Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10207
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2290) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Kültür konuları
Milli kültürümüzü nasıl geliştirebiliriz? (14)
Toplum giderek dejenere mi oluyor? (9)
Milli Kültür ile ilgili diğer konular (401)


Milli Kültür - Milli Kültür ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Halit KANAK - (Ziyaretci) 5.02.2022 20:18:10

Seydi Ali Reis’in Hind Kaptanlığı ve Hindistan Maceraları (5 Şubat 1554) 05 Şubat 2022

Seydi Ali Reis’in Hind Kaptanlığı ve Hindistan Maceraları (5 Şubat 1554)
05 Şubat 2022

Halit Kanak İletişim:

18 parça gemiden oluşan Türk Donanmasını Basra Körfezinden Süveyş’teki üsse getirmekle görevlendirilen Murad Reis, Basra çıkışında karşılaştığı sayıca üstün Portekiz donanması karşısında yenişemeyip bazı gemilerinde hasar görmesi üzerine yeniden Basra’ya dönmesi, direkt olarak bağlı olduğu Divân’da hoş karşılanmayarak azledilmişti.

O sıra Halep’te bulunan KânûniSultân Süleyman, zaman zaman karargâhına çağırarak sohbet ettiği Rodos ve Trablusgarb fetihlerine katılmış, Preveze kahramanlarından Seydi Ali Reis’i çağırarak bizzat Hind Kaptanlığına atadı.

Halep’ten hemen yola çıkan Seydi Ali Reis, amirallik üssü Basra’ya gelerek göreve başladığında takvimler 5 Şubat 1554’ü gösteriyordu. 4 ay 25 gün sonra 15 kadırga ile yelken açarak Basra’dan ayrıldığında, aynı zamanda yeni maceralara yelken açtığının farkında değildi.

Önce İran kıyılarındaki Bender-Büşire geldi. Oradan karşı kıyıda Katıyf ve Bahreyn’de Manama’ya uğradı. Sonra Kiş ve Hürmüz Adalarının kıyılarından Hürmüz Boğazına ulaştı. Aden Körfezine çıkmıştı ki, 25 gemiden oluşan Portekiz Donanmasıyla karşılaştı. Çarpışma kısa sürdü. Bir gemisi batırılan Portekizliler hızla uzaklaştı.

Ancak, aldıkları takviye ile 34 gemiye çıkmış vaziyette Maskat açıklarında yeniden Seydi Ali Reis’in karşısına çıktılar. Üstelik başlarında Portekiz Kral NâibiAlfonso de Noronha’nın oğlu Fernando vardı. 25 Ağustos’ta iki donanma gemileri birbirini imha etmek üzere müthiş bir çatışmaya tutuştu. Muharebe o kadar şiddetli ve uzun olduki, ne forsalarda kürek çekecek, nede askerlerde top ateşleyecek tâkat kalmamıştı.

18 saatlik savaşın ardından yenişemeyeceklerini anlayan iki donanma birbirlerinden ayrıldıklarında 6 Portekiz, 4 Türk gemisi batmıştı. Seydi Ali Reis, kalan 11 kadırgasıyla Umman kıyılarından geçip,Hadramut kıyılarına yaklaşırken büyük bir tufana yakalandı. Tufandan güçlükle kurtularak Sind bölgesinden Hindistan kıyılarına ulaştı.

Güneydoğuya doğru yol alarak Gücerat’a ulaştığında 3 gemisi karaya vurarak parçalandı. Kalan 8 gemi ile toplarını ve gönüllü leventlerini, aynı zamanda Osmanlı Türklerinden olan Surat Valisi HüdâvendHân’a bağışladı. Çünkü Hüdâvend Hân, Hindistan’ın batısında bulunan bu Gücerat Devletini Osmanlı topraklarına katmak istiyordu. Seydi Ali Reis de gemi, top ve topçular vererek destek verdi.


