3201 SAYILI KANUN İÇİN ÇOK ÖNEMLİ OLAN BİR KONU
3201 SAYILI KANUN İÇİN ÇOK ÖNEMLİ OLAN BİR KONU
Deveye sormuşlar neden boynun eğri diye ? deve de nerem doğru ki demiş? birileri Türkiye`ye gidiyorlar SGK`na kayıtlı olarak yalandan bir kaç gün formalite gereği sigortalı çalışma yapıyorlar, daha sonra az bir parayla SGK`na borçlanarak daha fazla emekli maaşı almak hakkına sahip oluyorlar, devlet tüm bu olan bitenlere bilmesine rağmen her şey Legal olarak yürütülmektedir, bunların hepsi birer aldatmaca kandırmaca bir formalite ile hile değilde nedir. Diğer taraftan birileri ise borçlanmayı bağkura yapmak zorunda çünkü Kanun gereği böyle olduğu için de çok para ödüyorlar karşılığında da az emeklilik maaşı alıyorlar.
İnanınız bu işi şeytanın dahi aklı ermez, birileri SGK`na az para ödüyor çok emeklilik maaşı alıyor, birileri bağkura cok para ödüyor karşılığında az emeklilik maaşı alıyor, bunların tümü külliyen yanlıştır, Devletimiz en kısa zamanda bu yanlışdan dönmelidir, işte Devlet insanlara böyle hileye davet ediyor izin veriyor, her işimiz hile ve sahtekarlıktır.
Devlet insanları kandırmakta başarılı olduğu gibi, insanlarıda devlete karşı nasıl hile ile kazanç yapılır onu ögretiyorlar, tüm bu olan bitenler her şey gerçekten legal olarak göz önünde olmasına rağmen, öte yandan yaşlılık emeklilik hakkını elde etmiş kazanmış bir vatandaş bu benim hakkımdır emekli maaşımı isterim diye adalet önünde hakkını arayan vatandaşına da hakkını vermeyen bir devlet var ortada. Biz buna artık hile demeyelim, çünkü tüm bunlar hilelikten çıkmış devlet izniyle legal olan şeyler evet aynen öyledir.
Sadece Yurtdışı borçlanması emekliliği için kesin dönüş şartı var, tabiki en azından hüküm öyle, görünende dönüş şartı formalitedir, ama temelli dönüş yapmadan veya yurtdışından da emekli olmadan türkiyeden hayatta emekli maaşınızı alamazsınız bu mümkün değildir, çünkü bu kanun ancak bu yola çıkmaktadır, bunun dışında her hangi başka bir imkana sahip değilsiniz.
Türkiye’deki hizmetleri ile hiç yurtdışı borçlanması yapmamış olanların yurda kesin dönüşü diye bir durum söz konusu değil. Yurtdışı borçlanması yapmayıp eski 506 sayılı Kanun’a göre isteğe bağlı prim ödeyen birisi için emeklilik durumunda kesin dönüş yapma şartı yok. Türkiye’de normal emekli olanlar yurtdışında yaşayabilir hatta çalışabilir işsizlik ve sosyal yardım alabilir, halk diliyle konuşalım ki herkes anlasın ve anlaşılır olsun diye, yani sizin anlayacağınız bu yukardaki durumda eski 506 sayılı Kanun`a göre prim ödeyenlere bu kişilere her şey serbest.
Demekki buradan da anlaşılacağı gibi görünen oki aynen 2147 sayılı Kanunda da uyguladıkları gibi bizleri yurtdışında çalışmamızı avrupa yasaklamıyor, türkiye cumhuriyeti yasaklıyor, bu tüm haliyle her şey ap açık ortadadır halen çok sayıda vatandaşımız bunu kavramış değiller, çıkarmış oldukları farklı çarpık yasalar işte böyle adaletsizliği doğuruyor.
Yurtdışındaki çalışmalarını 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanarak ülkemizdeki sosyal güvenlik kurumlarından emekli olanların 01.10.2008 tarihinden sonra ülke içinde özel sektörde çalışmaya başlamaları halinde emekli aylıklarının kesilmesi uygulaması 19.06.2010`dan itibaren sona ermiş bulunmaktadır. Buna karşın aynı durumdaki kişilerin yurtdışında çalışmaya başlamaları durumunda Türkiye`den kendilerine bağlanan emekli aylıklarının kesilmesi gerekmektedir. 2147 sayılı Kanun kapsamında yurtdışı borçlanmasıyla emekli olanların ise gerek yurtdışında ve gerekse yurt içinde çalışmaya ilişkin kazanılmış olan hakları korunmaya devam etmektedir.
“Emekli iseler çalışmasınlar, emekli değilseler aylık almasınlar” biçimindeki, bir çıkarım ilkesel olarak doğru olsa bile ülkemizin dünden bugüne sosyal güvenlik ve emeklilik süreci ile sonuçları bakımından adaletli olmayacaktır.
5510, 506, 2147, 3201 sayılı bu kanunlar artık aynen bir yamalı bohçadan farkı yok, böyle gelişi güzel kanunlar olmaz, dünyanın hiç bir yerinde böyle bir şey görülmüş değildir. Oysa 1985 öncesinde 2147 sayılı Kanundan yararlanarak yurtdışı borçlanması yapıp aylık bağlanan veya bundan sonra bağlanacak olanların SGDP ödeyerek çalışma hakkı ise halen devam etmektedir. Bu kapsamdakiler ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almaya başlasalar da aylıkları kesilmeyecek, yurt içinde sosyal güvenlik kanunlarına tabi çalışmaları halinde de sosyal güvenlik destek primi hükümleri dâhil olmak üzere ilgili sosyal güvenlik kanununun öngördüğü hükümler uygulanacaktır. Yani bağımsız olarak bir iş kurarak 4/b sigortalısı gibi çalışırsa emekli aylığından 2010 yılında her ay 14 oranında, 2011 ve sonraki yıllarda ise 15 oranında kesinti yapılması; emekliyken 4/a sigortalısı olarak iş akdine bağlı çalışırlarsa işvereni tarafından normal primler yerine sosyal güvenlik destek primi yatırılması gerekmektedir. 4/a sigortalısı olarak bir iş akdine dayalı şekilde özel sektörde çalışan emeklilerin emekli aylıklarından herhangi bir kesinti yapılması gerekmemektedir.
Adalet kavramı olmazsa olmaz, adalet her işimizde eksik olmayan olmaması gereken bir kavramdır. Adaletli olmak, adalet kavramı anlayışı ailede, işimizde, toplumda kanunlarda her yerde hemencecik değiniriz, adalet demek kişinin hakkını vermektir.
Hukuk adalettir, yönetimde adalet şarttır, mahkemelerde şahitlik adalet şarttır, ölçü ve tartıda adaletle hükmediniz, söz söylediğinizde adaletle söyleyiniz, sözde adalet, terazide adalet, ailede adalet, devlette adalet, toplumda adalet, Allah adaleti emretti, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmediniz diyor Cenabı Allah celle celaluhu.
Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür, T.B.M.M. Kanunları yaparlar, kimlerdir onlar milletin seçip meclise gönderdikleri Milletvekilleridir bu kanunları yapanlar. O halde bu Bakanlar Kuruluna bu T.B.M.M deki bu Milletvekillerine gereken cevabı vermenin zamanı gelmiştir.
|