Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10207
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2290) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Kültür konuları
Milli kültürümüzü nasıl geliştirebiliriz? (14)
Toplum giderek dejenere mi oluyor? (9)
Milli Kültür ile ilgili diğer konular (401)


Milli Kültür - Milli Kültür ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Halit KANAK - (Ziyaretci) 8.04.2023 14:33:37

Şehid Sûltân III. Selim Hân’ın tahta çıkışı ve dönemindeki gelişmeler (7 Nisan 1789)

Şehid Sûltân III. Selim Hân’ın tahta çıkışı ve dönemindeki gelişmeler (7 Nisan 1789)
08 Nisan 2023

Halit Kanak İletişim:


“Besmeleyle ettim ana ibtidâ

Ya`ni mes`ûd ede Divânım Hudâ..”

İlhâmi

III. Sûltân Selim Hân 7 Nisan 1789 tarihinde amcası 1.Abdülhamid Hân’ın yerine tahta oturduğunda tarihler 7 Nisan 1789’u gösteriyordu ve Selim Hân 27 yaşını 3 ay 15 gün geçmişti.

Babası III. Mustafa’nın hayatta kalan tek oğlu olarak 12 yaşında veliaht olmuş, 15 yıl, 2 ay, 17 gündür veliaht şehzâde olarak beklemişti. III. Selim Hân’ın çocuğu yoktu onun için 4 yaşındaki Şehzâde Mahmud’la (II. Mahmud) oğlu gibi ilgilenmiş ve özel olarak yetiştirmişti.

Tahta geçtiğinde Almanlarla savaş devam ediyordu. Daha önce Şebeş Meydan Muharebesinde bozguna uğrayan Almanlar, fırsat kollamaya başlamışlardı. Nihayet aradıkları fırsat, Kemankeş Mustafa Paşa’nın Yaş’ı geri almak için Ruslara karşı 30 bin kişiyle yaptığı harekâtta karşılarına çıktı.

Harekâtı dikkatle takip eden Sachsen-Koburg Prensi, Eflak ile Boğdan arasındaki Tuna’nın kollarından Siret ırmağı yakınlarında bulunan Fokşâni şehri önlerinde karşılaşan Türk-Rus savaşına yetişerek saldırıya geçince, dengeler aleyhimize bozuldu ve yenildik.


Ardından Boğdan’ı Alman ve Rus ordusundan temizlemek üzere Serdâr-ı Ekrem tayin edilen Cenaze Hasan Paşa’da yenildi. Üstelik Bazau Irmağını geçerken köprünün yıkılmasıyla 23 bin şehid verdik. Tuna’nın gerisine çekilince de Almanlar Bükreş’i işgâl ettiler.

Yetmedi, Almanlar Rusçuk’un karşısında bulunan Yerköy’ü almak için saldırıya geçti. Fakat müthiş bir mağlubiyet onları sulha zorladı. 1789-91 arası verdikleri mücadele Ziştovi Anlaşmasıyla, 23 aydır işgâl ettikleri Belgrad dâhil Eflak’ı ve diğer Türk topraklarını boşaltarak eski sınırlarına çekilmeleriyle son buldu.

1789-92 Rusya mücadelesi de 9 Ocak 1792 Yaş Anlaşmasıyla sona erdi. Rus işgâlindeki Beserabya ve Boğdan yeniden kazanılırken, Buğ ve Dinyester ırmakları arasındaki Karadeniz sahili Ruslara bırakılıyordu. Sahilde bize ait Özü, Kılburnu ve Hocapaşa (Odessa) kalelerimizle varlığımız yeniden devam ediyordu.

Sulh dönemi başlayınca 24 Şubat 1793’te Nizâm-ı Cedid’in Ordusu kurularak devreye sokuldu. Genç Osman’ın yaklaşık iki asır önce askeriyede yapmak istediği ancak şehid edilmesine sebep olan yenilikler bu dönemde hayata geçirildi. Levent ve Selimiye Kışlaları yapıldı.


