Türk Meclisi |
|
||||||||
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832 Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10788 Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236 Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756 Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır. |
|
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler |
İÇİMİZDEN BİRİ ATATÜRK -2 |
İ çimizden Biri ATATÜRK- 9 - tespite çal ışıyorum”. Yıl 1914, gelelim 1916’ya. Bitlis cephesi komutanı Mustafa KemalBitlis cephesinde çökmekte olan bir cepheyi kurtar ıyor ve çadırına geliyor, yaveri İzzettinÇALI ŞLAR’ı çağırıyor ve eline bir not veriyor. Notta ne yazıyor biliyor musunuz?“ Savaştan sonra ilk işimiz Türk kadınına serbestisini vermek, onu erkeğininyan ında eşit haklara sahip kılmak”. Yıl 1916, Türk kadının değil adı, değil kimliği, hiçbirş eysi yok. Sokağa çıkma hakkı olmayan bir Türk kadını. Peki sizce tam savaşın enhararetli zaman ında neden Türk kadını geldi Mustafa Kemal’in aklına. Ha, KurtuluşSava şında gördüğümüz kadın manzarası, değil ATATÜRK’ü, dünyayı şaşırtan birmanzarad ır. Ülkelerin savaşları olmuştur ama topyekün savaş örneği ilk defa KurtuluşSava şında görülmektedir.Atatürk bu sava şta Ayşe Hatun’u tanımıştır. Ayşe Hatun’u hepimiz tanıyoruz.Bilmeyen var m ı içinizde? Onun yapabildiğini acaba hangi ülkenin kadını yapabilir? Yada zaman ımızda hangi kadın yapabilir? Benim bir kızım bir oğlum var inanın bu kadarara ştırmacıyım düşünüyorum. Biliyorsunuz sekiz aylık kızı kucağında omuzunda mermive cepheye cephane götürüyor. Sekiz ayl ık kız dinler mi düşmanı, ağlamaya başlıyor. Vebu s ırada ölmesi falan problem değil Hatun’un, ama düşman eğer onları fark ederse çokk ısıtlı olan cephane cepheye gidemeyecek, bütün düşüncesi o Ayşe Hatun’un. Ve buarada çocu ğunu göğsüne yaslar, düşman biraz geç gider, indirdiği zaman kendi elleriyleçocu ğunu şehit ettiğini görecektir Ayşe Hatun yada diğer adıyla Tayyibe Hatun. Peki neyapar? Çocu ğunu koyar üzerini bayrakla örter ve aynen şunları söylemiştir. Kafileba şkanı komutanımız aktarıyor bunu. “Sen yüzlerce binlerce yıl sonra doğacak Türkçocuklar ı için şehit oldun” (yani şurada oturan bizler için şehit olan) “bu benim içindesenin içinde bir şereftir. Yeterki vatan sağolsun” diyor, omuzuna alıyor cephanesinive yola koyuluyor. Han ımefendiler içinizde anne olanlar var. Lütfen bir an için düşünün,çocu ğunuzu göz önüne getirin. El bebek gül bebek büyütüyoruz, gözünün içinebak ıyoruz, tercih yapın sizden sonraki kuşak mı? çocuğunuz mu? İşte bu Ayşe yadadi ğer adıyla Tayyibe Hatun’u tanıdı Mustafa Kemal.Kurtulu ş Savaşında Kütahya sırtları, -30oC, -40 oC. Ve 75-80 yaşlarında bir nine.Gerisini gelin kafile komutan ı Mustafa Necati’den dinleyelim. Mustafa Necati neyi görür?Bütün yorgan battaniye ne varsa cephanenin üstüne örtmü ş kendisi pazen elbiseyle.Aynen şunları söyler “nine kar sepeliyor hava çok soğuk bari şu yorganı alsans ırtına” dediğinde aldığı cevap ”dokunma ona, o millet malıdır, nem kapmasın. Benbir ölürüm ama onunla binler do ğacak binler. hayır oğlum hayır hiç üşümüyorum,so ğuğu hiç duymuyorum ki. Düşman bu topraklara girdi gireli benim içim yanıyoriçim a o ğul” diyen bir nineyi tanıdı Mustafa Kemal.Albay Hulusi ATA Ğ’ın kafilesinde olan genç bir kadınımız hastadır ve cephaneta şırken yere düşmüştür, ölmek üzeredir. Hulusi ATAK sorar “bacım bana adını söyleseni tarihe yazd ıracağım” dediğinde aldığı cevap “adımı ne yapacaksın a oğul yazbenim ad ım Anadolu” cevabındaki adımın ne önemi var önemli olan ülkemin adı vegururu dü şünüşü keşke, keşke uygarlık savaşımızda aynı şiddetiyle sürebilseydi bugün.