Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10765
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Haberler ve Yorumlar
The Gıcırdıyan Aile;ALTAN`s...

 

Türkiye ıslak imzayı tartışıyor.

Bursa’da yayın yapan “Olay Televizyonu’nda Gökhan Kaplıdağ’ın hazırlayıp sunduğu ‘Son Baskı’ isimli haber programına Mehmet Altan telefonla katıldı. Kaplıdağ’ın “Başbuğ’un orduya karşı asimetrik bir savaş var sözü ile kırmızı çizgileri net olarak ortaya koymasına ne diyorsunuz?” sorusuna Altan, “Cumhuriyet Başsavcı Vekili’nin ‘Adli Tıp’ta bunun orjinal olduğunu bildirdi, resmileşti’ dediği bir Türkiye’de böyle bir şey yokmuş gibi 86 yıldır söylediğini tekrarlayarak, sanki çok olağan bir durummuş gibi, davranmak ancak otistik birine ait bir şey olabilir” dedi.

Sunucunun ‘net’ uyarısı üzerine ise Altan, “Kime nasıl konuşacağımı ben tayin ederim” diyerek küstahlığını sürdürdü.

Peki nasıl oluyor da bir gazeteci Türkiye Cumhuriyeti Genel Kurmay Başkanı’na ‘Otistik’ diyerek hakaret edebilir?

Bu cesareti anlamak için Altan ailesinin geçmişine bakmak lazım.

***

Türkiye’de kişilerin ‘cemaziyülevvel’ lerini ve ilişkiler ağını anlamak için yararlanılacak en iyi kaynak Tayfun Er’in “Erguvaniler” ve “Yalıdakiler” isimli eserleridir. Bu kitaplar referans kitap özelliğini taşıyıp, Tanzimat-İttihat- Cumhuriyet zincirindeki isimleri ve ilişkilerini bir bir ortaya döker.

Bakın bugün kendinde Genel Kurmay Başkanı’na ‘otistik’ diyebilecek kadar liberal(!) ve ‘Kürt’çü geçinen Altan ailesi geçmişte ‘askeri darbelere’ nasıl da yaranmaya çalıştılar?

Babadan başlayalım.

Erguvaniler syf. 216’da Tayfun Er, şöyle yazar:

“Çetin Altan bir zamanlama ustasıdır; onu izleyerek ülkede ve dünyada hangi fikri dalga yükselmiş anlamak mümkündür. Sol yükseliyorsa “soldadır” daha doğrusu sol diye bilinen, yutturulan emperyalist politikaların ardındadır. Hatta “soldan” milletvekili bile olur. Askeri darbe olduysa, darbeyi över, iktisadi liberalizm tırmandıysa mutlaka ordadır.

Hep dengeleri gözetmiştir. 27 Kasım 1960 tarihinde katıldığı masonluk camiası (Erenler locası) hep arkasında olmuştur. Mason olduğunu TİP’e girerken kimseye söylememiştir elbette ama İlhami Soysal bunu ortaya koyunca da itiraf etmek zorunda kalmıştır. Behice Boran ve Mehmet Ali Aybar gibi erguvaniler sınıfsal dostluklarını ve aynı kökten gelmenin vefasını Çetin Altan’ı milletvekili yaparak göstermişlerdir.

.....TİP sonrası sıkı cuntacı oluvermişti; çünkü artık cuntacılık yükselen dalgaydı. Nihat Erim “nedense” bu sosyalisti(! ) pek sevmişti. Bir takım güçler devreye girerek “gözlerinin ileri derecede bozuk olması sebebiyle” kendisine özel af çıkartmışlardır ve sistem, has evladına yaptığı yanlışlığı gidermiştir.

12 Mart’ta gözaltına alındığında yanında sabaha adar oturup onu kollayan Sakıp Sabancı’dır....

Çetin Altan’a bir kaç yıl milletvekili olduğu için verilen emekli maaşı kaç para acaba? Bağ-Kur ve SSK emekli aylıklarının kaç katıdır? Tıpkı hık demiş babasının burnundan düşmüş Mehmet Hasan Altan’ın SHP’li Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ın “Danışmanı” sıfatıyla Ankara’ya bir gün dahi uğramadan, hani o çok kızdıklarını söyledikleri “hazineden beslenme” nasıl olurmuş gösterdiği gibi...

Kafayı çekip Özal’ın sayesinde TRT’de sarhoş olarak program yapıyordu., kendisini geziye götürdüğü için Özal’a “Büyük adamsın, Atatürk’ten bile büyük adamsın” diye salya sümük birşeyler mırıldanıyordu. ....Çetin Altan’ın 60’lı yıllarda Akşam’da yazdığı yazılarda devletçiliği nasıl kutsadığını okuyabilirsiniz. O kadar demokrattı ki Turgut Özal devrimcileri idam ederken, o ve oğulları “yaşa!” diye naralar atıyorlardı... ....”

Ya Ahmet Altan

Yalıdakiler, syf. 81’de;

“Ahmet Altan, 12 Eylül’e yaranmak, bugünkü dezenformasyon ve psikolojik savaş zeminini ta o zamandan yaratmak için, olası solcu olacak insanları yürekten vurmak amacıyla Şener Yazar’ları seksomanyak ilan etmişti. O yüzden Turgut Özal’ın emriyle ve ANAP’lı milletvekillerin oylarıyla Hıdır Aslan 25 Ekim 1984’te idam edildiğinde Çetin Altan ve mahdumları, Turgut Özal’a övgüler yağdırıyordu. Hıdır Aslan üstelik Tuncelili olduğu icin dosyası öne alınarak idam edildi. Şimdi Ahmet Altan, Kürtlerin hakkını savunuyormuş!

Çetin Altan, her askeri darbe sonrası esas duruşa geçitiğinde 27 Mayıs’ta 33, 12 Mart’ta 44, 12 Eylül’de 53 yaşındadır. Ahmet Altan ise 12 Eylül’e direnenleri seksomanyak ilan ettiğinde 35 yaşındadır ve şöhretin, paranın, gücün yolunu kendisine açan velinimeti 12 Eylül’dür. Şimdi bunlar darbe karşıtı olacaklar, darbeye karşı direnirken 16 yaşında delik deşik edilenler de hem seksomanyak hem de darbeci!!!”

Daha neler neler...

***

Kısaca Altan ailesi her dönemin insanlarıdır.

Bahçe kapısı gibi açılır, kapanırlar. Bir ‘sağ’a, bir ‘sol’a savrulur dururlar.

Bu arada vidaları bozuk olduğu için de rüzgarla birlikte devamlı gıcırdar dururlar.

Gacır, gucur, gacır, gucur...

Not: Başlığı neden mi Amerikan’ca Türkçe karışımı yazdım? Sizce...?
 
YELDA CUMALIOĞLU


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.