Çapar KANAT
 
12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği İle Mücadele Günü

İşçisin sen işçi kal. Giy dedi tulumları. Tamirci Çırağı adlı şarkı Çocuk İşçilerimizi bana hatırlatır. Çalışma şartları gereğince maalesef  hızlı yiyecekler ile karınlarını doyururlar. Ekmek arası patetesi bile kendileri için doyurucu bulurlar, yanında ayran varmış yokmuş aldırış etmezler. Ustalarının ısmarladığı veya soba üstünde pişirdikleri çaydan yudumlayarak lokmalarını yumuşatırlar.

12 Haziran, Çocuk İşçiliği ile mücadele günü. Bu günü anma etkinliklerine vaki davet üzerine katıldık. Anıtkabir ziyaretinden sonra Ankara Anıtpark’ ta açık havada toplandık.

Mesleki Eğitim Merkezleri (Çıraklık okulları) öğrencilerinin, Ankara Büyükşehir Belediyesinin Sokak Çocukları Merkezinde kapsama altına alınan çocuklar ve velileri, Öğretmenleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Genel Müdürü ve bu Genel Müdürlüğe bağlı Dezavantajlı Gruplar Daire Başkan’ı nın katılımından oluştu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın oluşturduğu etkinlikte Sayın Bakan, Müsteşar veya yardımcılarını göremedik. Etkinlik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda görevli bayan uzman yardımcısının aşağıya örneklerini aldığımız Basın Bildirisi ve iki çocuğumuzun okuduğu ‘’Çocukça bir hayal işte’’ şiiriyle başladı.

Ankara Yenimahalle Mimar Sinan İlköğretim Okulu öğrencilerinin Burdur-Teke yöresi halk oyunları gösterileri ile devam etti. Ankara Büyükşehir Belediyesi Sokak Çocukları Merkezi Çocuklarından ikisi sergiledikleri Vals ile herkesi büyüledi.

7-19 yaşları arasıındaki tüm çocuklar bir güzel eğlendiler. Öğlen vakti sunulan ekmek arası dönerlerini afiyetle yediler.

Bu vesile ile biz de çocuk işçiliğine temas etmek istiyoruz.

1987 yılı çocuk işçiliğinde ülkemiz için bir dönüm noktasıdır. Çocuk işçiler mesleki eğitim kapsamına alınarak sosyal güvenceye kavuşturulmuştur. Artık bir çok meslek dalı mesleki eğitim kapsamına alınmış olduğundan, çocuk işçiler haftanın bir günü mesleki eğitim kurumlarına gelip teorik öğretimlerine devamları karşılığında eğitim süresine bağlı olarak sağlık sigorta kapsamına alınmaktadırlar. Sağlık sigorta primleri M.E.B tarafından ödenmektedir. İşkazası vb. durumlarda bu yüzden sosyal güvenceye sahiptirler.

Peki ya tarımda çalışan çocuk işçiler? Bunlar maalesef kapsam dışındalar. Bunların sosyal güvenceleri yok. ‘’ Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi İçin Zamana Bağlı Politika ve Proğram Çerçevesi ‘’ nde en çok zorlanılacak kesim tarımda çalışan çocuk işçilerimiz olacaktır.

Şehirlerde yaşayan çocuk işçilerimizin sayılarının gittikçe azalıyor olması ülkemiz için sevindirici olmakla birlikte, mecburi ilköğretimi bitiremeyen  çocuklarımızın mesleki eğitim kapsamına alınamayışı büyük bir sorun olarak yerini koruyor. Açık İlköğretim her ne kadar ilköğretimi yarıda bırakan öğrenciler için bir şans ise de ilköğretimi bitirememiş ama halen sanayide, berberde , kuaförde çalışan çocuk işçilerimiz bu merkezlere kayıt yapılamama yüzünden mesleki eğitimlere gidememe, bitirememe, bu mesleklerin diplomasanı alamama yüzünden ileriki yıllarda mesleğine bağlı dükkan, işletme açamama problemleri ile başbaşa bırakılmaktdır. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı mesleki eğitim merkezlerine öğrenci kabul ve kayıt şartlarına İlköğretimi bitirme şartı ortadan kaldırılmalıdır. Çalışan çocuklardan ilköğretimini tamamlayamayanlarında bu merkezlerde hem teorik mesleki eğitimlerini hem de yarım bıraktıkları ilköğretimlerini tamamlama yapmasını sağlayacak yasal düzenlemeler derhal yapılmaldır.

