Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Haberler ve Yorumlar
AKP SINIFTA KALDI

DESTEKLER VE BEKLENENLER = AKP SINIFTA KALDI

 Tokat Milletvekili Dr. Reşat Doğru halkımızın vermiş olduğu desteklere karşın AKP, halkın beklentilerini karşılayamadığını belirtti. Doğru, açıklamalarına şöyle devam etti.

     “Her alanda olduğu gibi, siyasette de, verilen destekle, beklenen hizmet arasında doğrudan ilgi vardır. Siyasi tarihi boyunca milletimizin MHP’ye verdiği en büyük destek;1999–2002 arasında %18 oyla 129 milletvekilliğidir. O süreçte üç partili bir koalisyonun ortağı olarak, görüş, hizmet ve taahhütlerini de ancak o oranda ülke idaresine yansıtılabilmiştir. O nedenle 360 milletvekilli bir parti gibi hesaba çekilmesi âdil ve insaflı olmazdı.2002’den sonra ise AKP %35 ve %46 ‘lık destekle iktidara gelmiştir. Bu rakamlar gerçekten ender görülecek büyük desteklerdir. O kadar ki, bu desteği alan bir partinin mazeret uydurma şansı sıfırlanmış demektir. ”Aslında biz yapacaktık da…” diye söze başlama hakkı yoktur. Ancak AKP bu sayısal ve psikolojik desteği dokuz yıl sömürmüş, suiistimal etmiş, yani kötüye kullanmıştır. Kullanmadı demiyoruz, ülke aleyhine kullandı. Mecliste, adına torba denilen ama torbadan çok çuvala benzeyen yığınla yasa, gece yarısı geçirilmiştir. Gerçi anayasa gibi çok önemli konuda bile, 27 soruya bir cevap isteyen demokrasi kültürünün, bir yasayı okumadan, hatta uyuklayarak geçirmesini de normal saymak gerekiyor. Erdoğan, arkasındaki hazır kıtanın desteğini dokuz yıl işte böyle kullandı.                                                                                                                                                                              

   Dağlardan-tepelerden “Ne mutlu Türküm diyene” sözünü kaldırmak için kullandı. AB üzerinden gelen dolaylı PKK taleplerini yasalaştırmak için kullandı. Zaten, son zamanlarda bu AB makyajına da gerek kalmadı. Kabul edildi ki Hükümet PKK ile görüşüyor ve talepler–pazarlıklar, artık yurt içinde, İmralı’da yapılıyor. Erdoğan 2007’de aldığı desteği işte bunlar için kullanıyor. Hatta aynı desteğe güvenerek; Türkiye’nin güneyinde 400 km. uzunluğunda bir İsrail kurmak için de aylarca uğraştı ama, çok şükür yanlış hesap, direnen vatansever güçlerden, muhalefetten döndü.

    Milletten aldığı desteği, milletin evladı; çaya, şekere, ekmeğe, suya KDV öderken, pırlantanın ve likit yumurtanın KDV’siz satılması, böylece adamlarının(K.Unakıtan’ın, çocuklarını okutan R.Gür’ün)daha çok kazanması için kullandı. Çoğu kendilerini kapsayan mali suçların affına kullandılar. Anayasa Mahkemesini, hâkimleri, bütün kurumlarını politize ederek parti kurumu haline getirmekte kullandılar. O kadar kullandılar ki, bundan böyle yapılan hırsızlıklara, kanunsuzluklara dur diyecek yargı da kalmadı. Kalsaydı: Deniz Feneri’ndeki, Kayseri Belediyesi’ndeki rezaletler yaşanır ve örtülür müydü? Konuyu dile getiren vali yardımcısını sürmüşler, olayın üstüne giden savcı-hakim çıkarsa onların da âkıbeti aynı artık.12 Eylül referandumunda, önlemek isteğimiz hukuksuzluk,”partinin seçtiği hakim” biçimindeki tehlikeli tablo bu işte…AKP, halktan aldığı desteği işte böyle kullandı.Olumlu gördüğümüz bazı noktalarda ise,biz de destek verdik ama,bizim iyi niyetimizi kötüye kullandılar. 2007 seçimlerinden sonra türbanla ilgili Anayasa değişikliğine destek verdik, anlaştık, ilgili yasalar da çıkacaktı. Sıkışınca; ortaya çıkıp: ”Daha önce bizim türbanla ilgili hiç bir çalışmamız olmamıştı. Şimdi MHP’nin yüzünden bu değişiklik yapıldı.” dediler, diyebildiler…O kadar,pişkince…Halkımızın her bir bireyinin defalarca düşünmesi gereken bu cevabı kamu vicdanına havale ediyorum.Sonra CHP’ye döndüler,”Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyin,gelin bizimle anlaşın” dediler.MHP ile yaptıkları protokol hatırlatılınca,”Boş verin,o geçti" dediler.Bizim iyi niyetimizi işte böyle çirkince istismar ettiler.

    2007 Ağustos’unda Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı.376 şartı vardı, AKP yetersizdi, belli bir isim üzerinde gerginlik yaratılmıştı.”Biz muhalefetiz, önemli olan engellemek, ortalığı karıştırmaktır.”demedik.”Önce ülkem” prensibi gereği seçimden yeni çıkmış ülkemizin kaosa sürüklenmemesi için Meclis’e girdik, kendi adayımıza oy verdik, böylece seçim gerçekleşti. Ancak devletin en üst yönetimi de yasalara karşı AKP’nin iradesi dışında hiçbir zaman irade göstermeyerek, atamalarda ve koyduğu politik tavırlarla partizanca bir tablo sergileyerek, seçiminde bizim gösterdiğimiz iyi niyeti ısrarla kötüye kullanmaktadır.

    Aldatma ve istismar üzerine siyaset, böyle bir şey demek ki…

 

 



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.