Artık yeter diyoruz
Artık yeter diyoruz bizlere 500 TL maaş dahi vermeye esirgeyen ama başkalarına bol kepçeden dağıtan Devletimize kınıyoruz.
Artık yetti diyoruz, her kesime para var bir tek avrupalı gurbetçi emekli türklere para yok, çünkü bu insanlara sen yurtdışında çalışıyorsun demek, yurtdışında sosyal yardım alıyorsun demek bir suçmuş gibi dayatarak Kanun yapmak doğru değildir.
Devletimize sesleniyoruz adaleti sağlamak Devletin görevlerinden biridir, herkese adil eşit paylaşımdan eser olmayan Anayasamızın özüne ve ruhuna aykırı olan her yeni çıkan kanun bir önceki kanun ile çelişen, tamamen siyasi iktidarın Bakanlık kurulunun eline vicdanına merhametine kalmış böyle bir anlayışı düzenlemeyi katı tutumunuzu kınıyoruz.
Madem ki sosyal sigortalar kanunun geçmişten bu yana içinden çıkılmaz bir hal almış olmasını çarpık bir yapılanmanın olmasının sizler Hükümet olarak bilincine varmışsanız bunun bedelini ağır faturasını neden bir tek bu gurbetçi insanlara çıkartılmamalıdır. O halde kanunlarımızın hepsini sil baştan yenileyiniz çağrısında bulunuyoruz.
Eski 2147 ve 506 sayılı Kanun gibi ve Bağ-Kur isteğe bağlı sigortalılık döneminde bir kaç eski Kanunlardan emekliye çıkanlar Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar gibi, v.s. v.s. ve ayrıca 5510 sayılı Kanundan emekliye çıkanları da çalışma yasağı getirilsinki Adalet yerine bulsun.
Devletimizin tek amacı bu gurbetçi insanlara emekli maaşı ödememektir, bu insanları zengin gören, bu insanları para basan bir makina gibi gören Devlet anlayışı artık tahammül edilemez hale gelmiştir. Bu avrupalı Türk insanların senelerden beri mahkemelerde açılmış olan ve kasıtlı olarak bekletilen binlerce davaları var, ne yazıkki devletimiz idari yargı mercileri Anayasa Mahkemesini Yargıtayı bu davaların sonuçlanmasını engel olurken sonuçlanmaması için elinden geleni yapmaktadır.
Devletimiz idari yargı mercileri müdahale ederek Adaletsizlik yaparak bu insanların haklarını mahkemelerde dahi mani olmaktadır. Kaldıki bir türk vatandaşı olarak bizlerde ülkemizin devletimizin gayri safi milli hasıla`dan bir pay hakkımız olduğunu yurtdışında yaşayan vatandaşlar olarak devletimizin bu havuzun içinde biriken gayri safi milli hasılanın içinde bizimde hakkımızın olduğunu, bize de düşen bir payımız olduğunu üzerine basa basa hakkımızın var olduğunu söylüyoruz, ve bir devlet olarak bu hakları bizlere vermek zorundasınız buna mecbursunuz diyoruz ve bu usulsüzlüğün derhal durdurulmasını istiyoruz.
GSMH (Gayri Safi Millî Hasıla), bir ülke vatandaşlarının verilen bir yıl için ürettikleri toplam mal ve hizmetlerin, belli bir para birimi karşılığındaki değerinin toplamıdır. "Vatandaşlık" ayrımının yapılmasındaki sebep GSYİH`den farklı olduğunu belirtmek içindir. GSYİH, o ülkede faaliyet gösteren yabancı ülke yurttaşlarının ürettiği nihai mal ve hizmetleri de kapsar.
Başka bir deyişle gayri safi milli hasila (GSMH), bir ülkenin yurt dışında çalışan vatandaşlarının ülkeye gönderdikleri faktör gelirlerinin GSYİH’ya eklenip, ülkede çalışan yabancıların kendi ülkelerine gönderdikleri faktör gelirlerinin GSYİH’dan düşülmesi ile elde edilen değerdir.
Yurtdışında yaşayan avrupalı gurbetçi türkler yıllardan beri olduğu gibi, yine 3201 sayılı yurtdışı sigorta sürelerini borçlandırılması Kanunundan yararlanarak borçlanarak bu insanlar ülkemize yine Döviz getirdiler döviz taşıdılar, yani bizler tarlamıza arpa, buğday, mısır, pirinç, pamuk, şeker pancarı ekmedik ama döviz ektik döviz biçtik, döviz üreterek dövizle esnafa katkıda bulunduk dövizimizle sanayide inşaat sektöründe katkıda bulunduk.
Türkiyenin geçmişte 70 cente muhtaç olduğu dönemlerde bu insanlar Türk Bankaların döviz sıkıntısı çektikleri dönemlerde boş olan Banka kasalarına Mark, Ingiliz Sterlini, Frank gibi v.s. çok çeşitli döviz birimleri paralar koydular.
Devletimizin kasası tam takır yok denilecek kadar döviz eksikliğini bizler avrupalı gurbetçi türkler bu çeşitli ülkelerin para birimlerini 3 ila 5 gün süren kara yolculuğumuzu yaparak vatanımıza getirerek devletin Merkez Bankasının kasasına Döviz koyarak bu ülkenin devletin vatanın döviz eksikliğini giderdik. Ama şimdi çıkmış birileri bar bar bağırıyor Merkez Bankasındaki döviz rezervimiz şu kadar oldu diye, kaldıki bu döviz rezervleri hepsi sıcak paradır, ne Devletin nede halkın parasıdır, yabancıların sıcak paralarıdır, yani bugün varsa yarın yok anlamına gelmektedir, işte bakınız hepimiz görüyoruz döviz Kur son günlerde nasıl yükselişe geçmiştir, peki tüm bunlar neden oluyor dersiniz acaba, tabiki yabancıların para piyasasından parasını çekmesinden kaynaklanıyor.
Merkez Bankasındaki döviz rezervi aslında dış borçtur, ne devletin parasıdır nede halkın parasıdır bunu herkes böyle bilmiş olsun. Merkez Bankası rezervlerinin tasarruf edilmiş para olmadığına, dış borçlara karşı ipotek altına alınmış bir paradır.
Merkez Bankası döviz rezervi, dış borçlara karşı garanti olması için tutulan paradır. Bir tür ipotekli paradır. Genellikle yine borç alınan paradır, canınız istediğinde harcayamazsınız. Bu rezerv genellikle başka ülkelerde saklanır,ki borç ödenemezse buradan ödensin diye. Bu yukardaki yazılanları ancak hesabı ve matematiği çok kuvvetli iyi olan insanlar Ekonomiyi iyi bilen anlayanlar daha doğrusu devlet nasıl idare edilir yönetilir bu sistemi kavramış iç borç dış borç, cari açık, ithalat, ihracat nedir tüm bunları bilen birileri anlayabilir. Lütfen ama lütfen hiç bir şeyi ezbere konuşmayalım birilerini kandırmayalım, kulaktan kulağa dolma şeyleride ben biliyorum diyerek başka birilerine anlatmaya nutuk atmaya kalkışmayınız yoksa nefessiz kalırsınız altında boğulursunuz, gerçek hakikatler neyse onu konuşalım ve onu yazalım.
|