Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10765
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler
MUSUL MESELESİ, PETROL HAKKIMIZ VE IRAK’TAKİ VAKIFLARIMIZ
MUSUL MESELESİ, PETROL HAKKIMIZ VE IRAK’TAKİ VAKIFLARIMIZ Birinci Dünya Harbinde 28 Ekim 1918’de Mondros’da imzaladığımız anlaşma ile silahları bırakmıştık. Askerlik kaideleri ve hukuk kuralları bakımından bu bırakma karşılıklı idi ve ordular, oldukları yerde kalacaklardı. İngilizler böyle yapmadılar... Irak cephesinde ilerlediler ve Musul’u böylece işgal ettiler. Dört yıllık harp içinde uğradıkları en büyük yenilgi bu cephede idi. Ünlü generalleri Towshend, Kut-ül-Emare’de ondokuz bin askeriyle esir edilmişti. Musul da bizim elimizde idi. Bu oldu bittiyi kabul etmedik ve konuyu zaferimizden sonra Lozan’a getirdik. İsmet Paşa, Lord Kürzon’a mevzuun önce iki devlet arasında ele alınmasını, anlaşılamazsa konferans genel kuruluna getirilmesini teklif etmiş, İngiliz Hariciye Nazırı Türk Başdelegesinin önerisini kabul etmişti. Lozan’ın kesilmesinden önceki ilk bölümde konu, iki heyet başkanı arasında iki celsede ele alındı, fakat anlaşılamadı. İsmet Paşa, İngiliz hassasiyetinin sadece toprak meselesi olmadığını biliyordu. Dava petrol varlığı idi. Lord Kürzon da İsmet Paşa’nın bu idrak içinde olduğunu kavramıştı. Karşısındaki diplomasi mesleğinden gelmişti, ama MÜKEMMEL BİR ERKAN-I HARP olduğunu bugün karşısında olabilmekle ispatlamıştı. Ve İsmet Paşa, bu kurmaylık vasfı içinde öylesine sabır göstermişti ki, sülaleden diplomat İngiliz Hariciye Nazırı, dayanamadı, sordu: “Türkiye için Musul bir PETROL MESELESİ midir, yoksa TOPRAK MESELESİ mi?” Türk Başdelegesi kesinlikle cevap verdi: “Önce ve daima toprak meselesi, Vatan topraklarından bir parça olmak meselesi ve elbette ki bu topraklar altındaki cevherlerin vatanın bölünmez bir parçası olduğu meselesi.” Ve, sonra da Musul’un TÜRK SINIRLARI içinde olduğunu ispat için: Irk-ı Milliyet;Siyaset;Tarih;Coğrafya;Ekonomi;Askerlik; bakımından kanıtlarını bir bir sıraladı. İnönü daha çok sonra LOZAN’ın imzasının ellinci yılı dolayısıyla hatıralarını anlatırken, MUSUL İÇİN şöyle diyordu: “Akibeti iki taraf da biliyordu. Fakat karşımızdakiler, haklarımızı vermemek için öylesine kararlı idiler ki, alışmadıkları bir müsavatı tabii hale getirmek için biz, sabırlı ve itiyatlı idik.” Karşımızdakilerin hakkımızı vermemek insafsızlığı öylesine çeşitli oyunlar ve taktikler koleksiyonu imiş ki, neticeler yine ONLARIN İSTEDİKLERİ gibi oldu:Haklarımız anlaşma metinlerinde kaldı. MİTHAT PAŞA VE IRAK VAKIFLAR HAZİNESİ... MİTHAT PAŞA 1874’de Bağdat valisi iken, bugünkü Irak devletinin sınırları içinde kalan vilayetteki VAKIFLAR’ı tespit ettirmişti. Taif zindanlarında yazdığı “Mir’at-ı hayret=hayret aynası” adını verdiği hatıralarında, günümüzde komşu ülkenin hudutları içinde kalmış TÜRK VAKIFLARI için şunları söyler: “Şii mezhebi ile Sunni mezhebinin mücadelesine sahne olmuş bu yerlerde devletimiz, dini