Eğer hukuk işlerse, Netanyahu’nun akıbeti Miloşeviç gibi olacak
Eğer hukuk işlerse, Netanyahu’nun akıbeti Miloşeviç gibi olacak 01 Haziran 2024
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Ahmed Han, Siyonist İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savaş Bakanı Yoav Gallant hakkında “yakalama kararı” başvurusunda bulunması, İsrail Hükümeti’nin hukuki ve uluslararası meşruiyetinin kalmadığı anlamına gelir.
Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi UCM, ABD ve Yahudi lobisinin tehdit ve baskılarına rağmen Başsavcı Kerim Han’ın ‘yakalanma emri’ talep etmesi hukuk adına önemli ve de anlamlı bir gelişmedir.
Mahkeme heyeti bu talebi onaylaması halinde ise İsrail için diplomatik bir felaket olacağı gibi Netanyahu ve Gallant’ın akıbeti Sırbistan ve Yugoslavya’nın eski devlet başkanı Slobodan Miloşeviç gibi olacağı kuvvetle muhtemeldir.
(Bosna iç savaşında Srebrenica’da Bosnalı Sırp Çetniklerin gerçekleştirdiği ve 8372 Müslüman Boşnak’ın işkenceyle katledildiği soykırımın sorumlularından olan S. Miloşeviç 27 Mayıs’ta Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından savaş suçu sanığı ilan edildi ve 1 Nisan 2001’de Yugoslav makamları tarafından tutuklandı. Miloşeviç, insanlığa karşı suç işlediği için Lahey Uluslararası Adalet Divanı’na verilen görev başındaki ilk devlet başkanı oldu. 11 Mart 2006 tarihinde savaş suçlarından yargılandığı sırada Lahey’de (Den Haag) hapishanede öldü.)
Ancak, ‘Beynelmilel hukuk’ işlerse!
Zira, mahkeme ve yargıçları, ABD ve ‘Yahudi Lobileri’ ile MOSSAD’ın ağır baskı, şantaj ve tehdidi altındadır.
Güney Afrika’nın başvurusunun ardından Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)’de “Soykırım ve Savaş suçu” işlediği gerekçesiyle açılan davada, Gazze’de devam eden büyük yıkım ve o korkunç insani facianın tek sorumlusu olarak sadece Başbakan Netanyahu ve Savunma Bakanı Gallant’ın gösterilmesi doğru değildir.
Unutulmasın ki, suçu işleyen kadar işletenler veya suçun işlenmesine destek verenler de aynı derecede suçludur.
Ayrıca Gazze’deki vahşetin sorumlusu İsrail’in ‘savaş kabinesi’ yani hükümetinin tamamı ve suç ortaklarıdır.
Çünkü İsrail’e sınırsız destek sağlayarak daha fazla suç işlemelerine sebep olmaları nedeniyle ABD ve İngiltere ile onların müttefiki olan ülkelerin yönetimleri ve karar vericileri olan siyasiler de Gazze’de gerçekleştirilen soykırımın sanıklarıdır.
Zira, Gazze’deki büyük yıkım ve soykırım gibi insanlığa karşı işlenen suçlar, onların desteğiyle gerçekleştirildiği için suç ortakları da sorumludur.
Bu gerçekten hareketle UCM Başsavcısı, Netanyahu ve Gallant hakkında talep ettiği ‘yakalama emrini’ aynı şekilde suç ortakları için de talep etmeliydi.
Çünkü Roma Sözleşmesinin konuya ilişkin 25, 27 ve 28. Maddeleri buna yol vermektedir.
Cellat ile kurbanı eşit tutulmuştur
İsrailli iki isime, 8 Ekim 2023’ten itibaren Gazze Şeridi’nde büyük yıkım ve soykırıma varan toplu katliamların yanında “açlığı savaş silahı olarak kullanmak” ve “insani yardım geçişlerine izin vermemek” gibi “savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan” cezai sorumluluk taşıdıkları konusunda makul gerekçeler bulunması hasebiyle “yakalama kararı” talep edilmesi, hukuki bir girişimdir ancak, Hamas yetkilileri için de ‘yakalama kararı’ talep edilmesi ise siyasi baskıların sonucu ‘denge kurulma’ adına verilen siyasi bir karardır.
Çünkü, cellat ile kurbanı eşit tutulmuştur. (Srebrenica Soykırımı davasında olduğu gibi.)
Ayrıca Hamas yetkililer için 7 Ekim saldırısı gerekçe gösterilerek, “yakalama kararı” verilmesi hukuki bir temele dayanmamaktadır.
Çünkü; “işgal altındaki tüm dünya halklarına, ‘işgale karşı direnme hakkı’ veren uluslararası sözleşmeler ve kararlar mevcuttur”. Hamas, bu hakkı kullanarak, Filistin halkının özgürlüğünü yok sayan ve topraklarını işgal eden Siyonist İsraillilere karşı direnen bir harekettir.
Hamas yetkilileri ise işgal, yıkım ve toplu katliam emri veren İsrailli yetkililerin aksine işgalcilere karşı meşru müdafaa hakkını kullanma adına emirlerini verdikleri için hukuken suçlu değillerdir.
UCM, derhal bu yanlışından vazgeçmeli, aksi halde hem adalet tecelli etmemiş hem de mahkeme meşruiyetini kaybetmiş olacak.
|