12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği İle Mücadele Günü

Basın Bildirisi

12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği İle Mücadele Günü, çocuk işçiliğine karşı küresel kampanyaya desteği artırmak amacıyla yılda bir kez düzenlenmektedir. Bu gün, çocuk işçiliğine karşı tüm Dünya’ da gittikçe büyüyen hareketin hızlanmasına katkı sağlamak amacını da taşımaktadır. 2010 Yılının teması ILO tarafından ‘’ Kazanmak İçin Çocuk İşçiliğini Sonlandıralım’’ olarak belirlenmiştir.

Gelecğimizin teminatı olan çocuklarımızın, eğitim görmesi ve geleceğe hazırlanması gereken bir dönemde sağlık ve güvenliklerini, sosyal ve fiziksel gelişmelerini olumsuz yönde etkileyen çalışma yaşamında bulunmaları bizim için kabul edilebilinir bir durum değildir.

Çocuk işçiliği, gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’ de de ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir.

Çocukların özellikle zor koşullar altında uzun süreler için çalıştırılması ruhsal ve bedensel sağlıklarını olumsuz yönde etkilemektedir.

Çocuk işçiliğinin temelinde; Öncelikle yoksulluk olmak üzere, aşırı nüfus artışı, kırdan kente yoğun göç, eğitim sistemindeki aksaklıklar, istihdam imkanlarının kısıtlılığı, yeterli toplumsal bilincin oluşmaması, ailelerin eğitimsizliği gibi bir çok sosyal ve ekonomik neden bulunmaktadır.

Ülkemizde çocuk işçiliğine yönelik faaliyetler, UNESCO tarafından 1979-Dünya Çocuk Yılı ilan edilmesiyle yeni bir boyut ve hareketlilik kazanmış, bu suretle 1980’ler de ülkemizde çocuk işçiliği araştırmları yapılarak çeşitli yayınlar ile bu konuya dikkat çekilmeye başlanmıştır. Türkiye, 1992 yılında ILO tarafından başlatılan IPEC-Çocuk Emeğinin Sona Erdirilmesi Uluslarası Proğramına da aynı yıl dahil olarak bu konuda kararlılığını göstermiş ve yürütülen çalışmaların sonuçları almaya başlamıştır.

Bugüne kadar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu, İşçi ve İşveren Konfederasyonları, Gönüllü Kuruluşlar ve üniversiteler bir çok projeyi başarılı bir şekilde uygulamışlardır.

Yürütülen projelerin çeşitliliği, çocuk işçiliği sorununun değişik boyutlarının anlaşılması açısından Türkiye’ nin başarısını simgelemktedir. Bu açıdan yürütülen projeler ve sorunun çözümüne getirilen yeni yaklaşımlar çcuk işçiliği ile mücadele eden diğer ülkelere örnek olabilecek boyut ve çeşitliliktedir.

Yürütülen çalışmalardan eşde edilen deneyimler çocuk işçiliğini önlemek için;

Aileleri gelir getirici faaliyetlere yönelendimeye,

Yetişkinlerin istihdam imkanlarının artırılmasına,

Çocukların ve ailelerin sosyal koruma altına alınmasına,

Gelecek vaad edici ve etkili eğitim sistemine, özellikle de etkin bir mesleki eğitim sistemine,

Çocuk işiçliği önelene kadar, çalışan çocuklara yönelik sağlık ve sosyal hizmet sunumu, küçük sanayi işletmelerinde sağlık ve güvenlik koşullarının geliştirilmesi,

Bunun yanısıra da yeni yasal düzenlemelere ve etkin denetime ihtiyaç olduğu,

Belirtilen tüm bu faaliyetlerin ise zamana bağlı ulusal bir proğram dahilinde yürütülmesinin gerekliliğini ortaya koymuştur.

182 sayılı ILO sözleşmenin 6. Maddesi hükümleri uyarınca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü tarafından tüm kurum, kuruluş ve sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla ‘’ Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi İçin Zamana Bağlı Politika ve Proğram Çerçevesi ‘’ hazırlanmıştır.

