Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10787
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler
TELEVİZYON HARİKASININ YAYILIŞI...
Dünyadaki kanallardan vazgeçtik;ülkemizde kaç televizyon kanalı olduğunu bir çırpıda kim söyleyebilir? Böyle bir soruya çok az kişi yanıt vereceği belli...Beş kanalıyla TRT önde gidiyor. Özel televizyonların bile, asıl kanalları yanında bir de `yedekleri` var.
Ülkemizde ilk özel kanal olarak 1990`da yayına giren  Star-1 televizyon kanalının yabancı ortağı vardı. Bu yabancı firmanın İngilizce adı, Türkçemizde `Hayal kutusu` anlamındaydı ki;gerçekten de  `televizyon` başlıbaşına bir hayal dünyasıydı... Burada belki haksızlık ediyoruz;`hayal` gerçekdışı bir görüntü;ama, televizyon ondan da ileri bir anlam taşıyor;hayalle beraber gerçeği de getiriyordu evimize...
Evimize... Sahi, görüntüleri uzaklardan karşımıza getiren  bu alet evimize kadar nasıl girdi? Şöyle, kuşbakışı televizyon macerasını seyredelim mi? ne dersiniz?
 
KOLAY OLMADI...
Aynen radyo gibi, televizyonun da halkın kullanımına sunulması kolay olmadı. Bilim yolunda doludizgin koşan insanoğlu, televizyon denilen `acaip` harikayı bulmak için de epey yol katetti.
19.yüzyılın son çeyreğinde, görüntüden yayılan ışığın, elektrik akımı değişimlerine çevrilebileceğinin anlaşılmasıyla, görüntüleri uzaklardan iletme fikri doğdu. Ama bu fikrin doğması da, uygulamaya geçmesi de kolay olmadı. Televizyon konusunda ilk adım, 1873`de elektrik direncinin, ışık etkisiyle değiştiği bulununca atıldı. Amerikalı Carey, görüntüyü iletme konusunda pek de başarılı olmayan bir iki deney yaptı. Bir işe iyi-kötü başlanınca gerisi gelir, derler ya;bunda da öyle oldu. 1879`da Fransız Senlecq, Carey`in kullandığı ekranı geliştirdi. 1880`de yine bir Fransız olan Leblanc biraz daha ileri götürdü çalışmaları... Ama en ilginç gelişmeyi bir öğrenci;evet bir öğrenci gerçekleştirdi. 1884`de Paol Nipkow adlı bir Alman genci, görüntüyü iletmede `çark` sistemi denilen bir proje sundu bilim dünyasına... Sonra, katod ışınlı televizyonun temelini 1907`de Rus fizikçi Boris Rosing attı. Aradan yıllar geçti, tarih 1926`ya gelince yine bir genç olan İskoçyalı (John Logie Baird) İngiltere`de televizyonun atası sayılan aleti buldu. Kısacası, her bilim adamı, bir tuğla koydu `televizyon` binasına...
Ama gerçek anlamda mimar ise Rus asıllı Amerikalı olan Elektronik Mühendisi Vladimir Kosma Zworkykin idi...
 
KİNESKOP...
Bugün evlerimizdeki televizyonun gerçek mimarı Vladimir Kosma Zworkykin`dir... 1889`da Rusya`da doğan bu bilgin, önce Petersburg Teknoloji Enstitüsü`nde eğitim gördü. Sonra Paris`te eğitimini tamamladı. I.Dünya savaşı sırasında Rus Ordusu`nda `İşaret Birliği`nde görev yaptı. 1919`da Amerika`ya göçtü. Amerika`da, televizyonlarımızda bulunan `tüp`ler üzerinde çalıştı. 1923`de `ikoneskop" adını verdiği tüpü icat etti. Bir yıl sonra da gerçek resim tüpü sayılan `Kineskop` tüpünü geliştirdi. Bu tüp, günümüzdeki televizyon sisteminin temelini oluşturdu.
 
ÖDÜLLER...ÖDÜLLER...
1954`de çalıştığı firma olan RCA`dan `Onursal başkan` ünvanıyla emekli oldu. 1965`de `Faraday Madalyası`, 1966`da ABD `Başkanlık Bilim Madalyası`nı, 1967`de ABD `Ulusal Bilim Madalyası`nı aldı. ve daha pek çok ödüller...
Mutlumuydu?Hayır. Zworkykin buluşundan mutlu olmadı. Aynen `dinamit`i bulan bilgin gibi mutsuzdu. Çünkü, televizyonun yayınları onu ta o yıllarda `şoke` etti. Halkın kültürünü, eğitimini yükselteceği yerde;yayınlarda yozlaşma, bayağılık ve duygu sömürüsünü görmek, onu kahretti...
Kan... Şiddet... Seks... Suça yönlendirme... Bayağı müzik... Bayağı kişiliklerin öne çıkarıltılması... Ülkesinin genel kabul gören, üst kimlik dilinin ağızını bile kullanmayan cahil insanların sanatçı diye sunulması... Ve sadece `para için` yapılan bu rezillikler;onu kahretti!
93 yaşında 1982`de ABD`de pişmanlık içinde öldü.
İnsanı, insanca bir tahtta görme hayali taşıyan bu büyük bilgini dünya hiç unutmayacak...
Onun yüksek kişiliği önünde saygıyla eğilmek bir onurdur!
 
(Yeni Düşünce Dergisi, Mehmet Efe Sorgunlu, 6-12 Ekim 2000, Sayı:704, Sayfa:59)
 


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.