Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10788
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler
TÜRKLER`DE `DOĞU`NUN ÖNEMİ

                  TÜRKLER VE “DOĞU”

 

                  Güneşin doğduğu taraf olan doğu, Türklerin en fazla önem taşıyan ve kutlu bir yönü idi. Çinliler ise, daha çok güneşin gezindiği bölge olan güneye önem verirlerdi. Çinliler dünyaya yönelmek istedikleri zaman, yüzlerini güneye dönerlerdi. Batıya sağ ve doğuya sol derlerdi. Bu inanış, Hun devletinden bir çok Ortaasya ve hatta İslam-Türk devletine kadar yayılmıştır. Türkler ise, Çinlilerin aksine, dünyaya yönelmek istedikleri zaman, yüzlerini d o ğ u y a dönerdi.Bu sebeple Göktürkler doğuya, ileri (ilgerü) derlerdi. Yani, “ileriye doğru, sonsuzluğa” kadar demekti.... Daha sonraki çağlarda doğuya ön, yani eski Türkçe öng sözünden türeyen öngdin de denmiştir. Çin kaynakları, Hunların Göktürklerin doğuyu kutlu tuttuğunu ve bu yönlere selam verdiğini de yazar. Moğollarda da bu adet  mevcuttur. Çingiz-Han’ın da sıkıştıkça kutsal bir dağ olan Burkan-Kaldun dağına çıkıp güneşe selam verdiğini biliyoruz. Tabii olarak bu törenler, daha ziyade güneşin doğduğu zaman oluyordu. Esasen bizim doğuya “Gün doğusu” ve eski Türklerin “Kün togsık” demelerinin sebebi de, herhalde bununla ilgili olmalıydı.

                  Gün doğusu, Türklerin törenlerinde ve ibadetlerinde büyük rol oynamıştı. Bu sebeple sabah, Türkler için önemli ve kutlu bir çağ olmuştu. Oğuz destanında da bütün önemli işler, tan ağarırken başlardı.

                  Yakut Türklerinin, “atları canlı olarak güneşin doğduğu tarafa sürüp, Tanrıya sunmaları”, Türk mitolojisinin gerçekten heyecan verici bir törenidir. Çünkü, doğu, onların en kutlu yönü idi 1), Altay Şamanlarının oturduğu “çadırların kapıları da, daima olarak doğuya çevrili” kalırdı 2), Bilhassa akşam ve gece törenleri başlarken bile, tören çadırlarının kapısının doğuya çevrilmesinin sebepleri, henüz iyice açıklanmamış bir inançtır 3). Bildiğimiz üzere, Altay dağlarında bulunan mezarlardaki “ölülerin başları ve yüzleri de çoğu zaman doğuya çevrilirdi”...

                  Türklerin doğuya duyduğu saygı ile türlü hislerin diğer örnekleri de pek çoktur...  “Türklerin devlet teşkilatında da doğuya önem verdiklerini” bu kitapta yer yer söylemiştik. “Doğunun, dünyanın yüksek yeri ve batının da, alçak bölge veya gerçek yeryüzü” olduğuna dair inançlar da, ayrıca münakaşa edilmiştir. Yakut Türklerine göre, “gerçek cennet, güneşin doğduğu tarafta idi. Onlara göre bu bölgede sonsuz ve güneşli bir çayır uzanıyor ve ortasında da Hayat ağacı yükseliyordu. Bu hayat ağacının kökünde ise , bütün varlıklara can veren Ana-Tanrı bulunuyordu 4)”

                  Altay Yaratılış destanında da, doğuya büyük önem verilmiştir. Bu efsaneye göre, Tanrı Adem’e ağacın yalnızca doğuya bakan dallarından meyva yemeğe müsaade etmişti.

                  Aslen Proto-Moğol kavimlerinden olan, fakat çok kuvvetli bir Türk tesiri altında uzun zaman yaşamış olan Kitan’lar, M.S. 932 den sonra Çin’in kuzeyinde Hıtay (Liao) adlı büyük bir imparatorluk kurmuştu. Türkler gibi uzun zaman büyük devlet hayatı yaşamamış ve yüksek bir topluluk seviyesine erişememiş olan bu Moğol kabilelerinin kurduğu Hıtay devletinde, bol miktarda kabile an’anelerine rastlamak mümkündür. Kitan’lar, “her bahane ile yüzlerini doğuya dönerlerdi. İmparatorun otağının kapısı da her zaman için doğuya çevrili dururdu. Doğuda yer alan devlet erkanı ile kabilelerin hepsi, asil ve devlet içinde büyük ve imtiyaza sahip olan kimselerdi. Hıtay devleti, doğudaki bu asillere, bir devlet teşkilatı deyişi olarak “Dokuz çadır” halkı adını verirdi. 9 çadırlı olma imtiyazı, yalnızca bunlara verilmişti.” Bilindiği üzere 9 sayısı, Türklerde ve Moğollarda en kutsal bir rakam olarak sayılırdı 5). Güney Çin’deki Sung Sülalesinden gelen elçiler de, bunu teyit ederdi. Onlara göre, “bütün evlerin, çadırların ve hatta yürür bir halde olan araba üzerindeki çadırların bile yüzleri doğuya dönük olurdu 6). İmparator da, sembolik olarak devletin doğu yönünde oturur ve büyük törenlerde onun otağı da tören meydanının doğusuna kurulurdu.”

 

(TÜRK KÜLTÜR TARİHİNE GİRİŞ (I), Porf. Dr. Bahaeddin Ögel, Kültür Bakanlığı 1991 baskısı. Sayfa:430-433)

 

*KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.