Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1835
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10678
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 757
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2060 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (166) | Dış Politika (2403) | Ekonomi (243) | Eğitim (93) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (67) | Adalet (74) | Milli Kültür (510) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (868) | Tarım (155) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (11) | Basın ve Televizyon (21) | Din (581) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (15) | Milli Güvenlik (645) | Türk Dünyası (912) | Şiir (100) | Sağlık (193) | Diğer (3522) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (205)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (310)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (121)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1742)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Prof. Ata ATUN - (Ziyaretci) 10.07.2017 00:00:50

AB,AB, Kıbrıs (Rum) ve Türkiye

AB,AB, Kıbrıs (Rum) ve Türkiye

6 Temmuz Perşembe günü Avrupa Parlamentosu`nun, Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını öneren raporunu, mevcut 541 parlamenterin 477`si gibi ezici bir çoğunluğun ``Evet´´ oyları ile kabul etmesi, şimdilik Rumları memnun etse de uzun vadede Kıbrıslı Rumların hayrına olmayacak. AP`nin bu ``düşüncesiz´´ kararı Kıbrıs konusunu Rumların aleyhine -derinden- etkileyecek ve endirekt olarak Kıbrıs (Rum) Yönetiminin Kıbrıs politikasının iflasına yol açacak.

Dönemin Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios ve Yorgacis, Papadopulos, Kiprianu gibi EOKA`cı Bakanları, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında Kıbrıslı Türklere siyasi eşitlik sağlayan 13 Anayasa maddesini iptal ederek 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti`ni safkan ``Rum Üniter Devleti´´ haline dönüştürmek amaçlı en etkin yöntemin, Türklere silahlı saldırılar düzenleyip onları sindirerek gerçekleştirmek olduğunu sanmışlardı. Bu amaçla hazırladıkları Akritas Planını da 21 Aralık 1963 Cumartesi gününün çok erken saatlerinde Tahtakala bölgesinde Türklere saldırarak ve 2 soydaşımızı şehit ederek başlatmışlardı. Sonra da Kıbrıslı Türk Milletvekillerinin 1964 yılında silah zoru ile uzaklaştırıldığı sözde ``Temsilciler Meclisi´´nde, sadece Rum milletvekillerinin oyları ile kabul ettikleri uyduruk bir ``Gereklilik Yasası´´ (Law of Necessity) ile önce Temsilciler Meclisinde alınacak kararların sadece Rum Milletvekillerinin çoğunluk oyları ile kabul edilebileceğini, Bakanlar Kurulunda Türklere ayrılan 3 Bakanlığın başına Rumların getirileceği ve Bakanlar Kurulunun 10 Rum Bakandan oluşacağı kararını almışlardı. Arkasından da Anayasa`da Kıbrıslı Türklere eşit siyasi haklar sağlayan 13 maddeyi tek taraflı, Rum Milletvekillerinin oyları ile kaldırmışlar ve 1964 Martında da, 1960 Kıbrıs Cumhuriyetini safkan ``Rum Üniter Devleti´´ haline dönüştürmüşlerdi. Bu arada da ``Türkler isyan etti´´ diye yalandan bir gerekçe uydurup adanın neresinde bir Türk yerleşim yeri varsa saldırıp, Türkleri öldürmeye ve adadan kaçmaya zorlamışlardı.

1950`li yılların ünlü EOKA`cıları, 1960`lı yılların Rum siyasileri Yorgacis`in, Tassos`un, Kiprianu`nun ve Rum Meclis Başkanı Klerides`in hesaba katmayı akıllarında getirmedikleri minicik bir detay, Kıbrıslı Türklerin kolay yutulur lokma olmadıkları gerçeği, tüm planlarını alt üst etti. Türkleri adadan silip atmak ve sonra da adayı Yunanistan`a bağlamak (Enosis) Rumlar için bir hayal haline gelince, Yunanistan`daki Albaylar Cuntası, adanın Yunanistan`a ilhakının kısa yolunun darbe yaparak Makarios`u devirmek ve Enosisi gerçekleştirmekten geçtiğini sandı ve 15 Temmuz 1974 günü darbeyi yaptırdılar. Sonu hüsran oldu Rumlar için bu darbe girişiminin. Türkiye`nin, 1960 Kıbrıs Anayasası içinde yer alan (EK 1, Madde 4) uluslararası haklarını kullanarak darbeye müdahale etmesi, Rumların tüm planlarını alt üst etti ve adanın tümü Yunanistan`a bağlanacağı yerde, neredeyse üçte biri kontrollerinden çıktı.

