Yasaları yapanlar, bizleri T.B.M.M. de temsil eden Sayın Milletvekillerimiz ( 1 )
Yasaları yapanlar, bizleri T.B.M.M. de temsil eden Sayın Milletvekillerimiz.
Yurtdışı borçlanmasıyla emekli olanlar, yurtdışında çalışırlarsa emekli aylıkları ( kesiliyor ).
Bizler Milletvekillerimizden ne bekliyoruz.
3201 sayılı “Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun`da Sosyal Güvenlik Reformu ile köklü değişiklikler yapıldı.
Bunlardan en önemlilerinden birisi de Yurtdışı Borçlanmasıyla emekli olanlara Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ile yurtdışında çalışma yasağıdır.
Almanya’da kullanılan minijob da bu örneklerden biri. Bu yasağın akıl veya izan ile izah edilebilecek bir yanı da yoktur, emekli olan bu insanlardan emekli aylıklarının kesilmesi tam bir kara mizah değilde nedir.
Bu 3201 sayılı Kanunu adalet terazisine yatırmamız gerek, geçmişte aynı sözü bu cümleyi başka bir konu hakkında Sayın Başbakan yapmış olduğu bir konuşmada söylemişti, şimdi bizlerde bu 3201 sayılı Kanunu masaya yatırmamız lazım ki bu insanlık barışı huzuru hak hukuku ve adaleti bulabilsin.
Diğer emeklilerden bir farkı olmayan gurbetçi emeklilere, diğer Türk vatandaşlarına tanınan işyeri açma, işyerlerinde çalışma haklarını, gurbetçi emeklilere konulan yasak Anayasa’nın eşitlik ilkesine de aykırıdır.
Üstelik çalışma yasağı sadece işçi olmayı da kapsamamaktadır, bu emekliler yurtdışında bir limited şirkete ortak olsalar veya kendileri girişimci ruhları ile işyeri açıp vergi mükellefi olsalar bile emekli aylıklarını kaybetmektedirler ki bu da girişimciliğin ruhuna aykırıdır. Eskiden 2147 sayılı Kanun ile emekli olup da çalışanların durumu yine farklı.
Yukarıda yurtdışı borçlanması yaparak emekliye çıkanlar çalışamıyor belirtildiği üzere bu düzenleme, yani yurtdışı borçlanmasıyla emekli olanların SGDP ödeyerek hem emekli aylıklarını almaya devam etmeleri hem de çalışmaları Türkiyede serbest iken yurtdışında niçin çalışmak yasaklanmıştır.
- hiç yurtdışı borçlanması yapmadan Türkiyedeki hizmet süresinden dolayı emekliye çıkmış emekli maaşı alıyor olanlar, yurtdışında çalışabiliyor veya kendi işyerini açabiliyor v.s. v.s.
- yurtdışı borçlanması yaparak emekliye çıkanlar Türkiye de (yurtiçinde) çalışabiliyor, kendi işyerini açabiliyor v.s. v.s.
- bir gün dahi olsa yurtdışı borçlanması yaparak emekliye çıkanlar emekli maaşı alanlar ne yazıkki (yurtdışında) çalışamıyorlar.
- eski 2147 sayılı Kanuna göre emekli olanların hakları, ve şimdiye kadar çalışanların durumu yine bir ayrıca farklı.
5510 sayılı Kanun, ve eski 2147 sayılı yurtdışı sigorta sürelerinin borçlandırılması Kanunu, bu iki Kanunun yanında çok adaletsiz bir şekilde hazırlanarak düzenlenen uygulamaya sokulan son 3201 sayılı Kanun`un dik dörtgeni ve eli yüzü hiç düzgün olmayan, ancak üçgen Geometrik şekli alanı bir Kare tabanlı piramit şekline almış, çapı dahi belirsiz olan böyle bir kanunla vatandaşına eşit haklar dağıtamayan sosyal ve hukuk devlet anlayışıdır.
