Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1835
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10848
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 757
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2060 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (167) | Dış Politika (2450) | Ekonomi (245) | Eğitim (93) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (70) | Adalet (77) | Milli Kültür (534) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (875) | Tarım (156) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (12) | Basın ve Televizyon (21) | Din (589) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (15) | Milli Güvenlik (651) | Türk Dünyası (921) | Şiir (108) | Sağlık (198) | Diğer (3567) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (205)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (313)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (123)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1784)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Mustafa Mete ÖZPINAR - (Ziyaretci) 23.10.2024 14:45:52

İNSANLIĞI HARCAMA OYUNLARI

İNSANLIĞI HARCAMA OYUNLARI

BU ÜZÜCÜ ve ÜRKÜTÜCÜ KONUYA BAŞLARKEN: Yüreklerinizi burkacak, tüylerinizi diken diken edecek, korkunç…

BİR GERÇEĞİ İFŞAA EDİYORUM.

Dünya insanlık tarihinin en sancılı süreçlerinden bir tanesine, bu büyük Korona virüs pandemisine ne yazık ki yine tarihimizin en ürkütücü yöneticileri zamanında yakalandı…

Donald Trump
Boris Johnson
Vlademir Putin
Xi Jinping
Victor Orban
Jair Bolsonaro
Narendra Modi ve diğerleri…
Bu ve sayamadığım tüm kontrolfrik yani kontrol delisi liderler yüzünden defalarca ve defalarca gerçekler gizlendi, dezonformasyon ve bigi kirliliği bizzat devlet eliyle toplumları çürüttü.

İNSANLIK KATLEDİLİYOR…

Gözle görmediğimiz bu virüs bizleri evlerde karantinaya sokmamış olsaydı da bu saydığımız lidelerin adım adım inşaa ettiği dünya gün geçtikçe yaşanılmaz oluyordu
Sonrasında ise malum hikaye
Bir balık pazarındaki hayvandan insana fırlayan virüsün insanlık tarihini tıpkı Normandiya Çıkarması misali baştan yazdığı görüntüler
Artık yer küredeki tek ehemmiyetli konu şu
Nefesimizin kesilmemesi ! Birey birey, toplum toplum ülke ülke
Her ne kadar sınırlar kapatılmış olsa da Paris’teki İstanbul’daki, Londra’daki New York ve Wuhan’daki insanların tek gündem maddesi var.

Bir istatistiki bilgi olan vaka sayısı, ölüm kayıtlarında birer rakam haline gelmemek.

Buna devlet başkanları da dahil!
İngiltere’de sürü bağışıklığı gibi iddialı bir planı açıklarken hemen hemen hepimizin bir sevdiğinin öleceği açıklamasını yaptıktan sonra yoğun bakımdan kemerle bağlanmış bir yatakla çıktığını izlediğimiz İngiltere Başbakanı bile!

Bu salgınla mücadelede tüm yetkili artık bilim insanları, doktorlar, hemşireler, biyologlar hatta ve hatta hasta bakıcılardan tutun da hastanedeki aşçılara kadar A’dan Z’ye sağlık sistemleri..
Ve bu sağlık sitemlerinin kapatılmış sınırları yok
İtalyan doktorlarla Rus doktorlar artık aynı hastaya bakıyor.
Türk maskeleri artık New York sokaklarında…

Çin’in solunum cihazları İspanya’da hayat kurtarıyor.

Sınırları kapatan virüs aynı zamanda yeni bir modelin de ipucunu veriyor bizlere. Peki bu süreçte siyasiler ne yapıyor?

Romen Diyojen kadar yürek yemiş olsak da desek ki ‘’Gölge etmeyin başka ihsan istemeyiz!

Halbuki en çok ihtiyaç duyduğumuz bir süreçte siyaset kurumuna bunu söyletenlerin yaşantsı, güven bunalımı tam olarak da bu çilenin konusu.

Coronavirüs Pandemisi’ni en az hasarla atlatacak tek ilaç var çünkü;
Şeffaflık ve güven. Çünkü bu virüsün hikayesi insanlık tarihinde şu başlıkla yer alacak;

Çinli bir doktor baskıcı bir rejim tarafından susturulmamış olsaydı milyonlarca insan ölmeyebilirdi!

