Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1835
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10848
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 757
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2060 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (167) | Dış Politika (2450) | Ekonomi (245) | Eğitim (93) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (70) | Adalet (77) | Milli Kültür (534) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (875) | Tarım (156) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (12) | Basın ve Televizyon (21) | Din (589) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (15) | Milli Güvenlik (651) | Türk Dünyası (921) | Şiir (108) | Sağlık (198) | Diğer (3567) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (205)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (313)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (123)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1784)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 8.06.2024 21:58:34

Eğer hukuk işlerse, Netanyahu’nun akıbeti Miloşeviç gibi olacak

Eğer hukuk işlerse, Netanyahu’nun akıbeti Miloşeviç gibi olacak
01 Haziran 2024



Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com


Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Ahmed Han, Siyonist İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savaş Bakanı Yoav Gallant hakkında “yakalama kararı” başvurusunda bulunması, İsrail Hükümeti’nin hukuki ve uluslararası meşruiyetinin kalmadığı anlamına gelir.

Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi UCM, ABD ve Yahudi lobisinin tehdit ve baskılarına rağmen Başsavcı Kerim Han’ın ‘yakalanma emri’ talep etmesi hukuk adına önemli ve de anlamlı bir gelişmedir.

Mahkeme heyeti bu talebi onaylaması halinde ise İsrail için diplomatik bir felaket olacağı gibi Netanyahu ve Gallant’ın akıbeti Sırbistan ve Yugoslavya’nın eski devlet başkanı Slobodan Miloşeviç gibi olacağı kuvvetle muhtemeldir.

(Bosna iç savaşında Srebrenica’da Bosnalı Sırp Çetniklerin gerçekleştirdiği ve 8372 Müslüman Boşnak’ın işkenceyle katledildiği soykırımın sorumlularından olan S. Miloşeviç 27 Mayıs’ta Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından savaş suçu sanığı ilan edildi ve 1 Nisan 2001’de Yugoslav makamları tarafından tutuklandı. Miloşeviç, insanlığa karşı suç işlediği için Lahey Uluslararası Adalet Divanı’na verilen görev başındaki ilk devlet başkanı oldu. 11 Mart 2006 tarihinde savaş suçlarından yargılandığı sırada Lahey’de (Den Haag) hapishanede öldü.)

Ancak, ‘Beynelmilel hukuk’ işlerse!

Zira, mahkeme ve yargıçları, ABD ve ‘Yahudi Lobileri’ ile MOSSAD’ın ağır baskı, şantaj ve tehdidi altındadır.




Güney Afrika’nın başvurusunun ardından Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)’de “Soykırım ve Savaş suçu” işlediği gerekçesiyle açılan davada, Gazze’de devam eden büyük yıkım ve o korkunç insani facianın tek sorumlusu olarak sadece Başbakan Netanyahu ve Savunma Bakanı Gallant’ın gösterilmesi doğru değildir.

Unutulmasın ki, suçu işleyen kadar işletenler veya suçun işlenmesine destek verenler de aynı derecede suçludur.

Ayrıca Gazze’deki vahşetin sorumlusu İsrail’in ‘savaş kabinesi’ yani hükümetinin tamamı ve suç ortaklarıdır.


Çünkü İsrail’e sınırsız destek sağlayarak daha fazla suç işlemelerine sebep olmaları nedeniyle ABD ve İngiltere ile onların müttefiki olan ülkelerin yönetimleri ve karar vericileri olan siyasiler de Gazze’de gerçekleştirilen soykırımın sanıklarıdır.

Zira, Gazze’deki büyük yıkım ve soykırım gibi insanlığa karşı işlenen suçlar, onların desteğiyle gerçekleştirildiği için suç ortakları da sorumludur.

Bu gerçekten hareketle UCM Başsavcısı, Netanyahu ve Gallant hakkında talep ettiği ‘yakalama emrini’ aynı şekilde suç ortakları için de talep etmeliydi.

Çünkü Roma Sözleşmesinin konuya ilişkin 25, 27 ve 28. Maddeleri buna yol vermektedir.



Cellat ile kurbanı eşit tutulmuştur


İsrailli iki isime, 8 Ekim 2023’ten itibaren Gazze Şeridi’nde büyük yıkım ve soykırıma varan toplu katliamların yanında “açlığı savaş silahı olarak kullanmak” ve “insani yardım geçişlerine izin vermemek” gibi “savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan” cezai sorumluluk taşıdıkları konusunda makul gerekçeler bulunması hasebiyle “yakalama kararı” talep edilmesi, hukuki bir girişimdir ancak, Hamas yetkilileri için de ‘yakalama kararı’ talep edilmesi ise siyasi baskıların sonucu ‘denge kurulma’ adına verilen siyasi bir karardır.

Çünkü, cellat ile kurbanı eşit tutulmuştur. (Srebrenica Soykırımı davasında olduğu gibi.)

Ayrıca Hamas yetkililer için 7 Ekim saldırısı gerekçe gösterilerek, “yakalama kararı” verilmesi hukuki bir temele dayanmamaktadır.

Çünkü; “işgal altındaki tüm dünya halklarına, ‘işgale karşı direnme hakkı’ veren uluslararası sözleşmeler ve kararlar mevcuttur”. Hamas, bu hakkı kullanarak, Filistin halkının özgürlüğünü yok sayan ve topraklarını işgal eden Siyonist İsraillilere karşı direnen bir harekettir.

Hamas yetkilileri ise işgal, yıkım ve toplu katliam emri veren İsrailli yetkililerin aksine işgalcilere karşı meşru müdafaa hakkını kullanma adına emirlerini verdikleri için hukuken suçlu değillerdir.

UCM, derhal bu yanlışından vazgeçmeli, aksi halde hem adalet tecelli etmemiş hem de mahkeme meşruiyetini kaybetmiş olacak.



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.