İsrail`in ömrü
İsrail`in ömrü İsrail`in istihbarat servisi Mossad`ın eski başkanlarından Efraim Halevy ``Rusya ile savaş durumuna gelebiliriz. İsrail güçleri Rusya güçleriyle karşı karşıya gelebilir ve savaş çıkabilir. Bu süper güçle savaşmadan baş etmenin yolunu bulmalıyız. Rusya, çok uzun süre kalmak için Suriye`ye girdi. Askeri üslerini ve gücünü onlarca yıl devam edecek şekilde inşa etti´´ dedi. (Anadolu Ajansı, 13.04.2018) Yine MOSSAD`ın eski başkanlarından Tamir Pardo ise ``İsrail`in ulusal güvenliği için en büyük tehdit nedir´´ sorusuna cevap olarak ``En büyük tehdit, deniz ile Ürdün nehri arasında neredeyse aynı sayıda Yahudi (6,5 milyon) ve gayri-yahudinin (Filistinli, 6,5 milyon) olduğu gerçeğidir. Dünyada sınırlarının ne olduğunu tayin etmemiş olan tek ülke biziz. Şayet İsrail Devleti ne istediğine karar vermezse, sonunda deniz ile nehir arasında tek bir devlet olacaktır. Bu ise Siyonist vizyonun sonu demektir´´ dedi. (Strategic Culture Foundation, 10.04.2018) İstihbarat başkanları iki hususa vurgu yapmışlar: Rusya ile ilişkiler ve İsrail`in nüfusu. İsrail`in Rusya`yla ilişkileri, en girift ilişkilerden biridir. Hatta ABD-İsrail ilişkileri dahi bu kadar girift değildir. İsrail, göçmen Yahudiler üzerine kurulmuş bir devlettir ve bunların önemli bir kısmı da Rusya göçmenidir. Rusya göçmenleri entelektüeldirler ve kritik yerlerde görev başındadırlar. Mesela İsrail, Türkiye`nin savaş uçaklarını Rusya göçmeni uzmanlarla modifiye edebilmiştir. ABD`nin bundan haberi var mıdır? İsrail, ABD ile istihbarat ilişkisi içinde, özellikle de Orta Doğu`da. ABD, İsrail ile Türkiye arasında kalmış durumda: Orta Doğu kimin kontrolünde olacak, Ankara`nın mı yoksa Tel Aviv`in mi? İleride Ankara kontrolden çıkar mı, Tel Aviv söz dinler mi? Çin`i kim durduracak? İsrail, Orta Doğu`nun kontrolünün başkasında olmasını kabul eder mi? Peki etmezse İsrail, Orta Doğu`ya güç yetirebilir mi? Orta Doğu, Türkiye`nin eski hinterlandı. Türkiye düşmanı bazı Araplarla İsrail`in ittifakının sebebi de bu. Osmanlı`ya dair her bir açıklama, bu ittifakı üretenlerin elini güçlendiriyor. İsrail`in en büyük sorunu nüfus. İsrail adeta yarı-açık bir cezaevi gibi. Çok güçlü teşviklere rağmen kimse gelmiyor, gelenler de bir süre sonra burayı terk ediyor. İsrail makamları her yıl, İsrail`e göç edenleri açıklıyor ama terk edip gidenleri açıklamıyor. Artan Filistinli Arap nüfusu da ayrı bir dert. Dolayısıyla, ``İsrail`in ömrü, bugünkü nüfusunun ömrüyle sınırlı´´ denilebilir. Bu haldeki bir İsrail, Orta Doğu`yu kontrol edebilir mi? İsrail`i Orta Doğu`da ibate etmek ancak Türkiye`yle ittifak yaparak mümkündür. İsrail, Ankara`nın himayesini kabul eder mi, yoksa uzun erimde yok mu olur? ABD, İsrail`i Orta Doğu`da Türkiye`yle birlikte hareket etmeye zorluyor. ABD`nin hayali, bu iki gücü bölgeye vekili olarak bırakmak ve tüm dikkatini Asya`ya yöneltmek. Ancak İsrail`in bölgeye tamamen hâkim olma arzusu, ABD ile Almanya`yı karşı karşıya getiriyor. Almanya, İsrail`in desteğine karşılık Tel Aviv`in Orta Doğu politikalarına omuz veriyor. Almanya-İsrail beraberliği doğal olarak Rusya`yı bölgeye çekiyor ve bu da Rus-Alman sürtüşmesine ayrıca Rusya-İsrail krizine sebep olmakla Türk-Rus ittifakına temel teşkil ediyor. Suriye`deki ve İslami Asya`da önümüzdeki süreçte yaşanabilecek gelişmeler, İsrail`in bölgedeki yalnızlaşma ve nüfus ile ilgili projeksiyonlarını pozitif yönde etkileme potansiyeli içeriyor. İsrail-Türkiye ilişkileri her zaman olağanüstü stratejik öneme sahiptir. Bu açıdan Türkiye ve İsrail`in karşılıklı çıkarlarını yeniden konsolide ederek geleceği biçimlendirmeleri çok daha rasyonel olacaktır. Bu da İsrail`in Türkiye`nin endişe ve kaygılarını giderme seçeneği imal edecektir. İsrail tarihi yeniden yorumlamak zorunda. Sapiens gibi bir analiz demeti içeren kitabı üreten entelektüel birikimin, okyanusu geçip derede soluksuz kalması gibi bir absürt durum da ortaya çıkabilir. İsrail`in ve İslami Asya ülkelerinin, Türkiye`nin tarihsel olarak ürettiği çoğulcu birikime ihtiyacı var. Çünkü bu anlayış, Yahudi, Ermeni, Rum gibi ekalliyetin güvenliğini ve bekasını temin etti. Bu büyük anlayışa hakkını teslim etmek ve destek vermek stratejik düşüncenin temelidir.
|