Sudan ve Libya`daki Türkiye karşıtı cephe devrede
Sudan ve Libya`daki Türkiye karşıtı cephe devrede
Dünyanın düzen ve gidişatını tek başına vereceği kararlarla belirlemeyi amaçlayan ABD öncülüğünde Batılı emperyalist güç odaklarının &8216;dünya hâkimiyet mücadelesi` devam ediyor. Bir yandan saldırı ve fiili işgaller, sürdürülürken, diğer yandan terör örgütleriyle ilişkiler, ekonomik yaptırımlar, siyasi baskılar olmak üzere sessiz ve derinden istihbarat operasyonları sürdürülüyor. Viyana devletler konvansiyonel anlaşmaları ve beynelmilel hukuka aykırı tavır ve davranışlar, ABD öncülüğündeki emperyalist güç odakları için sıradanlaşmıştır. ABD ve o işbirlikçileri olan ülkelerinin desteğiyle, hükmetme ve sömürü politikalarına teslim olmayan ülkelerin içişlerine müdahale, şantaj ve tehditlerle birçok ülkenin yönetimleri devrilmiş rejimleri ise yok edilmiş.
Bu ülkelerin büyük çoğunluğunun İslam coğrafyasında olması dikkat çekmektedir. Bu güç odaklarının politikalarının temelinde &8216;İslam çağ dışı, Müslümanlar ise potansiyel suçlu` olarak kabul edilmektedir. Bu emperyalist devletler, kendi aralarında bir güç mücadelesi içinde olsalar da, İslam ve Türkiye söz konusu olduğunda yekpare bir blok olarak anında birleştikleri ve güç birliği yaptıklarına şahit oluyoruz. Ayrıca, S. Arabistan, Mısır ve BAE (Birleşik Arap Emirlikleri) gibi proje Arap devletler de ABD öncülüğündeki o güç odaklarının gönüllü taşeronlarıdır. BAŞKAN ERDOĞAN, NEDEN İSTENMİYOR? ABD ve Batılı emperyalist devletlerin &8216;Türkiye karşıtı tavırları`nın sebebi ise işgal ve sömürü politikalarını sorgulayan ve suçlayan kısacası, teslimiyetçiliği reddeden Başkan R. Tayyip Erdoğan`ın politikalarıdır. Bu küresel emperyalist güç odaklarının ihanet oyunlarına karşı çıkan tek lider Başkan Erdoğan`dır.
ABD`nin haydut Başkanı Trump`ın Kudüs`ü İsrail`in başkenti ilan etmesi, Suriye`de terör örgütleriyle işbirliği yaparak Ortadoğu`yu yeniden sömürü politikaları doğrultusunda şekillendirmeye çalışması ve Golan Tepelerindeki İsrail işgalini meşrulaştırma gibi bir dizi ihanet girişimine Arap ülkelerindeki kukla yönetimler ses çıkarmazken, Başkan Erdoğan, ilkeler ve değerler üzerinden oluşturduğu politikalarının gereği Alem-i İslam`a sahip çıkıyor ve bir karşı duruş sergilemeyi sürdürmektedir. ERDOĞAN`I ÖRNEK ALAN ÜLKELER CEZALANDIRILIYOR Başkan Erdoğan, Sudan, Somali, Libya, Tunus, Lübnan ve Katar gibi ülkelerde siyasiler, kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşları ile yönetimlerine rağmen çeşitli halk katmanlarında büyük takdir gören bir liderdir. Başkan Erdoğan, bu politikalarıyla Alem-i İslam`da yeni bir ümit olmaya başlaması hem Batılı emperyalist güç odaklarını hem de İslam dünyasındaki işbirlikçilerini telaşlandırdı. Başkan Erdoğan`ın itibarsızlaştırılması için karalama kampanyaları başlatılması ve özel operasyonların düzenlenmesinin asıl sebebi onun ümit olarak görülüp, örnek alınmasıdır. Son zamanlarda bu hoşnutsuzluk bir karşı politik tavra dönüştürüldü ve birçok İslam ülkesi cezalandırılmaya başlandı. SUDAN`DA TÜRK DÜŞMANLARI DEVREDE Sudan`da Türkiye ile yakın ilişkiler içinde olan Ömer el Beşir başkanlığındaki yönetim, baskılara dayanamadığı için devrildi. Bunu fırsat bilen malum güçlerin yönlendirmesiyle el Beşir döneminde yapılan anlaşmalarla bu ülkede faaliyet gösteren Türk firmalarına saldırılar başladı. Sudan`da altın arayan Türk şirketinin şantiyesini basan darbeciler, şantiyeyi ateşe verdi. Sudan`da eylemlerin başlamasının ardından Ömer el Beşir`in restore etmek için Türkiye`ye tahsis ettiği Sevakin adasındaki çalışmalar durduruldu. Türkiye, restorasyon çalışmalarının ardından Mekke ve Medine`nin karşısında yer alan stratejik konumdaki Sevakin adasına üs kurmayı planlıyordu. LİBYA`DA TÜRK DÜŞMANI BİR İSYANCI Zengin yeraltı kaynaklarına sahip Libya`da Ulusal Mutabakat Hükümeti, Türkiye ve Katar tarafından desteklenmektedir. ABD`nin taşeronu S. Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri ise Libya iç savasını 4 Nisan`da saldırıyla tekrar başlatan işbirlikçi General Halife Hafter`a destek veriyor. Ayrıca Rusya, meydanı ABD`ye bırakmamak için Hafter ile ilişkiler kurmaya çalışırken, Fransa, her türlü desteğini sürdürüyor. Verilen destekle işbirlikçi Hafter, önce başkenti daha sonra da tüm Libya`yı ele geçirmek istiyor. Eğer başarırsa Türkiye ve Katar devre dışı bırakılacak. Bütün bu gelişmeler bize Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olan yönetimler, ABD`nin yönlendirmesiyle taşeron olan S. Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) üzerinden sırasıyla cezalandırılıyor ve de cezalandırılmaya devam edecek. Bu şer ittifakın hedefi, Türkiye`nin önünü kesmektir. Türkiye, bütün bu gerçekleri nazari dikkate alarak yeni politikalar üretmeli ve yeni hamleler başlatmalıdır.
|