Türk Meclisi |
|
||||||||
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832 Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10788 Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236 Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756 Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır. |
|
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler |
TÜRKÜZ;TÜRKÜ ÇAĞIRIRIZ.... |
‘ O, milli birliğimizin, dostluğun, sevginin, hoşgörünün, Türk tefekkür ve felsefesinin halk temsilcisi idi. O, iftiharımız Cumhuriyetimizin kurucusu aziz Atatürk’ümüzün şairi idi…’ Ben giderim adım kalır Dostlar beni hatırlasın Düğün olur bayram gelir Dostlar beni hatırlasın 20.yüzyılın Yunus Emresi; Büyük Türk ozanı Aşık Veysel ! 20.yüzyılda ‘Veysel’ donunda görünen bir Yunus Emre ! O büyük bir gönül adamı …. Onu, 23 Mart 1973 yılında sonsuzluğa uğurladık… O hep Türklüğün ve tüm insanların esenliğini diledi… Radyo’nun, Türkiye’de tek elektronik yayın organı olduğu dönemlerde mikrofonlardan milyonlara seslendi ve sazıyla, sözüyle; barışa, kardeşliğe çağırdı bizleri, Şarkışla’lı Aşık Veysel… Aşık Veysel’i daha iyi tanımak için onun radyo çalışmalarına tanık olan ve hakkında kitap yazan, Ankara radyosu eski sanatçılarından, araştırmacı yazar Sayı Niyazi Yılmaz’la görüştük… Sayın Yılmaz; Aşık Veysel’i tanıtan büyük hacimli eseriniz var. Söz eder misiniz ? O’nun şahsiyeti, fikriyatı ve milli kültürümüze katkılarını anlatan bir Kitap yazdığım için büyük mutluluk duyuyorum. Çünkü o kitap, Dünyadaki Türkoloji Enstitülerine, Milli Kütüphanelere ve Türk Dünyasına yayıldı. Türk’ün bu has evladını bütün dünya daha iyi tanıma fırsatı buldu. Aşık Veysel’in düşüncesini özellikle öne çıkarttım. Çünkü o sadece bir “Türkü babası, saz şairi, mahalli sanatçı veya alelade bir ozan” değildi. Sayın Yılmaz; Müziğimizdeki yeri nasıldı ? O. Milli birliğimizin, dostluğun, sevginin, hoşgörünün,Türk tefekkür ve felsefesinin halk temsilcisi idi. O,iftiharımız Cumhuriyetimizin kurucu- su aziz Atatürk’ümüzün şairi idi… Müziğimizdeki yeri soruyorsunuz… O, Türk Halk Edebiyatının arı-duru, yalın ve anlaşılabilir uslubunu, tavrını, tarzını, ritmini, vibrasyonları, tonlarını, estetiğini, otantik ve anonim türkülerimizle ortaya serdi; Çaldı ve söyledi…Dinletti, yaydı ve gönüllere girdi; yüreğimizin gönül köşkünde yer etti. O hiç unutulabilir mi ? Sayın Yılmaz; Aşık Veysel’in Türkiye’de tanınması nasıl oldu ? Efendim, 1930’lardı Aşık Veysel’i Sivas’ta ortaya çıkaran hocamız edebiyatçı-şair-yazar ve Türk Halk Müziğinin tesbitinde büyük emekleri olan Ahmet Kutsi Tecer’dir. Daha sonra, TRT’de Türk Halk Müziğinin kurucusu hocam Muzaffer Sarısözen, onu Ankara Radyosu’ ndan Türkiye’ye tanıtmış, sazını, sözünü dinletmiştir. Sayın Yılmaz; Dünya görüşü; düşüncesi nasıldı ? Düşüncesine gelince…Aşık Veysel Alevi kökenli,Horasan menşeli bir Türkmen ailesinden geliyordu. O, insanları Alevi-Sunni diye asla Ayırmıyordu. Türklüğü ile, Müslümanlığı ile iftihar ediyordu. Sevgi Doluydu. Bu konuda Azerbaycan’ın büyük şairi Bahtiyar Vahapzade; “Yunus zirvesinde Veysel, Veysel zirvesinde Yunus görünür”diyor. Onun düşüncesi hakkında bundan fala söz etmek aslında gereksizdir. Gerçekten de Yunus ile Veysel arasında fark yoktur. Yunus diyor ki ; . “Elif okur ötürü Bazar eder götürü Yaratılanı severim Yaratandan ötürü” Yine Yunus’un: Yetmiş iki buçuk millete bir gözle bakmayan, şeriatın evliyası olsa, hakikatte asidir.” Sözlerine karşı Veysel şöyle diyor. “Kur’an’a bak, İncil’e bak Dört kitabın dördü de hak Hakir görüp ırk ayırmak Aslında yüz karası…” Yine bir başka deyişinde; “Alevi ne, ne Kızılbaş ? Değil miyiz hep bir kardaş ? Bizi yakar bizim ataş Söndürmektir tek çaresi…” Aşık Veysel cehaletin tam karşısındadır. “Aldanma cahilin kuru lafına Kültürsüz adam külli yalandır Hikmetse dünyanın her tarafına Arzusu, hedefi, yolu yalandır.” “Kar suyundan süzen çeşme göl olmaz Gül dikende biter, diken gül olmaz. Dız dız eden her sinekte bal olmaz. Peteksiz arının balı yalandır.” O, Türklüğe hayran bir Türk Milliyetçisidir. “Türküz, Türkler yoldaşımız. Hesaba gelmez yaşımız. Nerde olsa savaşımız. Türküz, Türkü çağırırız. Su başında bulaklarda Türk’ün sesi kulaklarda Beşiklerde, beleklerde Türküz, Türkü çağırırız.” Yüzyıllardır ve bugün, aynı mayadan yoğrulan, aynı kıbleye yönelen, Türk-Türkmen diye çağrılan insanımızı Alevi-Suni diye ayırmak isteyenlere, Aşık Veysel ömrü boyunca karşı çıkmış; sömürüyü, bizi parçalamayı amaçlayanların maskelerini daima düşürmeye çalışmıştır. “Türküm, elhamdülillah müslüman Çok şükür amentüye etmişiz iman Kalbimize yaraşmaz şirk ile güman Ruhumuz nur ile doludur.” Siz bana onun fikrini, düşüncesini soruyorsunuz… O büyük insan, sazını ve türkülerini Türk Milletine akıl almaz bir güzellikte sundu. 1945-1950 arasında beş yıl, köy enstitüleri’nde saz öğretmenliği yaptı. O hem vatana hartan, hem Allah’ına kurban,hem de Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün ilkelerine candan bağlı idi. Atatürk için; “Ağlayalım Atatürk’e Bütün dünya kan ağladı Süleyman olmuştu ülke Geldi ecel can ağladı Siz sağ olun Türk gençliği Çalışanlar kalmaz geri Mareşalin askerleri Orduları, teğmen ağladı.” Ölüm onun için toprakla buluşmak, Hak’ka kavuşmaktı. Bu düşüncesini Kara Toprak şiirinde güzel anlatır. “Dost dost diye nicesine sarıldım. Benim sadık yarim kara topraktır. Beyhude dolandı, boşa yoruldum. Benim sadık yarim kara topraktır.” Ey büyük şair ,ey ulu ozan;rahat uyu! Tanrı’nın rahmeti şehitlerimiz ve senin üzerinde olsun! |
Paylaş |
Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir. |
© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır.
Kullanıcı Sözleşmesi. |