100. yılda depreşen o milli ve manevi ruh
Mehmet Koçak
kocak61mehmet@gmail.com
2019-05-22
100. yılda depreşen o milli ve manevi ruh
Yorgunluk, umutsuzluk ve yoksulluk içinde kıvranıldığı bir dönemde milli ve manevi bir ruhla ``19 Mayıs 1919`da başlattığı İstiklal Savaşı ve sonrasında elde edilen o büyük zafer, milletimizin milli direniş ruhunun muhteşem bir tezahürüdür.
Özgürlük ve bağımsızlık karakterinin en belirgin bir diğer örneğini milletimiz, ABD`nin öncülüğündeki Batılı emperyalist devletlerin yönettiği ve yönlendirdiği FETÖ`nün 15 Temmuz ihanetine karşı bir kere daha göstermiştir.
İşbirlikçi ve teslimiyetçi olmayan ve olmamaya kararlı olan milletimiz, FETÖ ihaneti sonrası Bizans entrikalarına karşı oluşan ve milli birliğimizin sembolü olarak tarihimize gecen &8216;Yenikapı ruhunun, İstiklal Harbimizin ilk adımı kabul edilen 19 Mayıs`ın100. yıl kutlamalarında Samsun`da muhteşem bir coşkuyla yeniden pekişti.
Sultan Vahideddin`in görevlendirilmesiyle Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının Samsun`dan başlattığı bağımsızlık hareketi, milletimizin azim ve kararlılığı ile birleşerek, tüm yurtta dalga dalga yayılan milli direniş ruhu, yani milli mücadelemiz zaferle sonuçlanmıştır.
Yüzbinlerce vatan evladı, dini, vatanı ve milleti için kahramanca mücadele etmiş, kimileri gazi olmuş, kimileri ise şehit düşmüştür.
Bu anlamda 19 Mayıs 1919, tam bağımsızlığın, iman ve milli ruhun yeniden canlanması açısından bir milattır.
1919`DAN 15 TEMMUZ`A
Milli onurumuz ve haklı gururumuz olan İstiklal zaferimizden sonra yine o emperyalist güç odaklarının içimizdeki taşeronlarından biri olan FETÖ üzerinden ülkemizi işgale kalkışmış.
Cumhurbaşkanımız Sayın R. Tayyip Erdoğan`ın çağrısına kulak veren milletimiz bu işgal hareketini 1919 İstiklal mücadelesi ruhuyla direnerek bertaraf etti.
Milletimiz şehitler ve gaziler vererek bu ihanet karşısında vatana, millete ve demokrasiye sahip çıktı.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan`ın çağrısıyla siyasi parti temsilcilerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımızın halkımızla bütünleştiği o dev Yenikapı Mitinginde dost ve düşmana milli birliğin en güzel örneği gösterildi.
Şimdi o ruhun Samsun`da depreştiğine şahit olduk.
Siyasi görüş farklılıkları ve tartışmalarına rağmen belli konularda ve belli zamanlarda o tartışmaları bir kenara iterek, milli bir refleksle bir araya gelebildiğimizi bir kere daha dosta düşmana gösterdik.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan`ın etrafında bütünleşen siyasi liderlerin içinde yer aldığı o görüntü gerçekten çok anlamlı oldu.
Başkan Erdoğan`ın siyasi liderlerin yer aldığı 100. Yıl kutlamalarında çekilen o fotoğraf, 19 Mayıs 1919 tarihinde M. Kemal Paşa ve arkadaşlarının Samsun`a çıkış anındaki o tarihi fotoğrafın bir benzeri oldu.
Tarihteki o fotoğrafla ``vatanı kurtarmadan geri dönüş yok´´ denilmişti. 100. yıl kutlamalarındaki o fotoğrafta ise ``İstiklal mücadelesi ruhunun devamıyız´´ mesajı verildi.
BEKLENTİLERİNİ BOŞA ÇIKARALIM
Her ülkenin olduğu gibi bizim de ülke olarak çözüm bekleyen sorunları var.
İç sorunlara elbette çareler aranmalı ve bulunmalı ancak, dünyada milletler mücadelesi faklı versiyonlarla devam ediğini de hesaba katmalıyız.
Çünkü dünyadaki hızlı değişimlere paralel olarak yeni dengeler oluşturulmaya çalışılıyor.
Siyasi, ekonomik, stratejik ve askeri konseptler bağlamında yeni ilişkiler ve bağlantılar kuruluyor.
Unutmayalım ki; milli hedefleri ve stratejileri olmayan devletlerin geleceği de olmaz.
Bu gerçekler nazari dikkate alınarak, iç sorunlarıyla boğuşan değil, sorunlarını aşmaya yönelen diğer yanda küresel ve bölgesel oluşum ve girişimlerde de yer alan hamleler geliştirmek zorunda olduğumuzun bilincinde olmalıyız.
Günlük kısır siyasi çekişmelerle zaman harcayan ve enerji tüketen yerine ülke içinde barış ve milli birliği sağlayan ve küresel alanlarda yeni milli politikalarla ``biz de varız´´ diyecek şekilde bilgi birikimimiz gösteren plan ve projeler üretmeliyiz.
Çünkü biz artık rol alan değil, oyun kuran olmalıyız, olmak zorundayız.
Milli savunma sanayimizi geliştirerek küresel ve bölgesel alanlardaki gelişmeler konusunda söyleyecek sözümüz olmalı ve aynı zamanda üstlenebileceğim sorumluluklara hazır olmalıyız.
Ancak bütün bunları başarabilmek için ayrıştıran değil, birleştiren, uzaklaştıran değil, kucaklaştıran yeni bir siyasi anlayışı besleyecek bir dili konuşarak ülke içinde birliğimizi güçlendirmeliyiz.
Farklı siyasi görüşlerimiz kültürel zenginliğimiz olarak kabul edilmeli ve birbirimizi kabullenmeliyiz.
Gelin; sosyal medya üzerinde devam ettirilen itibarsızlaştırma ve aşağılama gibi karalama kampanyalarına son verelim.
Gelin hep birlikte; 19 Mayıs, 15 Temmuz direnişiyle oluşan (Yenikapı) ve 19 Mayıs`ın 100. Yıl kutlamalarında depreşen o milli ruhla İstanbul seçimlerine gidelim.
Bunu başarabilirsek işte o zaman istiklal mücadelesi ruhunu yaşamış ve yaşatmış oluruz.
|
