddesinin A bendine göre aylıklarının kesilmesine gerek olmadığı sonucuna varmıştır.
Buna göre, 3201 sayılı yasanın 6. maddesinin B bendi olması gereken hukuk bakımından isabetli olmadığı gibi, Anayasanın eşitlik ilkesine de aykırıdır. Çünkü, yurtdışı hizmet borçlanması yaparak yaşlılık aylığı almaya hak kazananlarla sadece Türkiye’deki çalışmalarıyla bu hakkı elde edenler yaşlılık sigortası sisteminde birlikte değerlendirilerek aynı emeklilik statüsüne sokulmaktadır.
Bu şekilde aynı emeklilik statüsüne alındıktan sonra, yaşlılık aylığına Türkiye’deki çalışmaları dolayısıyla hak kazananların yurt dışında çalışmaya başlamaları durumda aylıkları kesilmezken, 3201 sayılı yasanın 6. maddesi uyarınca yaşlılık aylığı bağlananların aylıklarının yurt dışında çalışmaya başladıkları tarihte kesilmesi Anayasanın eşitlik ilkesine aykırılık oluşturur. Ekleyelim ki, yurtdışı hizmet borçlanması yaparak yaşlılık aylığı bağlanmış olanların aylıklarının yurtdışında tekrar çalışmaya başlamaları durumunda kesilmesini haklı bir nedene dayandırmak da olanaklı değildir.
|