Kimdi o doktor!

Ai Fen, koronavirüsün ortaya çıktı Wuhan kentinde çalışan bir doktor.

Dr. Ai Fen, 30 Aralık’ta, grip benzeri semptomları olan ve olağan tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen birkaç hastayı inceledi. Bir vakanın test sonuçlarında “Sars coronavirus” kelimesine rastladı.
Raporu birkaç kez okuyan Ai, soğuk soğuk terler döktüğünü söylüyor.

Sars kelimesini çember içine alan doktor, raporun fotoğrafını çekti ve birkaç arkadaşına gönderdi.

O akşam, fotoğraf Wuhan’daki tıbbi çevrelerde yayıldı ve Li Wenliang isimli doktor tarafından paylaşılarak salgının ilk kanıtı oldu.

O gece ise hastaneden bir mesaj aldı. Mesajda, bu bilginin dışarı sızdırılıp insanların paniklemesine neden olmaması gerektiği yazıyordu.

İlk vakaların kaynağı olduğuna inanılan deniz ürünleri pazarıyla bağlantısı olmayan hastaları görmeye başladıkça, “Enfeksiyonun yayılma yarıçapı büyüdükçe daha fazla hastanın geldiğini izledik” dedi.

Yetkili, personelin virüsle ilgili mesaj veya resim iletmesinin yasak olduğunu söyledi. Ai’nin yapabileceği tek şey, hastane yetkililerinin söylememesine rağmen kendi personelinden koruyucu kıyafet ve maske takmasını istemekti.

Ancak Dr. Ai Fen bu yeni virüsle ilgili bir dergiye röportaj verdi. İki gün sonra ise, hastanenin disiplin teftiş kurulu başkanı tarafından çağrıldı ve “söylentileri yaymak” ve “misyona zarar vermek” sebepleri ile kınandı.
Ai Fen; “Ne olacağını bilseydim, kınamayı umursamazdım. Kesinlikle konuşurdum” dedi.
Bilginin gizlenmesi, tüm dünyada yüz binlerce kişinin hastalanmasına ve binlerce kişinin ölmesine yol açan bu salgına karşı başlatılabilecek kritik nitelikteki ilk müdahaleye zarar verdi.

Kayseri ise Türkiye’de liste başı birinci sırada benim memleketim harap olmakta, Ankara, İstanbul, Diyarbakır ve diğerleri herkes çaresiz… Türkiye kıvranıyor. Akdeniz bölgesi şaşkın Alanya’da Turizm haltı yiyenler için saklanıyor. Belediye başkanı ve babası dahil birçokları mikrop pençesinde…

İfade özgürlüğü üzerindeki baskılar ve şeffaflık eksikliği salgının dünyanın uzak köşelerine dahi yayılmasına yol açtı.
Bu virüsü dünyaya bir baskıcı rejim hediye etti ama yayılmasında diğer baskıcı rejimlerin suçu yok mu

Tüm suçu Çin’e atmak müthiş bir kolaycılık!
Çin’in gittiği yolu izleyen İran’dan yaşananlar ortada
Virüsle mücadeleyi Hz. Ali’nin türbe direklerini yalamak olarak görenlerin virüsle ilgili kontrollü bir endişe yayanları tutukladığı İran’dan Dubai’ye Dubai’den de New York’a giden bir vakanın New York’ta yaptıkları ortada!

Aynı New York’da yaşanan vakayı Demokratların Trump’ı devirmek için bir plan olarak lanse eden Trump ve aşırı sağcı cumhuriyetçilerin aklı mantığı hiçe saydıkları Fox yayınlarının geldiği nokta ikinci dünya savaşından bu yana Amerika’nın gördüğü en büyük trajedi olarak tarihe geçti.