Avrupa’yı kasıp kavuran Fransız ihtilali bu yıllarda yapılmış, Napolyon Bonabart bu dönemde ön plana çıkmıştı. Napolyon’un bin yıllık Venedik Cumhuriyeti’ni tarihe gömmesi, Malta’yı şövalyelerden alması ve 2 Temmuz 1798 tarihinde Mısır’a asker çıkartarak 3 yıl, 2 ay süreyle işgâl etmesi yine bu dönemde olmuştur.(Akka’da Cezzar Ahmet Paşa’ya yenilerek çekilmiştir.)

Mısır’da Kavalalılar dönemi, 8 Temmuz 1805’te Başıbozuk Ağası Kavalalı Mehmet Ali’ye vezir pâyesiyle Beylerbeylik verilmesiyle yine bu dönemde başladı.

1806’da Rusların desteğiyle Sırp ayaklanması, 14 yıl aradan sonra yeni bir Rus savaşı yine III. Selim Hân’ın zamanında cereyan eden hadiselerdi. III. Selim Hân, ülkesinin refahı ve kalkınması için büyük çabalar sarfetti. Tüccara ve ticarete büyük önem vererek, uluslararası ticareti destekledi ve ticâri gemilerin sayısını artırdı.

Nihayet 29 Mayıs 1807’de Kabakçı ayaklanmasıyla 18 yıl, 1 ay, 22 gündür oturduğu tahttan uzaklaştırılan Sûltân Selim, Köse Musa Paşa’nın ihaneti ve kandırmasıyla yeni orduyu isyancılara karşı kullanmamış, bilhassa isyan bitsin diyerek onca emek verilen orduyu lağvettiğini açıklamış, buna rağmen devlet düşmanları tarafından hâl edilmekten kurtulamamıştı.

Şimşirlik denilen daire’de gözetim altında tutulan III. Selim’in şehâdeti de yürekleri yakmıştır. III. Selim’i şehâdete götüren süreç şöyle gelişti. IV. Mustafa kendisini tahta çıkartan zorbaları temizleme kararı aldığında bu iş için en uygun kişinin Rusçuk Âyânı Alemdar Mustafa Paşa olduğu kendisine telkin edildi.

Alemdar Mustafa Paşa gerçekten Nizâm-ı Cedid taraftarı, III. Selim’i çok seven cesur bir askerdi. Darbeyle İş başına gelen zorbaları temizleme görevi alınca hemen harekete geçti. Hedefinde Kabakçı Mustafa ve tayfası ile III. Selim’in azledilme fetvâsını yazan ve hâlen iktidarı elinde bulunduran Şeyhülislâm Topal Ataullah Efendi vardı.


Alemdar 28 Temmuz 1808’de ordusuyla önce Edirne’ye geldi. Burada konaklamadan önce, çok iyi silahşör ve iyi ata binen güvendiği 80 kişiyi özel operasyon için İstanbul’a göndererek Kabakçı’nın kellesini getirmelerini emretti.

Alemdar daha sonra 14 Temmuz’da İstanbul’a doğru harekete geçti. Çorlu Konağına henüz ulaşmıştı ki, Rumelihisarı’ındaki evinde gece yarısı operasyonuyla Kabakçı Mustafa’nın işini bitiren ekip Kabakçı’nın kellesini kendisine takdim etti.

Bu durum IV. Mustafa’nın da hoşuna gitmişti. Alemdar’ı karşılamak için Davutpaşa kışlasına kadar gitti. 19 Temmuz’da Alemdar Davutpaşa kışlasında Padişah’ın huzuruna çıktı. Alemdar burada kendisine yapılan padişahı tutuklama teklifini, “mertliğe yakışmaz” diyerek geri çevirdi. Önemli fırsat böylelikle kaçmış oldu.

Daha sonra Bâb-ı Âliye gelip oturan Alemdar’ın varlığına güvenen IV. Mustafa Şeyhülislâm Ataullah Efendi’yi azletti, ona yardım eden ilmiye sınıfına mensup pek çok kimseyi de sürgüne gönderdi ve onun yerine Mehmet Ârif Efendi’yi Meşihate getirdi.

