Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Haberler ve Yorumlar
EDİRNE DE NELER OLDU? SOLUN PKK İLE SINAVI
Gön:Selim Özübek
 
 
Ali Özsoy
Edirne de neler oldu? 
Sol un PKK ile sınavı

Batı cephesinde yeni şeyler var

Bilindiği gibi son günlerde Edirne sürekli gündeme geliyor. Solcu olduğunu iddia eden üç otobüslük bir kitle şehre girmeye çalışıyor. Edirne halkı ise bu kitlenin PKK’lı olduğunu ve Edirne’de PKK’ya asla izin vermeyeceklerini belirtiyor.

Aslında Edirne’de yaşananlar Türkiye’nin pek çok ilinde son birkaç ayda yaşanan gelişmelerin uzantısı. Bilindiği gibi açılım bahanesiyle PKK’

lılar açıkça dağdan inmişti. AKP bu teröristlerin ayaklarına kadar savcılar göndermişti. Daha sonra PKK’lı olmanın suç olmadığı ilan edilmiş ve tek tek Güneydoğudaki bütün şehirlerde bu PKK’lılar için adeta resmigeçit törenleri düzenlenmişti.

Tabii bu gelişmeler Türk halkının büyük tepkisini çekti. PKK’nın faşist egemenliğinin kurulmadığı hemen hemen bütün illerde büyük protesto gösterileri yapıldı. AKP ve PKK kınandı.

Bu görüntüler AKP ve PKK açılımının çıkmazda olduğunun göstergesiydi. Hem iktidar partisi hem de terör örgütü Türklerin gösterilerine provokasyon diye saldırdılar.

Kandil’den gelen PKK’lılardan biri ise henüz Türkiye’nin batısına gitmeye cesaret edemediklerini ancak bunu da gerçekleştireceklerini söylüyordu.

Bu onların stratejik hedefiydi: Batıda da Kürt faşizmini egemen kılmak.

Nitekim bundan sonra terörist başı Apo bahane edilerek sokaklar PKK’

lılar tarafından adeta ateşe verildi. Türk bayrakları yakıldı, devlet daireleri taşlandı ve insanlar otobüslerde sırf Türk oldukları için canlı canlı yakıldı.

Ancak faşist yıldırma taktiği bu sefer işe yaramadı. İzmir başta olmak üzere PKK’nın hedefinde olan pek çok il ve metropolde halk büyük tepki göstererek PKK’lıları kovaladı. AKP ve PKK tepki gösteren Türk halkını “linççi” olarak suçluyordu.

Ancak yine de bir gerçek ortaya çıktı. Anayasa Mahkemesi’nin DTP’

yi kapatmasından daha önemli bir gerçekti bu. DTP’nin temsil ettiği PKK zihniyetine artık Türkiye kapanıyordu.

Batı cephesinde yeni şeyler oluyordu...

Edirne’de ne oluyor?

Edirne’de yaşananlar bu gelişmelerden ayrı ele alınamaz. Olaylar zaten tam da Tokat’taki hain PKK saldırısından sonra başladı. Kendilerine Trakya Üniversitesi Öğrenci Derneği diyen bir grup Edirne’de şehir merkezinde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Bu grup daha önce üniversite kampusunda Öcalan posteri açıp özgürlük sloganıyla yürüyen ve bu yüzden büyük infiale neden olan açıkça PKK kontrolündeki bir gruptur.

Bu defa aynı içerikli bir açıklama için şehir merkezinde toplanıyordu. Hem de Tokat’taki hain saldırıdan hemen sonra.

Tıpkı İzmir’de olduğu gibi halk binalarına Türk bayrağı asıyor, “şehitler ölmez vatan bölünmez” diye kendiliğinden sloganlar atılıyor. Gruptakiler ise “faşist köpekler” diye halka saldırıyor. Bundan sonra olaylar çığ gibi büyüyor. “Kahrolsun PKK” sloganları atılıyor. Polis PKK yanlısı grubu büyük güçlükle kurtarıyor. Halkı dağıtıyor.

Bundan sonra tabii olaylar bitmedi. Edirne için çok bilinçli bir plan devreye sokuldu. Bu sefer kendilerine “Halk Cephesi” diyen ve DHKP-C yanlısı oldukları öne sürülen bir grup Edirne’ye çıkartma yaptı.