Vaka sayılarını gizleyen, ölüm sayıları üzerinden manipülasyon yapan Rusya’nın ucuz bir Amerikan filminden çıkma kahramanlıklarıyla Avrupa’ya yardım tırları ile ihtişam pazarlamasının ardında yatan gerçeği de Rusya’da yatan dramı gizlediği de herkesin bildiği bir vaka…
Örnekler o kadar çok ki…

Ama tüm örnekleri Kuzey Kore ve Türkmenistan gibi ülkelerde vaka sayılarının 0 olması şeklindeki bilgiyle özetleyebiliriz
Süleyman Demirel’in meseleleri mesele etmezseniz ortada bir mesele kalmaz minvalinden yaklaşan bir tutum Coronavirüs Pandemisinde’de işe yarar diye düşünüyorlar muhtemelen!
Yani Kuzey Kore’deki vaka sayısının her gün 1 0 1 0 1 0 şeklinde bir artıp bir azaldığı bir zaytung esprisi gibi yaşadığımız bu olağanüstü trajedinin otokratik ülkelerdeki varlığı…

Azerbaycan hükümetinin salgın bahanesiyle öncelikle muhalefet partisinin ofisini kapatma yoluna gitmesi gibi siyasi fırsatçılıklar, New York Valisi ile şehrin Belediye Başkanı arasındaki siyasi sürtüşmeler, İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanları ile iktidar kadrolarına bu süreçte bile bizlere reva gördüğü o anlamsız didişme!

Tüm bunlara rağmen güzel şeyler de olmuyor değil!
Tüm dünyanın bir başarı hikayesi olarak okuduğu Güney Kore ve Almanya modellerinde yatıyor bu ümit var olma durumu…
Şu an bu virüsle mücadele edecek ne bir ilaç ne de bir aşı var.
Ama elimizde bu virüsle mücadele edebileceğimiz tek şey Sağlık Bakanımız’ın dediği gibi yakalanmamak değil tam tersine yakalanmış olanları da içine alan şeffaflık ve bireyinden toplumuna, toplumundan devletin en tepesine kadar güven duygusuyla bir arada olma durumu
Güven ve şeffaflık bu sürecin şu aşamadaki en etkili mücadele yöntemi…

Eğer bu salgında 1000 kişi ölecekse her gün 90 90 ölüm sayısı açıklayıp insanların hiç birşey olamamış gibi hayatlarına devam ettiği ve bu korkunç pandeminin gerçeklerinden uzaklaştım bir dinamiği bir devlet yetkilisinin çıkıp bu hastalık yüzünden 1000 kişi ölebilir ve bu bin kişi içinde siz de yer alabilirsiniz evlatlarınız da anne ve babalarınız da demesini tercih ederim

Gerçekleri gizleme ve insanlara korku salarak bilgiyi saklama siyaseti ile bu süreç yönetilemez.
Bu süreç, ancak şeffaflık ve aklıselim ile yönetilebilir.
Doğru, zamanında, standart ve doyurucu bilgiye ulaşmak ve bilgi paylaşmak herkesin en temel hakkıdır ve hayat kurtarmak için de elzemdir.

Güney Kore’nin başarısının sırrı, açık bilgi, şeffaflık ve halkı tamamen doğru bilgilendirmeden oluşan stratejisinde yatıyor.
Liderler krizi büyük ölçüde ulusal bazda ele alıyor, ancak virüs sınır tanımıyor.

ABD de dahil hiçbir ülke tamamen kendi ulusal çabasıyla bu virüsü alt edemez. Yani kimse kendi sağlık sistemini överek, birbirlerini pohpohlayarak bu süreçten bir zaferle çıkamaz!
Bi sanıyorduk ki bir daha pandemi yaşamayacağız
Şehirler, devletler ve bölgeler bilimin sınırları dahlinde stoklama, işbirlikçi planlama ve keşfetme yoluyla halklarını pandemilerden korumaya kalıcı biçimde hazırlanmalı.