Bu düzenlemelerden sonra padişah Alemdar Mustafa Paşa’ya teşekkür ederek Rusçuk’a gitmesi emrini verdi. Alemdar bunu beklemiyordu. Boşa vakit geçirdiğini anlamışsa da felâket geliyorum demişti. Derhal 15 bin askeriyle Bâb-ı Âliye yürüdü. Sadrâzâm Çelebi Mustafa Efendi’den zorla mührü alarak Topkapı Sarayının kapısına dayandı. Ancak yine bir acemilik yaparak saraya girmeyip yeni Şeyhülislâmı Padişahı ikna için saraya gönderdi.

IV. Mustafa Şeyhülislâm’ı dinlemedi bile. Üstelik Alemdar’ın III. Selim’i kendi yerine tahta çıkartacağını anlamıştı. Vakit kaybetmeden III. Selim ile kendi kardeşi veliaht şehzâde II. Mahmud’un öldürülmeleri emrini verdi. Çünkü ortada başka hânedan üyesi kalmayacağı için, Alemdar kendisine ister istemez biat edecekti. Topkapı Sarayında zamanla yarış başlamıştı.

İlhâmi mahlasıyla şiirler yazan divân sahibi III. Selim Hân ve son veliaht Şehzâde Mahmud için 28 Temmuz 1808’de IV. Mustafa tarafından öldürülme emri verildi. Emri yerine getirmek üzere; İmrahor Kör Mehmet, Başçuhadar Gürcü Abdulfettah, Tebdil Hasekisi Bağdatlı Hacı Ali, Hazine Kedhudâsı Ebe Selim ve Bostancı Deli Mustafa isimli subaylar 20 kadar askerle önce III. Selim’in dairesine gittiler.

III. Selim’i korumaya çalışan eşi Re’fet Kadınefendi katiller tarafından yere savruldu. Hizmetçisi Pâkize Hanımın parmakları kılıçla doğrandıktan sonra elinde ney’den başka silah olmayan III. Selim bir kılıç darbesiyle oracıkta şehit edildi.

II. Osman’ın buna benzer şehâdetinin üzerinden 186 yıl, 2 ay, 9 gün geçmişti. Bu durumu Şehzâde Mahmud’un lalası Tayyar Efendi durumu Veliaht Şehzâde Mahmud’a bildirdi. Şehzâde Mahmud dairesinde elinde kılıç bekliyordu. Yanındaki birkaç kişi son hânedan üyesini bacadan çatıya çıkarmak için tertibat alırken katiller dairenin kapısında gözüktüler.

Şehzâde Mahmud’un kaçırılması için yalnızca birkaç dakikaya ihtiyaç vardı. Bu birkaç dakikayı, şehzâdenin hizmetçilerinden sonradan adına okul yaptırılan Cevri Kalfa elindeki kürekle mangaldaki sıcak külleri katillerin yüzüne fırlatmasıyla kazandırdı.

Şehzâde Mahmud bu durumdan faydalanarak bacadan çatıya çıkmayı başarmıştı ama bu seferde Ebe Selim’in güçlü bir şekilde fırlattığı hançerle kolundan yaralandı. Buna rağmen Lala Tayyar Efendi’nin dayadığı merdivenle diğer taraftan sarayın bahçesine indi.

IV. Mustafa ise Alemdar Mustafa Paşa’nın ümidini kırmak için III. Selim’in cenâzesini avluya getirtti. Bunu gören Alemdar ağlayarak III. Selim’in üzerine kapandı. Ancak tam bu sırada Şehzâde Mahmud uzaktan gözükünce İmam Hâfız Efendi veliahtı tanımayan Alemdar’ı uyararak “İşte Sûltân Mahmud Efendimiz budur” dedi.

Alemdar derhal Sûltân Mahmud’a biat etti ve ilk emirlerini yerine getirdi. Böylelikle IV. Mustafa; 1 yıl, 2 aylık saltanattan sonra bir daireye kapatıldı. Ertesi gün; 46 yaşını 7 ay, 5 gün geçe şehid edilen III. Selim’in tahttan indirilmesine sebep olan bine yakın kişi yakalanıp imha edildiği gibi 10 cariye de Kız Kulesi açıklarında denize atıldı. Sonra III. Selim’in nâşı büyük törenle kaldırılıp, Lâleli Camii’ndeki türbeye babasının yanına defnedildi. Mekânı cennet olsun inşaallah..


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.