Üzerinde ATATÜRK yaz ılı kapsülü inanın, inanın hiç mübalağa etmiyorum ilk uzayaf ırlatan ülke mutlaka ama mutlaka biz olurduk.Evet bu sava şta ATATÜRK dünyaya tek geçen Zekiye Hanım’ı tanıdı. ZekiyeHan ım ne yaptı biliyor musunuz? Dünyaya ilk ve tek geçen kadınımızdır. 10 Aralık 1919ö ğretmen okulu bahçesine 3000 kadını toplamış, dedim herhalde sıfırları fazlaokuyorum. Hay ır 3000 kadın, yapımcısı, dinleyicisi, konuşmacısı. Kadın olan dünyada ilkmitingdir bu, onun için dünyaya ilk geçmi ştir. Peki Zekiye Hanım nasıl toplamıştır, ceptelefonu yok faks yok, hiçbir araç yok. Hadi bunlar oldu farz edelim. Kad ının sokağaç ıkma hakkı yokken 3000 kadın nasıl organize oldu dersiniz? Evet bunu incelediğimdeinan ılmaz bir hem hayranlık hem de üzüntü duydum neden biliyor musunuz?Cep telefonunuz var, faks ımız var. Pek çok kulübün, pek çok derneğin davetlisi olarakgidiyorum. Han ımlar 50 kişi geldi mi aman diyorlar bu gün çok kalabalığız. 3000kad ından bahsediyorum ama projesinin adını da söylemek istiyorum Zekiye Hanım’ın“MUTFAK PROJES İ”, inanılmaz bir proje. Daha sonra bir yerde tekrar geçecek bu proje.İ çimizden Biri ATATÜRK- 10 - ATATÜRK Zekiye Han ım’ı, Nakiye Hanım’ı tanıdı bu savaşta. ATATÜRK MelekRE ŞİT’i tanıdı, Atatürtk Şuküfe Nihal’i tanıdı ve ATATÜRK ekmek pişirerek askeregötüren ama bu dü şmanlar tarafından tespit edilip askerimizin yerini öğrenmek için çoki şkence gören ama söylemediği için ekmek pişirdiği fırına atılarak yakılan Nazife Kadın’ıtan ıdı bu savaşta. Bu savaşta ATATÜRK Taccülcalala hanımı tanıdı ATATÜRKüste ğmenlerimizi, binbaşı hanımlarımızı tanıdı, bu savaşta Tuğgeneral rütbesi verilmesiöngörülen 8 ya şındaki, evet yanlış duymadınız 8 yaşındaki Nezahat kızımızı tanıdı. İşteNezahat k ızımızın yanında şehit olan bir erimizin cebinden çıkan bir mektubundaannesine şöyle yazmış “anne Nezahatle babasının arasındaki konuşmayı duyaydınbenim burada niye oldu ğumu anlardın” demiş ve bu arada şöyle yazmış” biz MehmetçikNezahat’e Türklerin Jean d’Arc ’ ı diyoruz” demiş. Bu bana acı geldi. Ben Jean d’Arcıortaokuldan beri tan ıyordum ama Nezahat’i ancak bu araştırmam da tanıdım. Bununac ısını da o mektupla birlikte yaşamış oldum. Bu kadınlarımızı ben ATATÜRK ve TürkKad ını konulu konferansımda anlattığım için burada sadece adlarını anmadangeçemeyece ğimi gördüm.Bu arada ATATÜRK okumu ş da yazmaya da vakit bulabilmiş. Evet bizler için birgeometri kitab ı yazmış. Üçgen, açı, dikdörtgen gibi ve 48 tane geometri teriminin isimbabas ı bu yazdığı kitapla bizzat Mustafa Kemal’dir. İyi ki de yazmış eşkenar üçgendemek için “müselleseyi bilmemne bilmemne...” demek gerekir. İnanın bu kadar şeyiakl ımda tutuyorum, bir onu tutamadım. İyi ki yazmışsın dedim. Bu arada ATATÜRK hersektöre el att ı dedim ya, basın sektörüne de el atıyor ve bir gazete çıkarıyor. Adı“Mimber”, 52 say ı çıkmış gazetesi, ve bu gazeteleri okuduğum zaman bu MustafaKemal’in gazetesi dedim. “Sansür” kelimesi ilk defa bu gazetede yer alm ıştır. Bu aradake şke bütün Türk gençlerimiz bu gazeteleri okuyabilseydi diye düşünmeden deedemedim. Çok moral bulurlard ı çünkü.Bu arada çok güzel şiirler yazmış. İlk şiiri 1908 Şanlı Ordu dergisindeyay ınlanmış. Keşke vaktimiz olsa da şiirlerinden de aktarabilseydim. Bu arada nutkuyazm ış, tiyatro eserleri yazmış, sinema senaryoları yazmış, yazmış yazmış. Pekiokumu ş yazmışta sadece gününün problemlerine mi çare bulmuş Mustafa Kemal?Sadece gününü mü kurtarm ış acaba? Hadi gelin esas önemli olan da bu, buna birbakal ım mı ne dersiniz?