SELÇUKLU HASTANELERİ..

                  Anadolu’da Selçuklular döneminde halkın insanca yaşamasına yönelik çalışmalar yapan kurumların başında, kuşkusuz şifahaneler-hastaneler gelir... Anadolu’nun pek çok yerinde günümüzde bile tüm görkemiyle ayakta duran bu hastaneler, Selçuklu Türk yönetimlerinin Anadolu’ya ve insanına bakışını da tartışmasız birer ifadesidirler. Selçuklu Türkleri’nin adadolu’da büyük şifahaneler-darülşifalar (hastaneler) kurmuş olması, topluma insana verdikleri değerin belgesidir. Diğer yandan dönem Türklerinin tıp alanındaki gelişmişliğini bu hastanelerin görkeminden anlamak mümkündür.

                  Anadolumuzda Selçuklu ile ile yapılan “Darüşşifa”ların başında  Divriği Darüşşifası ile Kayseri’deki Gevher Nesibi Darüşşifası önde gelenler arasındadır.

         Divriği Darüşşifası...

         Malazgrit Zaferi’den sonra Alaparslan’ın ordu komutanlarından olan Mengücek Gazi’nin Erzincan, Kemah ve Divriği alarak “Mengücekliler Beyliğini” kurmasıyla yöreye huzur ve refah geldi. Mengücekliler yöreyi gerçekten anıt yapılarla donattılar. Bunlardan birisi de Divriği’deki Ulu Cami ve  Darüşşifası... Bu yapı Mengücekoğlu Ahmet Şah ve eşi Turan Melek tarafından, 1228 yılında yaptırıldı. Anadolu’da eşine rastlanmayan bu yapı, gördüğü sağlık işlevi dışında mimarlık bilimi açısından da seçkin eserler arasında sayılıyor. Selçuklu taş işçiliğinin en alımlı örneğini sergileyen bu yapı, dönemin güzellik-estetik anlayışının da bir ifadesi... Bu anıt yapıyı Ahlatlı mimar Hürremşah armağan etmiş kültürümüze... Ve bu yapıda, yöre insanına sağlık dağıtılıyor;günümüz hastanelerin görevi yerine getiriliyordu.

         Diğerleri...

         1206 yılında Kayseri’de, Keyhüsrev b. Kılıçarslan tarafından kızı Melike Nesibe için yaptırılan “Gevher Nesibe Darüşşifası” günümüzde Erciyes Üniversitesine bağlı Tıp Tarihi Araştırmaları Kurumu olarak hizmet vermekte. Bu kurum, sadece tedavi yeri olarak değil çağının tıp okulu olarak da görev yaptı.

         Daha da geri tarihlerde, 1108’de yapılmış bir darüşşifayı Mardin’de görüyoruz. Bu darüşşifa;Emineddin Darüşşifası olarak biliniyor. Bu da diğerleri gibi, camisi, hamamı ve medresesiyle bir ‘Külliye’dir.

         Ya Sivas?

         Sivas Selçuklu’nun anadolu’ya bitimsiz aşkını anlatan kentlerin başında gelir...Selçuklu, Konya’da, Erzurum’da ve Sivas’ta günümüzde de yaşar. Selçuklu sultanı 1. İzzettin Keykavus’un Darüşşifası dönemin Sivas’taki anıt yapılarından sadece biridir.

         Tokat... Bu kentimiz Selçuklu görkemini, Muiddin Pervane Dürüşşifası (Gökmedrese) ile anlatır... Cemaleddin Ferruh Darüşşifası (1235) Çankırı’daki belgedir... Amasya, bu konuda anber b. Abdullah Darüşşifası ile selam veriri tarihe...

         Ve daha niceleri Anadolu insanına sağlık dağıtıyorlar ve bu hastanelerde Şerafettin Sabuncuoğlu gibi çağının en ileri öperatörleri görev yapıyordu...

         Kim demiş Türkler bilime, insana uzak diye?

         Tarihin önümüze koyduğu gerçek şu ki, Türk iyi yönetilsin, iyi yönlendirilsin, sadece kendi milletini değil;tüm insanlığı huzura kavuşturur...

         Türk’ün önünü açmak demek, dünya insanlığına hizmet etmek demektir.

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.