Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10787
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Haberler ve Yorumlar
ÜLKEMİZDE MİSYONERLİK FAALİYETLERİ HIZLA ARTMIŞTIR

ÜLKEMİZDE MİSYONERLİK FAALİYETLERİ HIZLA ARTMIŞTIR

 

          Tokat Milletvekili Dr. Reşat DOĞRU 2003 tarihinde AKP tarafından çıkarılan İmar Kanununun Türkiye’de Misyonerlik faaliyetlerini arttırdığını söyledi. DOĞRU, Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun üzerinde vermiş olduğu önergesi ile ilgili TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmasında şunları söyledi.

 

         “31 yıldan beri beklenen bir kanunu görüşüyoruz. Bu kanunu iyice tartışıp Meclis’e getirsek daha iyi olacaktı.

 

         Türklerin İslam dinini kabul etmeleri dünya tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Türkler islamiyete girdikten sonra, bayraktarlık yapmışlar ve her gittikleri yere ilahi kelimetullahı götürmüşlerdir.

 

         Türkler İslam dünyasının korumacılığı görevlerini üzerine almış ve lider konuma gelmişlerdir.

 

         Gazne’li Mahmut vasıtası ile Hindistan’a kadar uzanmış, Osmanlılar tarafından Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının en ücra noktalarına kadar ulaşmışlardır. Türkler İslamiyeti kendileri için milli din olarak kabul ettiler. Bütün benlik ve samimiyetleriyle bu dine sarılarak 11. yüz yıldan itibaren İslam dünyasını bütün düşman kuvvetlerine karşı korunması işini tek başına yüklenmiş oldular.

 

·        Büyük İslam âlimi İmamı Gazali,

·        Dünyada tanınmış büyük İslam düşünürü Mevlana Celalettin Rumi

·        Peygamberimizin sözlerinin toplandığı Sahih-i Buhari kitabını yazan Muhammet Buhari Türk’tür.

 

         Peygamberimize İstanbul fethi müjdelenmiş ve İstanbul fethi Fatih Sultan Mehmet’e nasip olmuştur. Milletimiz Peygamberimizin övgüsüne mashar olmuştur.

 

         Din görevlilerine çok önemli görevler düşmektedir. Din görevlileri kürsüden siyaset yapmamalı, İslam dininin ana temellerini anlatmalıdır. Din görevlileri cemaatle daha fazla ilgilenmek için cami dışına çıkmalıdır. Siyasete karışmayan din görevlileri çok etkili olmaktadır. İslam’ın güzelliklerini anlatmalı ve aynı zamanda da yaşamalıdır.

 

         Din görevlileri dinin güzelliklerini ön plana çıkaran sevgi ve merhamet duygularını hissettiren, hem bilgi verici hem de duygulara hitap eden bir dil oluşturarak konuşmalı ve yaşamalıdır.

 

         Pansiyonlu din eğitim merkezleri kurularak buna yasal statü tanınmalı, buralarda kalan öğrencilere ilk, orta, yüksek öğrenimini aynı anda tamamlama imkânı sağlanmalıdır.

 

         Yaz kuran kursları açılması ve yürütülmesi için çalışmalar yapılmalı, yaş oranı düşürülmelidir.

 

         Din görevlilerinin görevlerini yapabilmeleri için cami yanlarına lojmanlar yapılmalıdır. Cami yapımında, lojman mecburiyeti getirilmelidir. Lojman imkânı olmayanlara kira desteği sağlanmalıdır.

 

         AKP’nin iktidarda olduğu 19.6.2003 tarihinde hükümetçe İmar Kanununda bir değişiklik yapılarak “Cami” kelimesi, “İbadethane” olarak değiştirilmiştir. Değiştirilen bu kelime Kilise ve Havra gibi yerlerin çoğalmasının önünü açmıştır.

 

         Başta Büyükşehirler olmak üzere bütün il ve ilçelerde binlerce ev kilisesi açılmıştır. Bununla birlikte Misyonerlik faaliyetleri de büyük bir hız kazanmıştır. Bu kanun değiştirilmeli, tekrar eski haline yani, “Cami yapılır” şekline getirilmelidir.

 

         Mülkiyeti diyanet dışında bulunan bütün camiler, diyanete devredilmelidir. Personelin eğitim seviyesi yükseltilmeli, mesleki bilgi birikimlerinin arttırılması çok önemlidir. Ayrıca din görevlilerinden yüksek okul bitirenler mutlaka Diyanet’te değerlendirilmeli, vermiş oldukları emeğin karşılığını almalıdırlar.

 

         Kurum içi nakillerde puan sistemine göre yapılması uygun olur görüşündeyiz. Herkes ileriki yıllarda nereye geleceğini bilecektir. Yıllarca köyde, uzak yerlerde kalıpta, merkeze gelmek isteyen çok değerli din görevlileri vardır. Bunlar göz ardı edilmemelidir.

 

         Vekil imamların sorunları çözülmelidir. Vekil imamlar fedakâr şekilde çalışmakta ve özlemle asil kadroyu beklemektedirler. Bu insanların özlemleri giderilmeli ve asil kadroya alınmalıdırlar.

 

         Diyanet Teşkilatında görevli, din görevlilerinin en önemli sorunlarının başında yargısız infazlar gelmektedir. Köyde çalışırken köy muhtarı veya dernek başkanı, yalan, yanlış bir olayla ilgili görevlileri şikâyet ediyorlar. Konu iyice araştırılmadan, personelin yaşadıkları göz önüne alınmadan, personel dinlenmeden karar verilmemelidir.

 

          Köylerde çalışan imamlar devletin oradaki temsilcileridir. Kendileri her hareketlerinden sorumlu olmalı ve devletimizi de orada temsil etmelidirler. Müfettişler şikâyetlerde muhtarı görevden alamıyoruz bari din görevlisini görevden alalım gibi bir düşüncede olmamalıdırlar.

 

         Her din görevlisi olan kişi dinin her konusunu iyice bilmek durumdadır. Her verdiği bilgiyi ayet ve hadislerle anlatmalı, yorumların yorumlarından kaçınmalıdır. Cuma hutbelerinin, her caminin görevlilerince hazırlanması ve onların müftülüklerce kontrollerinden sonra halka sunulması uygulamasına geçilmelidir. Bu durum din görevlisini araştırmaya, çalıştırmaya yönlendirir. Merkezi Cuma hutbelerinden vazgeçilmelidir.

 

         Ancak illerde müftüler kontrollerini muntazam yapmalıdır. “

 

          

 



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.