Zamana Bağlı Politika ve Proğram Çerçevesinin temel hedefi,2015 yılına kadar çocuk işçiliğinin en kötü biçimleri olarak belirlenen Sokakta Çalışma, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerde Ağır ve Tehlikeli İşlerde Çalışma, Tarımda Aile İşleri Dışında, Ücret Karşılığı Gezici ve Geçici Tarım İşlerinde Çalışma’nın ortadan kaldırılmasıdır. Bu program ile çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılmasına ilişkin faaliyetlerin bütüncül, katılımcı, ve takvimlendirilmiş bir ulusal program çerçevesinde gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Proğramla, çocuk işçiliğini önlemeye yönelik temel stratejiler ve faaliyetler ile bunları uygulayacak kurum ve kuruluşlar ile sorumlulukları belirlenmiştir.

Çocuk İşçiliğinin olmadığı bir geleceğe ulaşmamız mümkündür. Böyle bir gelecek ülkemiz içinde nihayet erişilebilir bir hedef haline gelmiştir. Çocuk işçiliği ile mücadele konusunda önemli ilerleme kaydedilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 1994, 1999, ve 2006 yıllarında Çocuk İşgücü Anketleri gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar karşılaştırıldığında, yıllar itibariyle ekonomik işlerde çalışan çocukların oranında büyük düşüşler gözlenmektedir. 6-17 yaş grubunda 1994 yılında ekonomik işlerde çalışan çocukların oranı % 15,2 iken bu oran 1999 yılında 10,3’ e, 2006 yılında ise % 5’ e düşmüştür.

6-17 yaş grubunda ekonomik işlerde çalışan çocukların sektörel dağılımına bakıldığında ise bu çocukların % 49,9’ u tarım, % 28,3’ ü sanayi, %21,4’ü ticaret, % 9,3’ ünün ise hizmet sektöründe çalıştığı görülmektedir.

12 Haziran’ da tüm Dünya çocuklarıyla birlikte bizim çocuklarımızın da sokaklardan tarlalardan, ağır ve tehlikeli işlerden kurtulmaları için, eğitim için, daha güzel Dünya’da çocukluklarına yaraşır bir yaşam için kauoyunun dikkatini çekmek için buradayız.

Bu bildiri, ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşları, işçi-işveren konfederasyonları, sivil toplum kuruluşlar ve uluslarası kurumların katkılarıyla ortak bir metin olarak hazırlanmıştır.

Çocukça Bir Hayal İşte(Şiir-Onur Sunal)

Yaşıtlarım var biliyorum koşup eğlenen, Doyasıya Özgürlük içinde gününü gün eden,

Yaşıtlarım var biliyorum gelecek kaygısı nedir bilmeyen, Yarını İçin kara kara düşünmeden geleceği bekleyen.

 

Yaşıtlarım var görüyorum dayak nedir bilmeden büyüyen, Sevgiyle bakılan büyütülen.

Yaşıtlarım var görüyorum oyundan başka bir şey bilmeyen, Sırtında çantası neşeyle okula giden.

Yaşıtlarım var duyuyorum selerini parkların bahçelerinden, Çağırıyorlar beni de ama gidemiyorum neden bilmem.

Arkadaşlarım var her renkten, ellerinde boyylarından büyük silahlarla gezen, Düşleri ellerinden alınıp karanlığa hapsedilen. Arkadaşlarım var anasını-babasını kaybeden, Dünya’nın gerçek yüzünü ufacıkken gören.

Arkadaşlarım var dev makinaları oyuncak zanneden, Tiner kokusuyla hayallerin gerçek olmasını bekleyen. Arkadaşlarım var kaderine terk edilen, Adaletsizliği doğuştan bilen.

Büyüklerim var bana sürekli vaadler veren, Dünya’ yı büyük oyunlarıyla bize dar eden. İnanmamı istiyorlar parlak yarınlara hemen, Onlar da çocuktu unutuveriyolar birden.

Bıraksalar bize bu Dünya’ yı ne kavga kalır ne keder, Bizimkine çocuk aklı der kendi ayıplarını örterler.

Bizi kaale almazlar nedendir bilinmez, Dünya’ yı bu hale getiren onları da çocukken dinlemeyen işte aynı büyükler. Kocaman kulaklarıyla bu sese kulak verseler, Herşey değişir, bunu bir fark etseler.

Haykırıyorum bütün büyüklere, Koysunlar kendilerini bir an olsun benim yerime, Yoksa ben de onlar gibi olacağım, Sonunda günün birinde.

Belki çocukça bir hayal işte, Ama yarınlar çocukların ellerinde.