Türkiye Cumhuriyeti devleti bundan 5 - 6 sene evvel yine sıcak para toplamak için yola koyularak, daha hayatında hiç bir tek gün iş hayatı olmayan avrupa ülkelerinde yaşayan ev kadınlarına borçlandırarak emekliye çıkarmıştır, bumu hak hukuk ve adalet. Bu 3201 sayılı Kanunun bu şekilde var olması bizleri vatandaşlık haklarımızdan mahrum bırakılmış olmanın ezikliğini yaşıyoruz, elbette Anayasaya göre herkes gibi aynı haklara sahip olduğumuzuda çok iyi biliyoruz, ne yazıkki haklar yurtdışında çalışan vatandaşlara kısıtlanarak verilmemektedir, bizlere verilmeyen bu haklarımızın verilmemesinin sorumluları bu ülkeyi yönetenlerin hepsi vebal altındadır.
Ayrıca kaldıki bizler hiç (SGDP) ödememize gerek kalmadan yurtdışında çalışabilmeliyiz öyle lazım gelir, alınan primlerin karşılığı olarak iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolundan yardım yapılması öngörülmektedir, dolayısıyla bizler Türkiyedeki SGK`nun sağlık hizmetlerinden faydalanmayacağız ki, ikamet ettigimiz ülkenin sağlık hizmetlerinden faydalanacağız, yani bu şu anlama gelmektedir (SGDP) bizim için söz konusu olamaz.
Yine herkes tarafından bilinen türkiyede emekli olmuş ve halen iş hayatında olup çalışmakta olan emekli vatandaşlardan kesilen bu (SGDP) ayrıca yine bir haksızlıktır, bunuda sizler bizlerden çok daha iyi bilmektesiniz.
Yasanın 30. maddesinin 3. fıkrasında aylık almakta iken yurt dışında çalışmaya veya ikamete dayalı sosyal yardım almaya başlayanların aylıkları kesilirken, aynı maddenin 4. fıkrasında, bunların sosyal güvenlik destek primi ödemeleri de engellenmiştir. Gerçekten Yasanın 30. maddesinin 4. fıkrasına göre yaşlılık aylığı almakta iken bu Kanuna tâbi sigortalı olarak yeniden çalışmaya başlayanlardan veya 4. maddenin birinci fıkrasının b bendine tâbi faaliyete devam edeceğini beyan edenlerden aylıklarının kesilmemesi için yazılı istekte bulunanların yaşlılık aylıklarının ödenmesine devam edilir. Bunlardan 80. maddeye göre tespit edilen prime esas kazançlar üzerinden 81. maddenin (e) bendi gereğince sosyal güvenlik destek primi alınır. Görüldüğü üzere anılan düzenleme ile yaşlılık aylığı almakta iken yurt içinde çalışmaya başlayanlara sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışma hakkı tanınırken, yurt dışında çalışmaya başlayan veya ikamete dayalı sosyal yardım alanlara bu hak tanınmamıştır. Bu düzenlemenin Anayasanın kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olduğu açıktır. Türkiyede varolan işsizlik içinde kayıtdışı istihdam yaygınlaşmış olup, bizlerde bu işsizlik ordusunun üzerinde olumsuz etkiye yol açmadan bu gruba katılmadan, birilerinin ekmeğiyle de oynamıyoruz. Almanya`da olsun ve avrupa ülkelerinde olsun emekli olduktan sonra geçimini sağlayabilmek için çalışmaya devam etmek zorunda kalanların sayısı giderek artıyor.
Bu devletler bu hakları vatandaşına verirken, türkiyeden borçlanarak emekli olmuş emekli maaşı alan bir vatandaş niçin bu haklara sahip olmasın, bizim vatanımız neresi hangi ülkedir acaba, bizim haklarımızı kim verecek.