İş te günümüzde 25 yıllık araştırmacılığım sonunda size bir itirafta bulunmakistiyorum, diyorum ki ATATÜRK inan ın, bugün sanıyorum 7 Şubat 2005, bu günü çok netgörmü ş, hadi görmekle kalsa iyi, birde bu gün kullanacağımız kadar güncel geçerli veçözümsel önerileri de yazarak b ırakmış bir lider. Söyleyin bana hangi ülkede var böylebir lider. Diyeceksiniz ki laf ı bırak bize somut örnek göster. İşte ilk örneğimiz; dedinizkidemin Türkiye’deki sorunlar ı sorduğumda size, dediniz ki önemli olan sorunların birtanesi de ekonomik sorun. Peki Amerika’n ın en ünlü ekonomistlerinden birisi olan Mr.Jhons bize şunu öneriyor, diyor ki “ekonomiyle savaşta bir tek ATATÜRK’ü örnekals ın yeter Türkiye”.ATATÜRK’ün ekonomi ile de ilgili ne görü şleri var acaba, ve bunun üzerineoturdum, Maliye ar şivine indim, Maliye arşivini incelememde ATATÜRK’ün ekonomideen önem verdi ği şey ne biliyor musunuz? Türk parasının değerini korumak. Peki, 1919’abakt ım Türk parası Sterlin karşısında, o zaman dolar yok, Sterlin karşısında 605 kuruş.Ha bir sava ş yapıldı, ülke yıkıldı tekrar yapıldı. Peki 1938’de kaç kuruş biliyor musunuz?19 sene sonra inan ılmaz bir şey, 616 kuruş. Buna gerçekten inanmaya imkan yok. Pekidedim ki herhalde yanl ış okudum banknot artış hacmine baktım, banknot artış hacmi1919’dan 1938 son dört ay ına kadar, son dört ayı ilgilenemiyor sağlığından dolayı, sondört ay ına kadar 19 sene sadece %8, bu çok büyük bir başarı. Peki son dört ayda neoldu diye bakt ım, gülüyorsunuz tahmin ettiniz mi? %15. 19 senede %8. Bari ölümünübekleseymi şiz, ama işte problem bir takım yerlerde sanıyorum.Bu arada bir ar şiv belgesi daha aktarmak istiyorum size. 5 Aralık 1927 tarih. 5Aral ık 1927’de bir Türk Lirası verdiğimiz zaman 2 dolar alabiliyormuşuz karşılığında.E ğer bizim nesil vazifemizi yapaydık size karşı, bugün 20 milyon liralık banknotuİ çimizden Biri ATATÜRK- 11 - götürecektiniz, kar şılığında 40 milyon dolar alacaktınız bizim nesil vazifesini yapaydı.Ama diyorum ki lütfen gençler lütfen, ilerde maliye bakan ı olabilirsiniz, ilerde başbakanolabilirsiniz, ilerde aile kurabilirsiniz o da bir ekonomik sektördür ve ekonomiye yön vereceksiniz. Bizim yapt ığımız, size çektirdiğimiz sıkıntıları çekmemeniz için lütfenekonomik görü şleriyle ATATÜRK’ü mutlaka incelemenizi tavsiye ediyorum.Bu arada biliyorsunuz 1929 da çok büyük ama çok büyük bir şey var. Ekonomikkriz var. Bütün dünyay ı sarsmış ekonomik kriz. Peki soruyorum size sarsılmayan bir ülkesöyleyin. Türkiye tabîi ki. Peki 1929’da bütün dünya buhran ya şıyor en gelişmiş ülkelerbile. Hadi etkilenmedin de, rakamlara bak ın kişi başına düşen milli gelir %51,2 artıyor.Eksilmeye al ışmışız da artma kelimesi garip geliyor bize. Enflasyon ne kadar? % -1.2,bunlar resmi rakamlar. Peki ikinci örnek, günümüze örnek;1996 İngiltere’de bir seçim yapılır. Meclistekikad ın millet vekili sayısı seçimden önce 13, seçimden sonra birden 123 olur. Hiii derlerkim yapt ı bu başarıyı, Leslie Abdela diye bir hanımefendi. Leslie Abdela’yı tüm ülkelerça ğırır, “ya bize de öğret metodunu da bizde kadını fazla sokalım meclise” derler. LeslieAbdela’ yı Türkiye de çağırır. Şile’ye gelir, dolar alır anlatmak için. Ve işte sözlerinin özeti“ İngiliz kadını bu başarıyı ATATÜRK’e danıştı”. Yani ben Türkiye ye tereciye teresatmaya geldim. Peki Leslie Abdela’nın uyguladığı projenin adını biliyor musunuz?