Türklerle silah zoru ile mücadele edemeyeceğini anlayan Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti, aynen 1897 yılında Girit`te sahneledikleri senaryoyu hayata geçirerek Avrupa Devletlerini arkalarına alıp, Kıbrıs adasından Türkleri atabileceklerini varsaydılar. Önce 1978 yılında AB ile Gümrük Birliği Protokolünü imzalayarak Avrupa yönüne doğru bir adım attılar. 1990 yılında adaylık başvurusunu yaptılar ve AB 1993 yılında bu başvurunun kabul edildiğini açıkladı. 1998 yılında Katılım Müzakereleri başladı. 2002 yılında katılımı kabul edildi ve 1 Mayıs 2004 tarihinde de katılım gerçekleşti&8230;

Glafkos Kleridis`in Kıbrıs`ın yakın geçmişinin perde arkasını ve Rum Hükümetlerinin Kıbrıs politikalarını içeren ``İfadelerim´´ (My Depositions) adlı 4 ciltlik kitabında dile getirdiği ``AB`ye katılım amacımız, AB`yi arkamıza alıp Türkiye`yi Kıbrıs adasından atmaktır´´ sözleri doğrultusunda, Kıbrıs Rum Yönetimi ``Türkiye-AB Katılım Müzakereleri´´ başladıktan hemen sonra altı Müzakere başlığını Veto etti. Müzakere sürecinde de her fırsatta ``Türkiye Kıbrıs adasında taviz versin, vetomu kaldırayım´´ tehditleri masaya koydu.

Gerçekte Kıbrıslı Rumlar, AP`nin bu kararı ile ellerindeki en önemli kozu yitirdiler ve politik dille ``siyaseten çırılçıplak´´ kaldılar. Artık her fırsat ve olanakta, ``Veto ederim ve 1964 Ankara Anlaşması gereğince Türkiye, Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetini tanısın, Hava ve Deniz limanlarını açsın´´ içerikli şantajlarını yapabilecek ortamları da kalmadı.

Özetle, Avrupa Parlamentosu`nun da, Türkiye`nin de kerhen yürüttüğü ``Türkiye-AB katılım müzakerelerinin askıya alınması´´ Türkiye`den daha çok Kıbrıs Rum Cumhuriyetine zarar verecek, Kıbrıs sorununun içeriğini ve mecrasını yakın tarihte değiştirecek. Hep birlikte göreceğiz&8230;

Prof. Dr. Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com veya ata.atun@gmail.com
http://www.ataatun.org
Facebook: AtaAtun1
http://www.twitter.com/ataatun

Kıbrıs (Rum) ve Türkiye

6 Temmuz Perşembe günü Avrupa Parlamentosu`nun, Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını öneren raporunu, mevcut 541 parlamenterin 477`si gibi ezici bir çoğunluğun ``Evet´´ oyları ile kabul etmesi, şimdilik Rumları memnun etse de uzun vadede Kıbrıslı Rumların hayrına olmayacak. AP`nin bu ``düşüncesiz´´ kararı Kıbrıs konusunu Rumların aleyhine -derinden- etkileyecek ve endirekt olarak Kıbrıs (Rum) Yönetiminin Kıbrıs politikasının iflasına yol açacak.

Dönemin Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios ve Yorgacis, Papadopulos, Kiprianu gibi EOKA`cı Bakanları, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında Kıbrıslı Türklere siyasi eşitlik sağlayan 13 Anayasa maddesini iptal ederek 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti`ni safkan ``Rum Üniter Devleti´´ haline dönüştürmek amaçlı en etkin yöntemin, Türklere silahlı saldırılar düzenleyip onları sindirerek gerçekleştirmek olduğunu sanmışlardı. Bu amaçla hazırladıkları Akritas Planını da 21 Aralık 1963 Cumartesi gününün çok erken saatlerinde Tahtakala bölgesinde Türklere saldırarak ve 2 soydaşımızı şehit ederek başlatmışlardı. Sonra da Kıbrıslı Türk Milletvekillerinin 1964 yılında silah zoru ile uzaklaştırıldığı sözde ``Temsilciler Meclisi´´nde, sadece Rum milletvekillerinin oyları ile kabul ettikleri uyduruk bir ``Gereklilik Yasası´´ (Law of Necessity) ile önce Temsilciler Meclisinde alınacak kararların sadece Rum Milletvekillerinin çoğunluk oyları ile kabul edilebileceğini, Bakanlar Kurulunda Türklere ayrılan 3 Bakanlığın başına Rumların getirileceği ve Bakanlar Kurulunun 10 Rum Bakandan oluşacağı kararını almışlardı. Arkasından da Anayasa`da Kıbrıslı Türklere eşit siyasi haklar sağlayan 13 maddeyi tek taraflı, Rum Milletvekillerinin oyları ile kaldırmışlar ve 1964 Martında da, 1960 Kıbrıs Cumhuriyetini safkan ``Rum Üniter Devleti´´ haline dönüştürmüşlerdi. Bu arada da ``Türkler isyan etti´´ diye yalandan bir gerekçe uydurup adanın neresinde bir Türk yerleşim yeri varsa saldırıp, Türkleri öldürmeye ve adadan kaçmaya zorlamışlardı.

