Türkiye ile ABD arasındaki krizler
Mehmet Koçak
Türkiye ile ABD arasındaki krizler 14 Ekim 2017 Cumartesi Türkiye-Amerika ilişkilerinde yaşanan kriz ne ilktir ne de son olacaktır. Son kriz tartışmaları devam ederken, iki ülke arasında yaşanan geçmişteki krizleri irdeleyerek bugün yaşananları anlamaya çalışıyorum. İlk siyasi kriz: 5 Haziran 1964 tarihinde zamanın ABD Başkanı Lyndon B. Johnson, dönemin başbakanı İsmet İnönü`ye gönderdiği mektup ve sonrasında yaşananlar krize sebep olmuştu. Mektubunda ABD Başkanı, Türkiye`nin Kıbrıs`a askeri harekât düzenleyeceğinden haberdar olduğunu ve bundan endişe duyduğunu belirterek, ``Karşınızda Sovyetler Birliği`ni bulursanız, yanınızda biz olmayacağız´´ şeklinde uyarı görüntüsü altında tehdit etmişti. İsmet İnönü ise cevaben ``Yeni bir dünya kurulur. Türkiye de o dünyada yerini alır´´ şeklinde aynı derecede sert olmuştu. İkinci önemli kriz: 1971`de haşhaş ekimi tamamen yasaklanmıştı. 1974`te dönemin başbakanı Bülent Ecevit`in haşhaş ekimini yeniden başlatmasıyla iki ülke arasındaki i lişkiler gerildi. Bu gerilim devam ederken 1974 yılında Kıbrıs Harekâtı sonrası ABD, Türkiye`ye silah ambargosu uygulamaya karar verdi. Türkiye, misillemede bulundu ve ülke sınırları içinde ABD`nin kullanımındaki İncirlik Üssü ve diğer üslerin kullanımını askıya alarak, buraların kontrolünü Türk Silahlı Kuvvetleri`ne (TSK) devretti. Karşılıklı suçlamalar ve restleşmeler var olan kriz tırmandırılmış oldu. İncirlik Üssü, ABD için çok önemliydi. Çünkü İncirlik Üssü, &8216;Soğuk Savaş` döneminde ABD`nin Sovyetler Birliği`ne karşı kilit operasyon merkezlerinden biriydi. ABD Kongresi`nin Eylül 1978`te ambargoyu kaldırması sonrası, İncirlik Üssü eskisi gibi faaliyet göstermeyi sürdürdü. Üçüncü Kriz: 1 Mart 2002 yılında yaşandı. ABD`nin Irak`ı işgal sürecindeki Türk askerlerin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye`de bulunmasına ilişkin tezkere, gönderildiği TBMM`den geçmedi. Halbuki, ABD tezkerenin TBMM`den geçeceği beklentisindeydi. Dördüncü Kriz; Amerikalı işgal güçleri tarafında Türk askerlerine yönelik Irak`ta düzenlediği operasyonuydu. &8216;Çuval olayı` olayı olarak tarihe gecen buküstahlık4 Temmuz 2003`te Irak`ın Süleymaniye kentinde gerçekleşti. ABD`nin işgalci askerleri, TSK`nın Özel Kuvvetler Komutanlığı`na bağlı subayların bulunduğu karargâha baskın düzenledi. Burada görevli Türk askerleri, başlarına çuval geçirilmesi sonrası gözaltına alınarak sorgulanmak üzere Bağdat`a götürüldü. Bu askeri kriz görüşmeler yoluyla büyümeden aşıldı. &8230;.Ve son kriz: Son kriz hem orantısız hem de beynelmilel hukuka aygırıdır. İstanbul Başkonsolosluğu`nda çalışan Metin Topuz`un FETÖ yapılanmasına ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınması veya ABD`li papazın tutuklanması krizin sebebi gösterilse de bana göre bunlar işin bahanesi. Asıl sebep eski krizlerin bir devamı olarak yine siyasi ve yine stratejiktir. Gizli pazarlıklardatutuklanmalardan daha çok Türkiye`nin bölge sorunlarıyla alakalı olarak ABD ve AB dışındaki aktörlerle yürüttüğü stratejik ilişkiler önemli rol oynayacağı kanaatindeyim. Nitekim, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD`li mevkidaşı Rex Tillerson arasında ilk temas kuruldu. Önümüzdeki hafta diplomatik krizi çözmek için tarafları temsil eden heyetler bir araya geleceğini açıkladı. Önemli olan karşılıklı kabullerle bir uzlaşmaya varılmasıdır. Güce dayalı dayatmacı politikalar ABD tarafından ileri sürülür ise o zaman var olan kriz derinleşir. Elbette eskisi gibi güvenilir dostluk düzeyinde olmasa da ilişkilerin devamı yönünde bir sonuca varılır. Çünkü taraflar krizin uzamasını istemiyor. Çözüm için diplomatik ve de siyasi kanalları tarafların açık tutması krizin aşılacağına işarettir.
|