“Mutfak Projesi” peki şöyle yazıyor şurada; “1919 dan beri biz Türk kadını veATATÜRK’ün pe şindeyiz merak ediyorum iki kadın milletvekilinizde benimpe şimde niye acaba” diye de ironi yapmış burada. Bu arada eğer biz bu metoduuygulasaym ışız Türkiye’de sanıyorum Türk erkekleri şu anda meclise nasıl girebilirizdiye aray ış içinde olacaktı, hiç şüphe yok buna.Peki bu arada dünyaya o kadar çok ilk hediye etmi şiz ki bunlardan bir tanesi deüniformal ı ve rütbeli kadın asker ilk defa bizim ordumuzda, bizden dünya orduları örnekal ıyor. Kurtuluş Savaşında rütbe alan kadın askerlerimiz; Binbaşı Ayşe ALTUNTAÇ,Üste ğmen Emine VARDARLI, Üsteğmen Fatma ŞİMŞEK. Ama dünya tarihine tek geçenbir üste ğmenimiz var; 700 erkek 43 kadından oluşan bir müfrezenin reiseliğine bizzatATATÜRK taraf ından atanmış, Üsteğmen Kara Fatma. Evet dünyadaki ilk müfrezereisesi kad ın ünvanını taşır Kara Fatma. Ben geçenlerde Erzurum’a davetliyim, ErzurumÜniversitesi rektörümüz davet etti uçakla gittim. İndim uçaktan “off ayağım belim melim”dedim, bir an akl ıma geldi, biliyorsunuz Kara Fatma Erzurumlu; Erzurum’u 13 kadınlamüdafaa ediyor, at ına atlıyor Bursa’ya kadar geliyor, Bursa’nın Kurtuluşuna da tanıkoluyor. Ben uçakla zor gitti ğim yere, önümde yemeğim, arkamda suyum, sıcacık, amabu kad ının yaptığı! Ha o zaman sanıyorum şu andaki Türk kadını asla ve asla yoruldumdemeye hakk ı yok, eğer Kara Fatmaları eğer Şerife bacıları tanısaydı.Evet anl ıyorum bu hanımlarımızı tanımadan önce bir şey yaptım zannediyordum.Ş u anda hiçbir şey yapmadığıma kaniyim. Bu arada Kara Fatma’nın savaşta yaptıklarını,dedim ya Bursa’ya kadar gelmi ş, üç oğlunu şehit vermiş, kızının parmakları İzmitmuharebesinde kesilmi ş, sadece savaşı anlatmak için bir konferans gerekir KaraFatma’n ın. Ama Tamim gazetesini okuyorum, Tamim gazetesini okurken Kara Fatma’ylayap ılmış bir röportajı okudum, inanılmazdı. Gazeteci soruyor diyorki; “çok fakirsin çokçok ihtiyac ın var paraya neden üsteğmenlik maaşı sana bağlanan maaşı kızılayaba ğışladın” diyor. Verdiği cevap tarihi bir cevap aynen şöyle:“ Ben Kurtuluş Savaşında yaptıklarımı bir menfaat ve çıkar karşılığındayapmad ığıma inandığım için en son vatani vazifem olarak maşımı Kızılay’aba ğışlıyorum” diyecektir. Bu bana neyi hatırlattı biliyor musunuz? ATATÜRK’e birgazeteci sorar; “ neden mal ve mülkünüzü milletinize bağışladınız” diye. ATATÜRK’ünverdi ği cevabı aynen aktarıyorum:” Mal ve mülk bana ağırlık yapıyor, onları asıl sahibi olan milletimeba ğışlamaktan ferahlık duyuyorum. Zenginlikten ne çıkar asıl zenginlik insanınmanevi şahsiyetinde olmalıdır.“ diye cevaplayacaktır. Ne güzel değil mi en sonkademeden en tabana kadar, kad ınından erkeğine kadar hepsi aynı söylemde amaal ışmadığımız gibi aynı eylemdeler ne diyelim sağ olsunlar, varolsunlar.İ çimizden Biri ATATÜRK- 12 - Dileyelim sizin nesle, genç nesle, hortumcular soyguncular de ğil, Kara Fatmalar,Mustafa Kemaller örnek olsunlar. Tabi Kara Fatma’n ın örnek olabilmesi içinde bir okumakitab ımızda hiç olmazsa bir okuma parçası olarak Kara Fatma’nın olması lazım ki örnekalabilesiniz. Bu arada ATATÜRK’ün şu sözü çok hoşuma gider diyorki; ”Geçmişi nekadar çok unutursak gelece ği korumak o kadar zor olur.” Biz Kara Fatmalarımutlaka hat ırlamalıyız sanıyorum.Bu arada bir kad ınımızı daha vermek istiyorum, Melek Hanım. Haçin katliamınıhepiniz hat ırlıyorsunuz, 535 Türk hunharca katledilmiştir. Hepsi öldüğüne göre nerdenbiliyorsun hunharca katledildi ğini? Şair Melek hanım diye anılırmış Haçin’de.