Siyasi Partilerin devlet hazinesinden almış oldukları yardım paralarının içinde bizimde haklarımızın var olduğunu hatırlatmak isteriz, bu ülkede bizlerde Vergi ödüyoruz, o havuzun içinde biriken gayri milli hasıla da bizimde payımız ve koyduklarımızın var olduğunu unutmamalısınız.
Bizlerde özgür eşit haklar istiyoruz, yoksa bize verilmeyen haklarımız için avrupanın göbeğinde açlık grevi yapacağiz, çünkü açlık grevi yapanlar hedeflerine ulaşıyorlar haklarını alıyorlar.
İnsan hakları, Irk, din, dil ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm insanların yararlanabileceği haklardır. Bu haklardan yararlanmak bakımından vatandaş ve yabancı arasında fark yoktur. Diğer yandan insan hakları terimi bir ideali içerir. Bu terimi kullananlar, bu alanda olanı değil, olması gerekeni dile getirirler. İnsan hakları terimini daha çok tabii hukuk anlayışına mensup yazarlar kullanmaktadır. İnsan hakları, tüm insanların hak ve saygınlık açısından eşit ve özgür olarak doğduğu anlayışına dayanır. İnsan hakları, her bir bireye bağımsız seçim yapma ve yeteneklerini geliştirme özgürlüğü sağlar. Bu özgürlükler başkalarının haklarına saygılı olmak ve bu hakları çiğnememe zorunluluğu ile dengelenmektedir. Bir başka deyişle, birçok hakkın yanında bir sorumlulukta bulunmaktadır.
“Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın)…“ ( Nisa, 4/135)
“ Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin, Adil olun. Bu, Allah`a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır…” (Maide, 5/8)
”Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder, hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl, 16/90)
ŞUARA 181. Ölçüyü tam yapın, şunun bunun hakkını çarpanlardan olmayın.
ŞUARA 182. Doğru-düzgün teraziyle tartın."
ŞUARA 183. "insanları hak ettikleri şeylerden yoksun bırakmayın, ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.
Cenabı Allahın Adaletle ilgili hangi ayetlerini sizlere yazalım daha, işte ayetler ap açık ortadadır yetmiyormu.
Ama şunu iyi bilmenizi isteriz, inanınızki bir gün gelecek bizlere bu yapılan haksızlıklar karşısında altından kalkamayacaksınız ezileceksiniz ve vicdan azabı çekeceksiniz.
Sizler saygı değer Milletvekillerimiz, sizler niçin bu 3201 sayılı Kanundaki bu eşitsizliği, bu dengesizliği, böyle bir uygulamayı halen vurdum duymazlık yapıyorsunuz, binlerce insanlar kendilerine verilmeyen bu haklarını aramak için senelerden beri Mahkemelerde yok yere dava açmalarına para harcamalarına sebep oluyorsunuz, ama başka taraftan günlük yaşamımızda hiç değeri önemi ve mühim olmayan gereksiz konular hakkında olur olmaz şeylere siz Milletvekilleri yasa tasarısı vermekle meşgulsünüz, evet evet aynen öylesiniz, siz Milletvekilleri hangi partiden olursanız olunuz, sizin göreviniz vazifeniz hep birilerine hizmet etmekmi, yandaşlara korumak, birilerinin menfaatlerine çıkarlarına gözetip desteklemekmidir.
Siz sayın Milletvekilleri ama şunu iyi bilinizki, bu gurbetçi insanlar sizlerin bu ayrımcılık tutumunuza asla afetmeyecek Allah bile af etmeyecektir.
Bizlere yaptığınız bu haksızlıkları, siz Milletvekillerine yapılsa idi, sizlerin o yüz hatlarınızdaki mutsuzluğu görmek isterdik. Yukarıda yazılanları şöyle anlamalıyız, çok sayıda vatandaşımız emekli maaşı alırken her ne sebepten olursa olsun maaşları dondurulmuştur, veya bir çok kişi dürüstce kendileri dondurmuş olup, senelerden beri bu insanlar emekli maaşı alamamaktalar.
|