Bu açıkça bir kışkırtmaydı. Daha önce de bu taktik Trabzon’da da yaşanmıştı. PKK’nın giremediği illere DHKP, TİKKO, MLKP gibi sözde sol terör örgütleri girip adeta taşeron gibi olaylar çıkartıyorlar, sonunda tüm şehir AKP’nin ablukası altına alınarak teslim alınmaya çalışılıyor.

Edirne’de olaylar doğal olarak büyüdü. Edirne’ye girmek isteyen, Türkiye’nin her yerinden toplanan üç otobüs göstericiye karşı binlerce kişi ayaklandı.

Edirne’ye girmek isteyenlerin gerekçesi de çok ilginçti: İncirlik’teki ABD üssünü protesto etmek.

İyi ama İncirlik Adana’da…

Edirne’de ABD üssü yok ki.

Niye Edirne?

Yanıt aslında çok basit: PKK’nın giremediği illere bu tür taşeron sahte sol örgütler sürülüyor.

Türkiye’nin en doğusunda Ermenistan sınırını tutan il, Iğdır DTP’nin eline geçti. Ancak Yunanistan ve Bulgaristan sınırında duran Edirne’de Kürt istilası daha gerçekleşmedi. Bu yüzden DHKP, TİKKO, MLKP gibi PKK taşeronu örgütler öne sürülüyor. İşte halk buna direniyor.

Edirne linççi değil solcudur

Bu direnişin aynısı Trabzon’da da yaşanmıştı. Tıpkı bugünkü gibi tüm Türkiye’de PKK karşıtı halk eylemlerinin yükseldiği bir dönemde aynı grup ortaya çıkmış, biz illa Trabzon’

da gösteri yapacağız diye haftalarca Türkiye’nin gündemini meşgul etmişti.

Tüm medya Trabzon halkına yüklenmeye başladı. Halk barbar ve linççi ilan edildi. Hatta Trabzon’a asker müdahale etsin diyenler bile çıktı. Sonunda AKP’nin Hrant Dink tezgâhı patlak verdi. Ne hikmetse tetikçi yine Trabzon’dandı. AKP adeta bütün şehri abluka altına aldı.

Ve sonunda Tokat’taki PKK saldırısı gerçekleşti. AKP sonunda bunu da başarmıştı. PKK Karadeniz’e kadar girmişti.

Şimdi de Edirne için aynı planlar devreye girdi. Halk linççilikle suçlanıyor. Kimisi Ülkü Ocakları’nın kimisi ise Alperenler’in olaylara öncülük ettiğini iddia etti. Oysa her iki grup eylemlerle hiçbir alakaları olmadıklarını açıkladılar. Kaldı ki ne MHP ne de BBP’nin Edirne’de gücü var. Ve bu iki parti de sokak eylemlerine karşı olduklarını defalarca açıkladılar.

Edirne herkesin bildiği gibi solun kalesi olan bir şehirdir. Bugüne kadar her seçimi sol partiler kazanmıştır. Halkı solcudur. Ancak bu sol anlayış ulusal bir soldur. Bayrağa ve vatana sahip çıkar.

Edirne’de birden bire binlerce faşist mi ortaya çıkmış? Böyle saçmalık olmaz.

Fethullahçı Zaman gazetesi ise suçu yine Ergenekon’a atıyor. Güya emekli astsubaylar halkı kışkırtıyormuş. İyi de Ergenekon’un böyle bir kitle gücü varsa niye bugüne kadar beklemişler.

Diğer yandan İşçi Partisi açıklama yaptı. Onlar da halkı kınadı. Güya amaç “Türk-Kürt kardeşliğini” bozmakmış.

Kısacı Fethullah’tan İP’e, sahte soldan AKP’ye herkes halkı suçlamakta birleşti.

Halk eylemiyle ilgili ortaya atılanların hepsi yalan. Halkı hedef haline getirmek için bin bir türlü psikolojik savaş malzemesi üretiliyor. Sonunda PKK’lı gerçek provokatörleri sokağa salmak halkı ise baskı altına almak istiyorlar.

Edirne’de bunca insanın sokağa dökülmesinin tek nedeni var: Halk PKK’ya karşı, bölücülüğe karşı ve onların taşeronlarına da karşı!