Ş ahadetinden sonra kolunun altından bir bohça çıkıyor, bohçayı açıyorlar, 18 kıtalık birdestan yazm ış. O anda gördüklerini kaleme almış. Mektupçu Hüseyin nasıl vahşetleöldürüldü, kom şu kızı Hatice nasıl vahşetle öldürüldü hepsini kaleme aldığı bir destan.Ba şına ne demiş biliyormusunuz “inşallah okuna”. Ben 45 yaşımda bunu okuyabildim ensonuna da “bizden sonrakiler neler çekti ğimizi bileler diye yazıyorum” demiş son ikik ıt’ayı sizlere okuyorumMeydan kazan ı kurdularTüm bebeklerimizi kaynatt ılarGün görmedik analar ıSüngü ile oynatt ılarKundaklar ı verdilerKanl ı kundak yu dedilerBebelerimizi kaynatt ılar kaynattılarKuzu eti diye hepimize zorla yedirdiler Evet biz burada kolay bulunmuyoruz, bu koltuklarda kolay oturmuyoruz. Evet bak ıyorum çok buruldunuz, çok üzüldünüz ama liderlik dedik biraz da gülümseyelim mi?Lider dedik, ATATÜRK’ün resimlerine bak ıyorum hepsi asık suratlı hepsi ciddi.Lider olmak için böyle mi olmak gerekiyor, acaba ATATÜRK hiç mi gülmemi ş, hiç miespri yapmam ış? Hadi gelin Antalya’ya gidelim. Antalya yolunda mola verir kulağına birtürkü gelir “ Ya bu türküyü çok sevdim bulun getirin bu türküyü söyleyeni” der.küçücük bir çoban gelir. Derki “ Sesin çok güzel bana da bir türkü okurmusun”. Başlarçoban “demirciler demir döver tunç olur” diye. bitince ATATÜRK dalm ıştır “bis bis” der.Çoban böyle bakar. “ Oğlum der bis” der “Çok beğendik tekrarla anlamına gelir”. Hiçnazlanmaz gene ayn ı türküyü okumaya başlar. ATATÜRK türkü bitince cebinden birharçl ık çıkarır uzatır. Çoban hemen alır harçlığı, kuşağına kor, elini uzatır ATATÜRK’e“bis bis” der. Bu espri ATATÜRK’ün çok ho şuna gittiği için çok ünlü bir sanatçımızınyeti şmesi sağlanacaktır.ATATÜRK’ün hayatta en ho şlanmadığı şey dalkavukluk, ama yemek masasındahiç ho şlanmıyor. Karşısındaki adam da ATATÜRK’e “sen Türklerin şahısın şususunbususun... ”, feci dalkavuk. Yoğurt kasesi adamın önündeymiş diyorki Atatürk;“Şu yoğurtkasesini bana uzat ır mısınız”. Adam yoğurt kasesi uzatacak, el insaf ayağa kalkıyor,önünü ilikliyor, tam yo ğurt kasesini alacak parmakları içine giriyor. “Ah...” diyorlar“ ...adama taktı ATATÜRK, bir de zaten sinirlenmiş durumda, bir de çok titiz bu konuda,ş imdi bir fırtına kopacak”. adam perişan, ah paşam vah paşam derken “Ya niye bukadar üzüldünüz demin yo ğurt yiyecektim şimdi cacık yemiş olurum”. Evet, buespriyle 25 y ılın sonunda ATATÜRK’ün müthiş espritüel olduğunu keşfettim ve yenihaz ırladığım konferansımın konusu ne biliyormusunuz? “ESPİRİLERİYLE ATATÜRK”.Bugün onu haz ırlıyorum, 6-7 ay sonra bitecek inşallah sizlerle buluşacağız. Okonferansta çok gülece ğiz ama inanın çok da düşüneceğiz.Bir gazetecide Atatürk’e sorar “ size de diktatör diyorlar ne dersiniz”. Atatürk şöylebir bakar, “ Eğer ben diktatör olsaydım hanımefendi bu soruyu sorduktan sonra sizasla canl ı kalamazdınız “ diyecektir. Peki diktatör mü Mustafa Kemal bakalım.İ zmir kurtuldu, çok tatlı bir yorgunluk, Ankara’ya hareket edecekler. Trene binerlerkompart ımana çekilirler. Ertesi gün kompartımanı çalar yaveri, açar yorgun, bitkin,İ çimizden Biri ATATÜRK- 13 - kravat ını yıkamaktadır Atatürk. Yaveri “ya paşam bu ne hal hiç uyumadınız herhaldeniye böylesiniz” der. “ Ya çocuk kompartımanıma yastıkla battaniye koymayıunutmu şunuz. Kolumu yastık yaptım ağrıdı setremi yastık yaptım üşüdüm bendeuyumad ım kalktım” der. Yaveri; “aman paşam! Birimize haber vereydiniz hemen sizebir yast ıkla battaniye getirirdik” der. Ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan söylüyorbunlar ı tarihi bir cevap derki “Geç farkettim hepiniz en az benim kadar yorgundunuz.Hiçbirinize k ıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil milletimin rahatuyumas ı”. Var mı böyle bir şey! Bu insana diktatör demeye kimin dili varabilir.Ayaklar ının altına Yunan bayrağı serildiğinde bayrak bir ulusun onurudur diye basmayıpkald ırtan bir insanın kendi milletinin inancını çiğneyebileceğini düşünmek ancak onuru veş erefi olmayan kişilerin işi olabilir diye düşünmeden de edemiyorum.Bu arada içimizde çok de ğerli öğretim görevlilerimiz ve öğretmen arkadaşlarımızvar. Onlar için de çok özel bir an ısını anlatacağım. İstanbul Üniversitesinin açılış töreni.Çok mütevaz ı bir salon, tahta iskemleler, ortaya ATATÜRK’ün oturması için kırmızırenkte süslü muhte şem bir koltuk konmuş. Profesörlerle birlikte geliyor, buyurun diyorlar.Bir koltu ğa bakıyor dönüyor profesörlere, aynen şunları söylüyor; “Sizlerden öğreneceko kadar çok şeyim olduğuna göre bu koltuk sadece sizlere layıktır” diyor. Enk ıdemli profesörü o koltuğa oturtuyor ve kendisi tahta iskemlede programı sonuna kadarizliyor. Evet yani kendince hak etmedi ği hiçbir koltuğa oturmayan bir Mustafa Kemal’igörüyoruz orada. Dünya lideri olmak san ıyorum bu evet .Bu arada İstanbul ve Ankara illerinden birisine ATATÜRK adının verilmesi için birkanun önergesi veriliyor meclise. ya İstanbul’a ATATÜRK diyorduk ya Ankara’ya. Buönergeyi vereni hemen ça ğırıyor ve aynen şunları söylüyor ;“Bir ismin dillerde kalmasıiçin şehrin temellerine sığınmasına gerek yoktur. Bakın bu şehrin ismi İstanbulama Fatih Sultan Mehmet’i hemen hat ırlıyoruz. Eğer ben bir şey yapabildiysembunu binalar ın tepelerine, şehrin temellerine ismimi yazarak değil milletiminkalbine yazarak an ılmak isterim” diyecek, hiçbir yere adının verilmesini kabuletmeyecektir. Şimdi bakıyorum da hortumcunun soyguncunun hepsinin adı bitaraflardaş ey gibi yazıyor merak ediyorum nasıl oluyor bu diye. Evet, galiba beni bıraktınız, ben 25y ıl kolay değil, beni bırakırsanız sabaha kadar buradayız. En iyisi son iki anı ama onu eniyi anlatan an ılarla programıma son vermek istiyorum;İş te ilk öğrenciler evet sizin için. Bir öğrenci anlatıyor, Mahmut SADİ. Şöyleanlat ır Mahmut SADİ. “Yıl 1923. İstanbul Üniversitesinde öğrenci olduğum sıralar. Okulduvar ında bir ilan görüyorum. Avrupa’ya talebe yollanacaktır. Allah Allah diyorum, ülkey ıkık dökük yıl 1923 Avrupa’ya talebe! Lüks gibi gelen bir şey, ama bir şansımı denemekistedim. 150 ki şi içerisinde 11 kişi seçilmişiz. Benim ismimin yanına ATATÜRK “BerlinÜniversitesine gitsin ” diye yazmış. Zaman geldi. Sirkeci garındayım, ama kafam öylekar ışık ki gitsem mi kalsam mı, orda beni unutur mu bunlar, para yollarlar mı, gurbetellerde ne yapar ım? Bir an gitmemeye karar verdim, döndüm. O sırada bir müvezziismimi ça ğırdı “Mahmut SADİ, Mahmut SADİ, bir telgrafın var” telgrafı açtım aynenş unlar yazıyordu ”sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum alevler olarak geridönmelisiniz ”. Var mı böyle bir şey? 11 öğrencinin nerede, ne zaman, nedü şünebileceğini hesap edebilen bir lider dünya lideri olmasın da ne olsun. Yıl 1923, bizevimizde bir çocu ğumuzun huyunu değiştiremiyoruz bir huyunu. Tüm ülkenin huyude ğişiyor. Bunla uğraşan bir insan yolladığı 11 öğrenci nerede, ne zaman, nedü şünebileceğini hissedebiliyor. Mahmut Sadi devam ediyor “gel de şimdi gitme, git deorda çal ışma, dönde bu ülke için canını verme”.diyor.Evet bu gün en büyük şikayeti ne Türkiye’nin? Beyin göçü. En iyi beyinlerimizikap ıp götürüyorlar ama o çocuklarımız arkalarına baka baka gidiyorlar. Peki diyeceksinizki engellemek o kadar m ı zormuş? Ha o gün 11 öğrenciymiş, telgrafmış. Bu gün milyonö ğrenci olsun, e-mail bilgisayar var. Yeterki şu iki cümleyi ifade edebilecek, onlarınsorumlulu ğunu alan bir liderleri olsun.