Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler
Atatürk

                             BÜYÜK ATATÜRK;

 

          MİNNET SANA; ŞÜKRAN SANA; SAYGI SANA…

 

 

    Büyük Atatürk, milletimizin yetiştirdiği bir büyük dehadır. Milletler bin senede ancak böyle bir deha yetiştirirler. Bizim tarihimizde de; bin senede bir defa yetişebilecek bir kahramandır, bir devlet adamıdır, bir büyük insandır.

    Bu gerçeği hiçbir tartışma ve düşünce değiştiremez ancak pekiştirir. Onun, Türk Milletine yaptığı hizmeti hiçbir fani yapamaz. Bu büyük insanı, Türk Milleti hep başının üstünde tutmuş ve bu büyük insan, Türk Milletinin vefakar sinesinde yerini bulmuş, engin gönlünde tahtını kurmuştur.

    Atatürk’ün yaptığı işin ve başarısının büyüklüğünü anlamak için; Cumhuriyet öncesinde ülkenin ne kadar yorgun düştüğünü, ülkenin askeri’nin, silahı’nın, hiçbir şeyinin kalmadığını, ülkenin çeşitli köşelerinin işgal edilmiş olduğunu; yani Atatürk’ün lisanıyla “ahval ve şerait”in ne olduğunu hatırlamak yeterlidir. Böyle bir “ahval ve şerait” karşısında dahi vatanın bölünmezliğini ve bütünlüğünü savunmak için yola çıkılabilen bir liderdeki dehanın ve cesaretin boyutunu başka bir liderde bulamazsınız.

    Bu yüzden de; Birinci Dünya Harbi sırasında meydana çıkan çeşitli ülkelerin liderlerinden, zamanı aşabilmiş olan ve ayakta kalan tek lider Atatürk’tür. Çeşitli ülkelerde devlet kurduğu iddia edilen kişilerin hatıraları çiğnenmiş, meydanlardan heykelleri kaldırılmış olmasına rağmen bugün biz, onu ülkenin her köşesinde şükranla, minnetle, sevgiyle anmaktayız.

    Atatürk vatanımızın kurtarıcısıdır, devletimizin kurucusudur, dağılan bir imparatorluğun küllerinden modern bir devlet çıkarmıştır. Bu devlet, Türkiye Cumhuriyetidir. Dağılan imparatorluk çok dilli, çok dinli, çok uluslu bir devlettir. Büyük Atatürk’ün kurduğu devlet bir milli devlettir. Bu bir mucizedir. Bu mucizenin sırrı, Atatürk’ün ordu toplamaktan önce milleti bir şuur etrafında toplamaya çalışmış olmasında yatar. Savaşa kudret veren ve kazandıran güç bu milli şuur olmuştur. Eğer milli şuur varsa milli beraberlik olacaktır. Milli şuur ve milli beraberliğin birbirinden ayrılmaları mümkün değildir. Milli şuur ve milli beraberlik yoksa, bir milletten bahsetmek mümkün değildir. Büyük Atatürk’ün bu istikamette yaptığı ve söylediği her şey, her sözü gibi çok doru, çok haklı, çok akılcıdır.

    Atatürk, birkaç unsuru devletin temeline koymuştur. Bunlardan biri;

“Hakimiyet kayıtsız, şartsız milletindir” sözüyle ifadesini bulan, imparatorluğun tebaasını, cumhuriyetin vatandaşı yapmasıdır. Çünkü, halkın idarenin içinde olmadığı, halkın rızasına dayanan bir iktidarın olmadığı yerde cumhuriyeti savunmak fevkalade güçtür.

    Atatürk’ü büyük yapan, bu büyük kudreti devletine bağlamış olmasıdır. Artık, devletin milleti değil milletin devleti vardır. Vatan dediğimiz, şehit kanıyla yoğrulmuş bu topraklarda, doğulusunu, batılısını, güneylisini, kuzeylisini, kim “bu benim devletim” diyorsa, onu eşit hak sahibi, eşit hisse sahibi yapmıştır.

    Atatürk’ü büyük yapan, onun toplumun yaşam tarzı değiştirmesi, yaşam tarzına yeni unsurlar getirmesidir. Kültürümüzde, sanatımızda değişiklik yapmış ve kadının olmadığı bir toplumun içine kadını getirip koymuştur. Bugün Türkiye’de 1.5 milyon üniversite öğrencisi var;  627.000’i kız, ilkokul ve ortaokula giden 15 milyon öğrenci var; bu, 15 milyonun yarısı kız. Bugün Anayasa Mahkemesi’nin kadın üyesi var, kadın Rektör var, kadın hakimlerimiz var. Büyük Atatürk’ün önemli başarılarından bir tanesi budur. Böylece bir milletin gücünü ikiye katlamıştır.

    Atatürk’ü büyük yapan, 600 seneden fazla şeriat hukukuna dayanmış bir toplumu, çağdaş hukuk düzenine getirmesi ve dinle devleti birbirinden ayırmasıdır. Bu kolay bir iş değildir. Halk yine Müslümandır, yine inançlarına bağlıdır. İbadetini istediği şekilde yapacaktır ve yapmaktadır. Dinle devletin ayrılmış olmasını, laikliği, laik yaşamı, laik düşünce tarzını Müslümanlığa karşı imiş gibi göstermek, Cumhuriyete yapılabilecek en büyük sabotajdır. Türkiye’nin aydınları, siyasetçileri, Cumhuriyetin laik vasfını anlatırlarken, hem halkın dini duygularını rencide etmek gibi fevkalade yanlış birtakım izah tarzlarına gitmemeli hem de halkın dini duygularını istismar etmemelidirler.

    Atatürk’ü büyük yapan, henüz Lozan barış anlaşması yapılmamışken, Cumhuriyet ilan edilmemişken ve devletin çatısı kurulmamışken, ayağının tozu ile; “kalkınma hareketine” yönelmiş olmasıdır. Ülkede; cehalete, yoksulluğa, çaresizliğe, harabiyete, karanlığa karşı amansız bir savaş açmış ve şöyle demiştir;

    “Efendiler, artık vatan imar istiyor, zenginlik ve refah istiyor, İlim ve marifet, yüksek medeniyet, hür fikir,hür düşünce istiyor. Şeref, namus, istiklal, hakiki varlık, vatanın bu taleplerini tamamen ve hızla yerine getirmek için esaslı ve ciddi bir çalışmayı emreder.”

    Atatürk’ü büyük yapan, ülkesinden çıkardığı düşmanlara savaş biter bitmez dost eli uzatmasıdır. “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” genel sloganı 78 yıllık Türk dış politikasına hakim olan en önemli unsurdur. Büyük Atatürk; “Savaş, hayati bir zaruret olmadıkça cinayettir.” demişti. Bunun değeri ve önemi barışı arayan dünyada bugün daha iyi bilinmektedir.

    Büyük Atatürk’e olan minnet borcumuz ebedidir, sonsuza kadar sürecektir.

 

                                                                           Süleyman Demirel

 



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.