TÜRKMECLİSİ’NDEN

Türkiye’de bir seçim olmuş ve %47 oy oranı ile AKP tek başına iktidar olmuştur.

AKP’nin kapatılmasıyla ilgili olarak Yargıtay Başsavcılığı bir dava açtı.

Saygılı olmalıydık.

Türbanı üniversitelerde serbest bırakmaya yönelik Anayasa değişiklikleri Anayasa Mahkemesince iptal edildi.

Bu karara da saygılı olmalıydık.

“Ergenekon” adı ile anılan operasyonlarda  üç etapta ciddi tutuklamalar oldu.

Saygılı olmalıydık.

Özetle milli iradeye de Yargı’ya da saygılı olmalıydık.

Bunu yapamadık.

Herkes ve her kesim kendine göre tenkit etti, kötüledi ya da sevindi ve övdü.

Yani demokrasi ve kurumlarını hala daha anlamış ve içimize sindirmiş olmadığımız ortaya çıktı.

Önce bu halimizi bilmek durumundayız.

Bilemezsek AKP kapatılsa da kapatılmasa da, tutuklananlar ceza alsa da almasa da yarınlar açısından değişen hiçbir şey olmayacaktır. İktidarlarda şahısların veya siyasi partilerin değişmesi önemli değildir. Önemli olan millete ve devlete hizmet aşkı ile hareket edebilmek ve demokrasiye ve hukuka saygılı olabilmektir.

Başka bir cepheden bakalım.

%47 oy oranı ile iktidar olanların bir kısmı sadece“Benim” dedi ve AKP iktidarı sadece “milletvekili sayısını” esas aldı ve yanlışlara girdi.

AKP’ye karşı olanlar, neyin nasıl olduğunu, yapılmayanların neler olduğunu ve neler yapılması gerektiğini ortaya koymak yerine;Biz böyle yapacağız demek yerine kitlelere yönelik yanlış metotları en kutsal değerleri aşındırarak hareket etmeyi metot olarak kullanmaya çalıştılar.

Bu gün ülkemiz hangi olay olsa mevcut “kamplaşma” daha da derinleşmeye müsait bir hale geldi.

Basın da haber verme uğruna, hizmet etme uğruna, ya da yıpratmak uğruna bu “kamplaşma”yı derinleştirme yarışına girdi.

Bundan en çok zarar görecek olan ise millet olacaktır.

Bu durumdan kurtulmak zorundayız.

En üst yetkilisinden en sade vatandaşa çağrımız budur.