İş te son anım, Nehire NEHİR hanımefendiden; şöyle anlatır “O zamanlarkad ınların sanatçı kimliğini yeni yeni kazandığı dönemler. Benim tiyatroda çömezlikİ çimizden Biri ATATÜRK- 14 - dönemim. Muhsin ERTU ĞRUL Darül Bedai’ye baş yönetmen olarak atanmış. Çok titizbir insan. Provadan oyuna her şey saat titizliği ile işliyor, perde bir saniye bile geçaç ılmıyordu. Provaya geç kalan oyuncu derhal oyundan uzaklaştırılıyordu. Eee tahminedersiniz ki bu durumda Muhsin Ertu ğrul’unda düşmanı çoktu. Bir gece Dolmabahçe’denATATÜRK’ün Şehir Tiyatrolarına geleceği haber verildi. Ben de karşılamak için hazırdım.Fakat Pa şa gecikti. Muhsin Ertuğrul kendisini beklemeden perdeyi saniyesi saniyesineaç ıp oyunu başlattı. ATATÜRK 4 dakika geç kalmıştı. Etraftaki dalkavuklar ATATÜRKgeldi ğinde Muhsin ERTUĞRUL’un onu beklemeden perdeyi açtığını ellerini ovuşturaovu ştura anlattılar ATATÜRK “Yaaa öyle mi Muhsin Ertuğrul’la Görüşürüz” dedi. HerkesMuhsin ERTU ĞRUL’un işinin bittiğine inanıyor, ben müdür olacağım sen müdürolacaks ın kavgaları bile başlamıştı. ATATÜRK piyesin bitiminde Muhsin ERTUĞRUL’uayakta kar şıladı. Deminkileri de yanına çağırarak aynen şunları söyledi. “Sizi tebrikederim i şinizle ilgili ciddiyetiniz ülkenin gelişimini cidiye aldığınızı gösterir biz geçkald ık siz vazifenizi yaptınız eğer bir tek benim için perdeyi açmayıp oyunuba şlatmasaydınız bu dalkavukluktan ileri gitmez ve beni çok üzerdi ben herkesinher sahada i şini bu kadar ciddiye almasını istiyorum ülke ancak böyle ilerlerefendiler “ demez mi. Etraftakilerin suratları görülmeye değerdi o sırada”. Ama işteliderlik diyorum. Şimdi bir an günümüze geliyorum, hadi bakalım baba iseniz başlatınprogram ı gelmeden. Mümkün mü! Ondan sonra artık beğenin haritadan bir yer, evet kibu insan bir ülkenin en büyük lideri de ğil asrın lideri olan bir insan bunu yapıyor.Evet ATATÜRK ve onunla el ele verenler sayesinde üç taraf ı deniz yerin üstünüanlatay ım mı? Lütfen pazara gidelim. Yabancı ülkelere gittim. Portakalı taneylejelatinlere sar ıyorlar, kıymetli madde, karpuzu dilimle yiyorlar, biz kelek çıktı mı atıyoruz,bir tane daha aç ıyoruz var mı böyle bir nimet. Lütfen pazara gidelim, yeşilin her tonu;geçen bir yabanc ı konuğum var; pazardan geçmek zorunda kaldık dedi ki bana“Türklerin özel bir günü herhalde bu gün”. “Neden” dedim? Eee bakt ı kadın naylon torbanaylon torba yok öyle bir dava, böyle bir nimet nerde, hangi ülkede. Bir tane salatal ık, birtane domates, biz kilolarla. Ve bana ne dedi biliyor musunuz? “Yahu ülkeme dönünce ne isteyece ğim biliyor musun”. “Ne” dedim. “Türkiye’yi isterim de isterim diye tutturacağım”dedi. Bir espriydi ama bir gerçek payı da olduğu su götürmez.Peki yerin alt ına geçelim. Krom, brom , toryum, bor. Tamam güzel ama petrolünzekas ına hayranım. Neden mi? Burda çıkıyor, burda çıkıyor, burda çıkıyor amaTürkiye’nin s ınırını ezberletmişler petrole, bir kilometre girmiyor içeri. Var mı böyle birpetrol, yani alt ımız petrol dolu aslında. Hadi petrolü de geçelim, uzaydan çekilenfoto ğraflara göre bugün petrolden bir derece zengin maden var, uranyum. Bu gündünyadaki, Türkiye’de de ğil dünyadaki eni iyi uranyum rezervi bizim Karadenizda ğlarında arzı endam ediyormuş. Hoş o bize bakıyor biz ona bakıyoruz ama Türkiye’nind ış borcunun 19 katı değeri olduğu tespit edilmiş uzaydan çekilen fotoğraflara göre.Yabanc ı ülkelere gittiğimde ufacık bir tarihi vesika buluyorlar, üç kere etrafınıçeviriyorlar, birde bol para ödüyorsunuz, böööyle bak ıyorsunuz. 