ABD`nin `Üst aklı`, Türkiye`yi Teslim Olmaya Zorluyor
Mehmet Koçak
ABD`nin `Üst aklı`, Türkiye`yi Teslim Olmaya Zorluyor 29 Kasım 2017 Çarşamba
Stratejik ortak, NATO üyesi ve geleneksel müttefik iki ülke, Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında son yıllarda yaşanan soğukluk artarak devam ediyor. 15 Temmuz işgal ve teslim alma kalkışmasındaki ABD bağlantıları ve FETÖ elebaşı Gülen`in iadesi meselesi. FETÖ ile gizli ilişkileri tespit edilen Amerikan vatandaşı rahibin tutuklanması. Rıza Sarraf davası üzerinden uydurma belgelerle yapılan suçlamalar. Halk Bankası Başkan Yardımcısının tutuklanması ve eski bakanlardan Z. Çağlayan hakkında yakalama kararı çıkartılması. FETÖ bağlantılı ABD Büyükelçilik çalışanı ajanların tutuklanması. Cumhurbaşkanımızın korumalarına dava açılmış olması. Bütün bunların yanında ayrıca iki ülkeyi karşı karşıya getiren en önemli diğer sorun ise, terör örgütü PKK`nın PYD-PYD üzerinden silahlandırılmasıdır. İki ülkenin arka arkaya yaşadığı krizler hâlâ masada. Karşılıklı ziyaretler ve kurulan temaslara rağmen krizlerin çözümü konusunda maalesef bir arpa boyu yol alınamadı. Krizlere sebep olan sorunların sonuçları elbette önemli ancak sebepleri ise daha da önemli ve yoruma muhtaçtır. Unutulmasın ki, sorunlara sebep olan Türkiye değil, ABD`nin kendisidir. Türkiye hangi yol ve yöntemle bu sorunları aşmaya başvurursa vursun, bu sorunları aşamaz. Çünkü ABD, sorunları aşmak değil, Türkiye`yi teslim almak istemektedir. İşin özü bu. ABD`NİN SİLAH SEVKİYATI OYUNU ABD tarafından PKK`nın Suriye kolu (PYD`nin silahlı kanadı) YPG`nin silahlandırılması iki ülke arasında hâlâ ciddi bir sorun. ABD, terör örgütü PKK/PYD`nin silahlandırılması için IŞİD`i gerekçe gösteriyordu. ABD`nin PKK`ya PYD-YPG üzerinden verdiği silah ve mühimmat, Trump ``durdurma talimatı verdim´´ diyene kadar 3 bin TIR`a ulaşmıştı. PKK`ya verilen silahlar tanklara, zırhlı araçlara ve helikopterlere karşı etkili silahlar. İçlerinde lav silahları da var. Gelişmiş, hafif, gerilla ve şehir savaşlarında kullanılacak silahlar var. Bahane gösterilen DEAŞ bölgeden bir başka görev için anlaşma çerçevesinde silahlarıyla birlikte güvenli bölgelere nakli gerçekleştirildi. Soçi zirvesi sonrası ABD Başkanı Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan`ı aradı ve ``Artık YPG`ye silah vermeyeceğiz. Sevkiyatı durdurma talimatını verdim´´ demişti.. Bana göre yeni bir oyuna hazırlık için ayrıca Türkiye`yi rahatlatmak ve tepkilerini azaltmak için böyle bir karar almıştır. Nitekim ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, Türkiye`ye terör örgütleri YPG-PYD`ye silah yardımını kesme sözü veren ABD Başkanı Donald Trump`ın aksine teröristlerle işbirliğini sürdüreceklerini açıkladı. Zaten yeni sevkiyatlara ihtiyaç yok. Çünkü PYD-YPG üzerinden PKK`ya 30 bin kişilik bir orduyu donatacak kadar silah ve mühimmat verilmiş. Şimdi asıl sorun şu; Türkiye Başkan Trump`ı mı yoksa Pentagon`u mu muhatap alacak? Diğer önemli sorular ise bu silahlar ne olacak? Bu sorular mutlaka irdelenmeli ve cevapları üzerinde ciddiyetle durulmalıdır. TÜRKİYE`NİN DİRENİŞİ Emir alan, tüketen ve verilen rolleri kabullenen o eski Türkiye`yi istiyorlar. Üreten, oyun kurucu olan ve teslim olmayan Kısacası; ``Ben de varım´´ diyen &8216;Yeni Türkiye` onları rahatsız etmektedir. Zira Orta Doğu`nun kendi çıkarlarına göre şekillendirilmesi ve İslam coğrafyasının yeniden dizayn edilmesi isteniyor. Zira bu yeni yapılanmaları gerçekleştiremeyen güçler enerji kaynaklarını elde tutamaz ve dünyaya hükmedemez. ABD, bu konuda Türkiye`yi yanında değil emirlerinde görmek istiyor. Türkiye, kayıtsız şartsız teslimiyet yerine karşılıklı çıkarlara dayalı ve eşit haklar içinde yeni bir yapılanmayı önermektedir. Dünyadaki yeni yapılanma sürecinde Türkiye kendi konumu ve geleceği adına güç dengeleri içinde yer bulmaya çalışırken bir yandan da dünya siyasetine yön veren devletler içinde yer almak istemektedir. ABD`nin dünya hegemonyası hedefine ulaşma konusunda dayattığı sömürü, işgal ve saldırı politikalarını kabullenmediği için Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ve AB öncülüğündeki Batı emperyalizmi tarafından hedef alınmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın ``Bize diz çöktürtemeyeceksiniz´´ ifadesindeki kararlılık ve öz güvenle Türkiye, devleti ve milletiyle direndikçe direniyor. ABD`nin ve AB`nin Türkiye`ye karşı suçlayıcı düşmanca bir tavır içinde olmalarının asıl sebebi budur. Gerilime sebep gösterilen sorunların ve krizlerin tümü işin bahanesidir.
|