Bu kadar basit...

Solun sınavı

Zaten halkın attığı tek bir slogan var: “Edirne’de PKK istemiyoruz.”

Solculuk adına halkı linççilik ile suçlayanlar artık şuna yanıt vermeli. Halkın PKK’ya karşı çıkması yanlış bir şey mi?

Nitekim bu kadar yalın olan gerçek karşısında Edirne’ye çıkartma yapmak isteyen örgütün militanları yeni açıklama yapmışlar: “Biz PKK’lı değiliz, ABD’ye karşıyız.”

Ne kadar güzel değil mi?

Demek ki halk PKK’ya karşı çıkmakta haklı.

Peki ABD’ye karşı olduğunu iddia eden bu grup şunu da söyleyebilir mi:

“PKK ABD’nin taşeronudur. Biz PKK’ya da karşıyız.”

Buyurun bakalım. Size sadece Edirne’ye değil, tüm Türk illerine girmenin ipucu.

PKK’ya karşı mısınız? Bunu açıkça ilan edebilir misiniz?

Artık kaçak güreşemezsiniz. Ya PKK halk düşmanı, ABD uşağı ve faşist bir terör örgütüdür. Ki o zaman halkın PKK’ya karşı ayağa kalkması son derece doğaldır ve desteklenmelidir.

Ya da dergilerinizde, bildirilerinizde yazdığınız gibi çıkın deyin ki “PKK bir hak arama örgütüdür, biz de destekliyoruz.” Sonra da düşüncenizin arkasında durun. Değil bin, on bin yüz bin kişi bile karşınıza çıksa, geri adım atmayın.

Artık kıvırma şansı yok. PKK’nın kanatları altında sözde solculuk yapma şansı hiç yok. Bu halk PKK’yla hesaplaşmaya karar verdi. Yerinizi belli edin.

Ama PKK’nın yanındaysanız sakın kendinize solcu veya devrimci demeyin. Çünkü halk adınızı çoktan koymuş: PKK’lı terörist.

PKK bir kısım solu hep kullandı

Şu son olayların gösterdiği bir başka gerçek ise PKK’nın kendine aşırı sol diyen kesimleri bugüne kadar hep kullandığı ancak başı sıkıştığında da hemen sattığıdır.

Şimdi DHKP özelinde ele alalım. Bu grup isterse binlerce kez biz PKK’lı değiliz, ABD’ye karşıyız desin. Halkı hiçbir şekilde inandıramazlar.

Örneğin ABD silahları ve istihbaratıyla Tokat’a kadar gelen ve 7 Mehmetçiğin kanını akıtan PKK’yı kınayabilirler mi?

ABD’ye karşılar(!) ama ABD’nin bir numaralı uşağı PKK’ya karşı değiller.

Halk yutar mı bunu?

Peki, aynı DHKP değil mi PKK ve TİKKO’yla birlikte “devrimci” güçler adı altında ittifak kuran ve PKK’yı Tokat-Çorum-Amasya-Ordu bölgesine bizzat sokan, güç ve eylem birliği yapan?

Yıllarca büyük şehirlerdeki Alevi mahallerine PKK’nın sızmasını sağlayan aynı grup değil mi?

Şimdi kendi bölgelerini PKK’ya kaptırdılar, kayıkçı kavgasına başlamışlar.

Edirne’ye bu gruplar girerse ne olur?

Daha önce ne olduysa o olur. Ardından PKK girer. Sonra Kürt istilası başlar. En sonunda PKK bu grupları da defeder.

Her zaman yaptığı gibi kullanır atar.

Bu tür solu siler atar...

Bu tür “solculara” soruyoruz.

Bugüne kadar PKK’ya hep destek oldunuz. Kendi halkınıza düşmanlık etme pahasına. Bir yerde Öcalan’a destek açıklaması mı var, hemen koştunuz. DTP ile dayanışma mı gerekti hemen orada bittiniz. Nerede Kürt nerede Ermeni şovenizmi varsa hep desteklediniz.

Tamam, karşılığında ne aldınız?

Örneğin PKK Edirne’deki olayları sinsice izliyor. Hiç karışmıyorlar. Biliyorlar ki bu tür “solcular” kendileri için ölesiye kavga edecektir. Koçbaşı olacaktır. Halka saldıracaktır. PKK en sonunda gelip Edrine’ye konacaktır.