Başkent Ahmedâbâd’ta oturan 2. Ahmed Şâh Kânûni’yebiatını bildirdi. Fakat Seydi Ali Reis bu kıymetli toprakları ölene kadar unutmadı. 1572’de Babür İmparatorluğuna dahil oldu ve 1858’e kadar onlarda kaldı. Eğer İran meşgûl etmeseydi, Osmanlı Devletine dâhil olabilirdi. Yine GüceratSultân’ı Bahadır Şâh’ın dâvetiyle Mustafa Reis, yanında Sefer Reis olduğu halde pek çok deniz subayıyla bu ülkeye giderek Bahriye Valisi olmuş, üstelik kendisine Nâsır Hân unvânı verilmişti..

Seydi Ali Reis, yanında sadık leventleriyle zor geçen bir yolculuktan sonra Delhi’ye varabildiler. O sırada Hindistan’ın büyük kısmına hâkim olan Babür Türk İmparatorluğu’nun taht şehri Delhi’de Hümâyün Şâh oturuyordu. Seydi Ali Reis’e büyük iltifatlar yaptı.

Bilgisine, yazdığı şiirlere hayran kaldığı Türk Amiralini bırakmak istemedi. Onu kendisine vezir yaptı. Seydi Ali Reis; HümâyünŞâh’ın en önemli danışmanı, en güvendiği insan ve çok özel dostu olmuştu. Ancak bu durum 14 ay sürdü. Tarihler 26 Ocak 1556’ya geldiğinde, merdivenle kütüphanesinden kitap alırken düşen 48 yaşındaki Hümâyün Şâh orada ruhunu teslim etti.

Yerine geçen oğlu Ekber Şâh henüz çocuktu ve Karakoyunlu Türklerinden Saltanat Nâibi Bayram Hân ülkeyi yönetmeye başlayınca Seydi Ali Reis, 15 ay sürecek yolculuğuna başlamak üzere Delhi’den ayrıldı.

Tar çölünü kuzeyden geçerek şimdiki Pakistan sınırları içerisinde kalan Sind eyaletine geldi. Sind Nehrini takiple kuzeyde Pencap Eyaletinde Multan Şehrine, oradanda Peşaver’e ulaştı. Peşaver’in kuzeyinde Hayber Geçidini aştı Afganistan topraklarına girerek Kâbil’e vardı. Bu kez de yüksek ve sarp Hindukuş Dağlarını aştı. Devamla Amu Derya Nehrini geçti. Belehşah üzerinden Zerefşan Irmağına ulaştı. Türkistan topraklarında mutlu bir şekilde ilerleyişini sürdürdü. Önce Semerkand’a, ardından Buhara’ya vardı.

Buhara’nın mânevî ikliminden kopmak istemediysede Amu-Deryâ’yı yeniden atlayarak Hive Şehrine vâsıl oldu. Bir müddet sonra Hive’den hareketle güneye doğru yol aldı. Meşhur Karakum Çölünü aştı Türkmenistan topraklarından Horasan’a geldi. Oradan İran’ı güneybatıya doğru baştan başa geçerek Osmanlı topraklarına girdi Bağdat’a vardı. Daha sonrada kuzeye devamla Anadolu’ya ayak bastı.

İstanbul’a geldiğinde KânûniSultân Süleyman’ın Edirne’de olduğunu öğrendi. Bir hafta sonra Edirne’de Türk Hâkânı ile buluştu. Halep’te ayrıldıklarından bu yana 3 yıl 5 ay geçmişti. Geçtiği bölgelerdeki hükümdarların mektuplarını bir bir takdim etti.

Büyük astronomi, matematik ve coğrafya bilgini olan Seydi Ali Reis, “Kâtibî” mahlasıyla yazdığı şiirleriylede oldukça tanınmıştır. Babası bahriye müsteşarı Hüseyin Reis’ti. Dedeleri Sinop’tan gelmişlerdi. Barbaros Hayreddin Paşa’nın yanında yetişmiş, denize sevdalı birisiydi.

Meşhur Cerbe Muharebesinede amiral olarak katılan Seydi Ali Reis bu savaştan 3 yıl sonra 1563’te Galata’daki konağında vefât etti. Mekânı cennet olsun..


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.