Hürriyet Gazetesinin 14 Ocak 1955 sayısının birinci sayfasında roket sisteminin eski bir Türk icadı olduğu hakkında şöyle bir haber vardı:

    “ Modern havacılığın babası ve jet uçaklarının mucidi Prof. Theodor-von Karman dün Teknik Üniversite’de 1500 kişinin takip ettiği konferansında jet motorlarının esasını teşkil eden roket sisteminin on üçüncü yüzyılda ilk defa Türkler tarafından bulunduğunu” söylemiştir.”Büyük bilginin eski Türk silah kitaplarından çıkardığı ve konferansı esnasında projeksiyonla gösterdiği, üzerinde Arap harfleriyle izahat bulunan bir resimde tepki ile harekli bir ok bulunmaktadır. Bunun baş tarafında yanıcı bir madde vardır. Prof. Karman bu maddenin hareketi sağladığını belirtmekle beraber, bunun bir bakıma da atılmak istenen hedefi yakmak gayesiyle kullanılabileceğini söylemektedir.” Profesörün bu ifadesi doğrudur. Yalnız bundan çıkardığı şu sonuç doğru değildir:

    “ Roketler silah olarak, buluş devrelerini takip eden 1865’ten sonra esaslı bir şekilde kullanılmaya başlanılmıştır.”!

    Türk Ordusu, Profesör’ün ileri sürdüğü bu 1865 tarihinden yüzyıllarca önce çeşitli roketler kullanmıştır. Mesela Fatih’in 1478’deki İşkodra kuşatmasında zeytinyağı, kükürt, balmumu ve daha birtakım meçhul maddelerden yapılmış bir yangın roketi kullanılmıştır. Geceleri Kuyruklu Yıldız gibi iz bırakan ve ince bir ses vererek hareket eden bu roketin her şeyi yaktığı ve hatta düştüğü kuyuların suyunu bile kuruttuğu hakkında değişik kayıtlar vardır!

    Askerlik tarihinde patlayıcı tahrip roketlerinin dünyada ilk defa kullanılması da yine Fatih devrindeki Rodos kuşatmasındadır. 1480 tarihine tesadüf eden bu kuşatmada, ahalinin kendilerini bunlardan korumak için kale ve kilise mahzenlerini “Sığınak” olarak kullandıkları ve hatta halktan başka askerlerin bile çok defa sığınaklara inmek mecburiyetinde kaldıkları hakkında çok kuvvetli rivayetler vardır. Daha sonraki bazı batı kaynaklarında, bu çeşit roketlerin ilk defa olarak Kanunî’nin 1522 Rodos fethinde kullanılmış olduğundan bahsedilirse de iki seferin birbirine karıştırılmasından çıkan bu iddia doğru değildir.

    (İsmail Hami Danişment, Tarihi Hakikatler, Tercüman Tarih ve Kültür Yayınları:1, ikinci Cilt, s.51-53)

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.