hislere hürmetkar olduğunu ispat için harp meydanlarında mücadele ettiği Şiiliğin mukaddes addettiği sahaların muhafazası ve imarı için o kadar büyük vakıflar yapmıştır ki, bunların varidatı, o geniş vilayetin vergi tahsilatının kat-kat üstünde idi. İki tarafın da gösterdiği hassasiyetle inkişaf etmiş olan bu vakıfların gayelerine hasrı müşterek bir encümen vasıtasıyla temin ediliyordu. Müterakim para ile Kerbela’dan Meşhed’e kadar yol inşaatı, su mecralarının ıslahı mümkün oldu ve yine de para kaldı. Sadrazamlığım sırasında Bağdat vilayetinin vakıflar varidatını emsal olarak Evkaf Nazırı Galip Paşa’ya Mekke, Medine, Kudüs gibi manevi noktayı nazardan mukaddes beldelerimizde ectarz mesai ile elde edilecek gelirle yol, köprü, su, mekteplerden gayri, devletin ifa edemediği memur maaşlarını karşılayabileceğini rakamlarla ispat ettim.” Lozan’da ve daha sonra Irak devleti kurulduğunda yapılan anlaşmalarla bu vakıfların gelirleri, onların asıl SAHİBİ olan Türk Milletinin devletine, yani Cumhuriyetimize bırakılmıştı. Ne oldu? İslam hukukunun temel kaidelerinden birisi VAKFIN GAYESİNDEN İNHİRAF ETTİRİLMEYECEĞİ’dir. Osmanlı İmparatorluğumuzdan bize, çok muazzam, hatta ceylan derilerine yazılmış olma itinası içinde “otandik arşiv” mirası kaldı. VAKFİYYE’ler bu reddi imkansız belgelerin en sahih bölümünü teşkil eder. BORÇ ALMAK için kapı-kapı dolaşırken, bu ana sütü kadar helal hakkımızın neden ardından koşmayız? HALİÇ KONFERANSI VE SONRASI İSMET PAŞA, MUSUL’un TÜRK SINIRLARI içinde olmasını ırk, milliyet, siyaset, tarih, coğrafya, ekonomi, askerlik temelleri üzerinde açıklarken, Lord Kürzon, bunların hayali ve mesnedsiz, hele hele ilim dışı olduğunu söyleyince, Türk başmurahhası sakin ve vakur, İngilizlerin ünlü BRİTANICA ANSİKLOPEDİSİ’nin alakalı sahifelerini uzatmış: “Diyelim ki ben yanlış söylüyorum, bu da mı yanlış yazıyor?” sualini sormuştu. Konu, daha sonra Milletler Cemiyeti’ne bırakılmış ve 1925’de İstanbul’da, Haliç’de Bahriye Nazırlığı binasında toplandığı için adına HALİÇ KONFERANSI denilen toplantıda ele alınmıştı. Bizim heyetimize eski Başbakan Fethi Okyar, İngilizlerinkine eski Sömürgeler Bakanı Sir Pershi Cooks başkanlık ediyordu. Neticede Musul’u da , Petrolü de kaybettik, ama VAKIFLAR üzerinde onlar söz etmediler, çünkü “Hakkınız değil!...” diyemezlerdi, mevzu Lozan’daki genel anlaşmanın sınırları içinde sayıldı, İngilizler bizi bizden iyi tanıyorlardı ki anlaşılan, kendiliğimizden rafa koyduğumuz hakkımızı hatırlatmadılar. Bu haklar zaman aşımına uğramazlar. Çünkü asıl muhataplarımızın büyük bölümü Müslüman’dır ve İslam Hukukuna göre de VAKIF, ebedi teminat altındadır. Bir bölüm heyetler, kredi teminine, borç bulmaya giderken, bir bölüm heyetlerin de reddi gayrr-ı mümkün meşru hakların sahibine iade himmetini kucaklaması neden aklımıza gelmez? (Cemal KUTAY- Tarih Aydınlığı Seçmeler 2- Ağustos 2000-Sayfa:173-174-175-176-177)


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.