Çünkü PKK faşist bir örgüttür. Herkesi kullanır. Ancak PKK’ya dayanarak güçlendiklerini zanneden saflar bunu asla anlayamazlar.

Tercih zamanı

Türk halkı için artık bazı şeyler son derece net. Kimsenin suratına solcu veya sağcı maskesi takmasını önemsemiyor.

Örneğin bir adam AKP milletvekili olabilir. Ancak halk söylemlerine, eylemlerine bakıyor hemen anlıyor.

Bu adam aslında PKK’lı…

Veya karşısına kızıl maske takmış biri çıkabilir.

Yine de kimliği bellidir: PKK’lı.

Halk açısından ABD uşağıyla PKK’lı neredeyse eşit anlama gelmiş durumdadır. Çünkü PKK, ABD’nin sokaktaki silahlı faşist gücüdür.

Şimdi sol açısından tarihi bir tercih zamanıdır. Ya bir kısım sol gibi PKK’nın kanatları altında kalınır. “Halkların kardeşliği” adına ABD’nin uşağının uşağı olmayı tercih ederler.

O zaman hilkat garibesi bir sol ortaya çıkar. “Halklarla” kardeştir ancak kendi halkına düşmandır.

Örneğin bir ile düşmanlık kadar komik ve garip bir “sol” duruş olabilir mi?

Önce Trabzon, sonra Edirne…

Kafayı bir ile takıyorsun. Oranın halkını düşman ilan ediyorsun. Aylarca yakalarını bırakmıyorsun. Linççi ve faşist ilan ediyorsun. Polisi halkın üstüne salıyorsun. Aslında düşman oldukları bir il de değil. Çok açık bir gerçek var. PKK yanlısı sol toptan halk düşmanı olmak zorundadır. Bugün Trabzon, Edirne yarın başka bir il. Açıkçası Türk bayrağına karşı oldukları kadar Türklüğe sahip çıkan her şeye ve her ile karşılar.

İkinci tercih ise solu halkın dostu yapacak olan yoldur. Aslında bunu söylemek bile abes. Çünkü gerçek sol halkın dostu değil, bizzat kendisidir.

Halk ABD’ye karşıdır. Sen de ABD’ye karşı olacaksın.

Halk ABD’nin uşağı PKK’ya karşıdır. Sen de karşı olacaksın.

Halk al bayrağını kutsal beller. Sen bunun da ötesine geçeceksin. O bayrağı hep yücelteceksin.

Halk PKK’nın katlettiği sivil halkın yanındadır. Kayıpları için ağlar. Sen de bütün faşist katliamların karşısında olacaksın.

Halk Mehmetçiği canından kanından ayrı görmez. Her şehit haberiyle kahrolur. Sen de halkın evlatlarının yanında olacaksın.

İki tercih var.

Ara yol yok.

Son derece ikiyüzlü bir şekilde “Biz PKK’lı değiliz, ABD’ye karşıyız” diyen garip tipler acaba Tokat’ta kurşuna dizilen Mehmetçikleri “düşman”, kurşun sıkan PKK’lı Amerikan köpeklerini ise “devrimci güç” ilan ettiklerini inkâr edebilirler mi?

Şimdi mi aklınıza geldi PKK’lı olmadığınız?

Kendinize ne derseniz deyin?

Ancak sakın solcu veya devrimci demeyin. Devrimciler sözünün eri olur. Başı sıkışınca yan çizmez. ABD’ye karşı olmanın ne gerektirdiğini de çok iyi bilirler.

Gerçek devrimci Mahir ve Deniz gibi olur. ABD’ye karşı en çok onlar yürüdü. Ama ellerinde hep Türk bayrağı vardı. Mahir radyoda bile İstiklâl Marşı çaldığında tüyleri diken diken olur hemen ayağa kalkardı.

PKK’yla birlikte yürümek isteyenlere ise siz bilirsiniz diyoruz. Ama bu halktan daha çok çekeceğiniz var. Gerçek ABD karşıtlığı neymiş Türk’ün tokadını yiyince görürsünüz.


http://www.turksolu.org/267/ozsoy267.htm



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.