1950`li yılların ünlü EOKA`cıları, 1960`lı yılların Rum siyasileri Yorgacis`in, Tassos`un, Kiprianu`nun ve Rum Meclis Başkanı Klerides`in hesaba katmayı akıllarında getirmedikleri minicik bir detay, Kıbrıslı Türklerin kolay yutulur lokma olmadıkları gerçeği, tüm planlarını alt üst etti. Türkleri adadan silip atmak ve sonra da adayı Yunanistan`a bağlamak (Enosis) Rumlar için bir hayal haline gelince, Yunanistan`daki Albaylar Cuntası, adanın Yunanistan`a ilhakının kısa yolunun darbe yaparak Makarios`u devirmek ve Enosisi gerçekleştirmekten geçtiğini sandı ve 15 Temmuz 1974 günü darbeyi yaptırdılar. Sonu hüsran oldu Rumlar için bu darbe girişiminin. Türkiye`nin, 1960 Kıbrıs Anayasası içinde yer alan (EK 1, Madde 4) uluslararası haklarını kullanarak darbeye müdahale etmesi, Rumların tüm planlarını alt üst etti ve adanın tümü Yunanistan`a bağlanacağı yerde, neredeyse üçte biri kontrollerinden çıktı.

Türklerle silah zoru ile mücadele edemeyeceğini anlayan Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti, aynen 1897 yılında Girit`te sahneledikleri senaryoyu hayata geçirerek Avrupa Devletlerini arkalarına alıp, Kıbrıs adasından Türkleri atabileceklerini varsaydılar. Önce 1978 yılında AB ile Gümrük Birliği Protokolünü imzalayarak Avrupa yönüne doğru bir adım attılar. 1990 yılında adaylık başvurusunu yaptılar ve AB 1993 yılında bu başvurunun kabul edildiğini açıkladı. 1998 yılında Katılım Müzakereleri başladı. 2002 yılında katılımı kabul edildi ve 1 Mayıs 2004 tarihinde de katılım gerçekleşti&8230;

Glafkos Kleridis`in Kıbrıs`ın yakın geçmişinin perde arkasını ve Rum Hükümetlerinin Kıbrıs politikalarını içeren ``İfadelerim´´ (My Depositions) adlı 4 ciltlik kitabında dile getirdiği ``AB`ye katılım amacımız, AB`yi arkamıza alıp Türkiye`yi Kıbrıs adasından atmaktır´´ sözleri doğrultusunda, Kıbrıs Rum Yönetimi ``Türkiye-AB Katılım Müzakereleri´´ başladıktan hemen sonra altı Müzakere başlığını Veto etti. Müzakere sürecinde de her fırsatta ``Türkiye Kıbrıs adasında taviz versin, vetomu kaldırayım´´ tehditleri masaya koydu.

Gerçekte Kıbrıslı Rumlar, AP`nin bu kararı ile ellerindeki en önemli kozu yitirdiler ve politik dille ``siyaseten çırılçıplak´´ kaldılar. Artık her fırsat ve olanakta, ``Veto ederim ve 1964 Ankara Anlaşması gereğince Türkiye, Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetini tanısın, Hava ve Deniz limanlarını açsın´´ içerikli şantajlarını yapabilecek ortamları da kalmadı.

Özetle, Avrupa Parlamentosu`nun da, Türkiye`nin de kerhen yürüttüğü ``Türkiye-AB katılım müzakerelerinin askıya alınması´´ Türkiye`den daha çok Kıbrıs Rum Cumhuriyetine zarar verecek, Kıbrıs sorununun içeriğini ve mecrasını yakın tarihte değiştirecek. Hep birlikte göreceğiz&8230;

Prof. Dr. Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com veya ata.atun@gmail.com
http://www.ataatun.org
Facebook: AtaAtun1
http://www.twitter.com/ataatun



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.