Bunları ben söylemiyorum Amerikan tarihinin en önemli dış işleri bakanlarından biri olan Kissenger söylüyor.
Koronavirüsün tetiklediği daralma, hızı ve küresel ölçeği bakımından, tarihte bilinen hiçbir şeye benzemiyor.
Eli kulağındaki kaosun dünyanın en savunmasız topluluklarında eşi benzeri görülmemiş trajedileri doğuracağını öngörmek bir kehanet değil artık.
Peki tüm bu anlattıklarımıza çözüm olarak ne yapmalı;
Vatandaşlar hükümetlerinin en iyi kararları alacak uzmanlık, teknik bilgi, kapasite ve tarafsızlığa sahip olduğuna inanmak isterler
Sağlık Bakanı ve Bilim kuruluna sürecin başından beri duyulan güven tam olarak bu

Peki süreci A’dan Z’ye yönetecek olan iktidarın diğer paydaşları nasıl bir sınav veriyor bu süreçte?
Aynı şekilde toplumu böylesi zamanlarda bile ayrıştıran insanların varlığının olduğu bir iklimde insanlar liderlerine nasıl güvenecek?
Kimsenin kimseye karşı bu süreçte saçma bir kini yok
En azından benim söylemlerimin temelinde tamamiyle daha iyisi, daha az hasarla atlatabilme telaşı yatıyor
Liderlere bu tarz kırılım anlarında yetki sorumluluğu artar ancak bu yetki sorumluluğunu veren halkın omuzlarına taşıdığı şey güven değildir.
Halk güvenmek istiyordur en azından şimdi be diyerek son bir şans daha vermek isteyen iyi niyetli milyonları hayal kırıklığına uğratmamak gerekiyor bu süreçlerde.
Amerikan İç Savaşı’nda 20 milyon nüfusu olan ülkesinde 1 milyon asker toplayıp hem içsavaşı kazanan hem de köleliği kaldıran Abraham Lincoln’ün hikayesi bu zamanlarda milli bağış kampanyalarında para toplayamayanlara harika bir örnek teşkil ediyor

Neydi Abraham Lincoln’ün sıfatı
‘’Honest Abe’’

Tüm Amerika liderlerini dürüst Abraham olarak biliyor
Şimdi ise gelinen noktada CNN gibi bir kanalın bile başkanlarının basın toplantısını yayınlamadıkları bir demagog lider zamanın ruhu!
Donald Trump başkanlık döneminde hiçbir zaman halkın kendisine oy vermemiş yarısından fazlasına el uzatmadı. Güven inşa etmenin basit adımlarını bile atmadı.

Bu pandemi sonrasında Avrupa Kıtasına Marshall yardımı yapabilecek bir Amerika da yok artık!
Ve bu pandamı ile mücadelede tek silahımız güven inşaası, samimiyet ve cesaret!

Bunu yapan liderlerin arkasında geniş halk kitleleri olacağını söylemek kehanet değil bir hakikat!
Özetle artık öyle bir kritik kavşaktayız ki önemli olan rejim tipi değil, vatandaşların liderlerine güvenip güvenmediği ve bu liderlerin yetkin ve etkili bir devlet idare edip etmediğidir.
Ancak üzülerek görüyoruz ki liderler

Vatandaşlarına hesap kitap bilmez vaatlerde bulunmaya devam ediyorlar.
Hedefleri irrasyonel sebep-sonuç ilişkileriyle resmediyorlar.

Vatandaşlarına acı gerçekleri değil duymak istediklerini söylüyorlar.
Eleştirilmez, eleştirilmesi teklif bile edilemez liderler olarak lider sultasını otokratik resmin sınırlarında dolaştırıyorlar…
Ve bizler de seçim dönemlerinde kamu harcamalarıyla bütçelere ağır hasar vermelerinin ağır bedellerini insanlara 2 ay bile evde kalmasına yetecek paramız olduğunda fark ettik

Önceden konan hiçbir kanun veya kural dizisinin artık geçerli olmadığı bir dünya düzenine giderken yeni kurallar manzumesinin en azından ilk 3 maddesinin güven ve şeffaflık üzerine inşaa edilmesinin hayati önem arz ettiğini düşünüyorum.
Eşi benzeri görülmemiş engellerin üstesinden gelmek için etkili ve ileri görüşlü liderlere ihtiyaç var. Ve bu liderlerin de halkının desteği ile ayakta durmasına !

BENİM ÜLKEMDEKİ ÇOK KIYMETLİ YURTTASLARIMDAN DA SAKLANAN İĞRENÇ GERÇEKLER VAR İSE KUL HAKLARINIDA DÜŞÜNMEYE DAVET EDİYORUM..

23.04. 2022
ALANYA.



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.