15 ayrı medeniyetibar ındıran 10000 yıllık bir tarih var altımızda.Romanya devlet bütçesinin üçte birini nas ıl kalkındırıyor? Suni termal tesisyapm ış adamlar düşünebiliyor musunuz suni. Erzurum’a gittim kaynıyor, Kozaklıya gittimkayn ıyor, Bursa’ya gittim kaynıyor, İzmir kaynıyor. Sadece bizim sıcak su kaplıcamız.Hakikisi var çünkü elimizde. Geçen gün Isparta Süleyman Demirel üniversitesi beni davet etti rektörlük, oraya gittim. Beni Davraz diye bir kayak merkezine götürdüler. Kayak merkezinde kayakla kay ıyordu herkes Davraz’ta. Birbuçuk saat sonra, Antalya Akdeniz üniversitesindeverece ğim konferans için Antalya’ya indim. Millet denizde yüzüyordu. Var mı böyle birülke söyleyin bana. Birbuçuk saatlik mesafede. Bursa, Uluda ğ’a gidiyorsunuz kayakkay ıyorlar, 20 dakikada Mudanya’ya gidiyorsunuz denize giriyorlar. Hakikaten yok böylebir ülke. Dünya yuvarla ğını çevirin hepsinin bir araya geldiği bir ülke söyleyin bana, benbulamad ım. Ya güneşi var ya karı var ya denizi var ya dağı var birinden biri mutlaka.İ çimizden Biri ATATÜRK- 15 - Peki bu kadar özel ve güzel bir ülke bizim elimizdeyken ba şımız dertten kurtulurmu? Asla. Dü şmanımız dünden daha az değil, dünden daha çok. Bütün ülkelerin gözübizim ülkemizde. Nas ıl olmasın ki! Galiba bir tek bizim gözümüz yok şu ülkede.Bu gün bunun için parçalama ve bölme giri şimlerini yüz yıllardır uyguluyorlar. Birara siyasi girdiler, sa ğ-sol diye böldüler, kapışın dediler, yutmadık. Daha sonra etnikböldüler, kürt-Türk dediler, kap ışın dediler, yutmadık. Dinimizi kullandılar, kapanankapanmayan,laik olan–olmayan, ATATÜRK’çü olan–olmayan diye dörde be şe,tarikatlara bölünün dediler ki kolay alal ım, yutmadık. Ekonomiyi kullandılar, zengin-fakiralan-alamayan dediler, gene olmad ı. Yani tazı eski tazıydı, habire çulunu değiştirdiler.Oyunun kural ı buydu ama biz bu oyuna hiç gelmedik gelmeye de asla niyetimiz yok.Yeni ATATÜRK’ler yeti şiyor ve gelmekte. İşte bugün bizi kuvvetlendikçe budanan, diğertürlü oldu ğu sürece de sulanan bir ağaç misali görmek gafletinde olan yada başka birdeyi şle ayağa kalkmayacak kadar destekle ama yere düşmeyecek kadar kösteklepolitikas ı uygulamaya çalışan tüm ülkelere, iç ve dış düşmanlarımıza karşı en güzelcevab ı ne zaman vereceğiz biliyor musunuz? Onu anmayı bırakıp anlamayaba şladığımız zaman. Onu yakamızda taşıdığımız kadar fikir ve eylemlerimizde deta şıyabildiğimiz zaman. Onu özlediğimiz kadar özümsediğimiz zaman. Onunla yarışanama onu a şmış yeni Mustafa Kemalleri yetiştirebildiğimiz zaman vereceğimiz inancıyla.Sizlerden Nakiye Han ım, Kara Fatma, Mustafa Kemal gösterdiğin hedefe henüzula şamamış olmaktan dolayı özür diliyor ve bu hedefe ulaşana dek sakın bizi affetmeyindiyor ve bir şiirle programıma son veriyorum.ATATÜRK de et art ı kemik artı kandı,İ nsanüstü değildi yani ATATÜRK,ATATÜRK de herkes gibi kusurlar ı olan,Küçük büyük ve çirkinde olabilirdi, Ama güzeldi ATATÜRK yorgunluk kahvesini bir su ba şında yudumlamayı,Serhat türkülerini, Alaturkay ı, mesela Safiye Aylayı,Yemeklerden fasulye pilakisini seven, Miri kelam bir İstanbul efendisi.A şık ve şair, mahcup ve ürkek,Ama Karadenizli de ğil Karadeniz kadar canlı,Adanal ı değil ama Adanalı kadar sıcak kanlı,Ve bir Ayd ınlı kadar oturaklı ve zeybek.Velhas ıl bizim mayamızdan bizim kumaşımızdandı Mustafa Kemal.İ nsan üstü değildi ATATÜRK,Tam insand ı. |
Paylaş |
Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir. |
© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır.
Kullanıcı Sözleşmesi. |