Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10207
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2290) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Kültür konuları
Milli kültürümüzü nasıl geliştirebiliriz? (14)
Toplum giderek dejenere mi oluyor? (9)
Milli Kültür ile ilgili diğer konular (401)


Milli Kültür - Milli Kültür ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Halit KANAK - (Ziyaretci) 12.03.2022 10:53:44

12 Mart Erzurum’un Kurtuluşu ve Alvarlı Efe Hazretleri’nin Vefâtı

12 Mart Erzurum’un Kurtuluşu ve Alvarlı Efe Hazretleri’nin Vefâtı
12 Mart 2022

Halit Kanak İletişim:


1980 öncesi üniversiteye giriş imtihanı için gittiğim Erzurum’da can kardeşim Süer Ateş’e misafir olmuş, o dönemde Erzurum’un en yüksek binası Kuşkay’da Süer kardeşimle birlikte, Alvarlı Efe’ye yetişemediysek de, Alvarlı Efe Hazretlerinin talebelerinden olan Mehmed Kırkıncı Hoca’yı dinleme bahtiyarlığına ermiştim.

12 Mart’ta Erzurum’un kurtuluşunda cihad ederken babasını şehit vermesine rağmen şehâdete eremeyen Alvarlı Efe Hazretleri, büyük bir tevâfûk eseri yine bir 12 Mart günü 1956’da Rahmet-i Rahmân’a kavuşmuş, geride kendisine duyulan büyük bir sevgi, istifâde edilen bir ilim ve binlerce talebe bırakmıştı.

Anne tarafından Seyyid olan Efe Hazretleri; tam kırk sene Nehri’de irşâd makamında oturan gönüller sultânı Seyyid Tahâ (k.s.) Hazretlerinin Halifelerinden Muhammed Küfrevî (k.s.) Hazretlerinin dört Halife’sinden bir tanesiydi. Erzurum ve Erzincan’da (Tercan-Yavi’de) gönülleri Allah’a yakınlaştıran faaliyetlerde bulunmuş, yazdığı şiirleriyle herkesin saygısını kazanmış, mübârek bir kimseydi.

Hayatı, 1869 yılında Hasankale (Pasinler) ilçesine bağlı Kındığı (Altınbaşak) Köyünde doğmasıyla başlar. Babası ve Erzurum’un önemli âlimlerinden ders alır. Vakit tamam olunca, 1891’de Hasankale’nin Sivaslı Camii’ne imam tayin edilir. Ardından Dinarkum Köyünde göreve devam eder. Rus işgâli başlayınca babasıyla birlikte 12 Şubat 1916’da Erzurum’a gelerek kurtuluş mücadelesine katılır. Büyük başarılara imza atar.

Erzurum işgâlden kurtulunca da, müftülük görevi teklifini kabûl etmeyerek, Alvar Köyü sakinlerinin ısrarlı dâvetlerine icâbet eder ve 1939 yılına kadar irşâd vazifesine oradan devam eder. Sonra Erzurum’a yerleşir. Dergâh vazifesi gören evinden sadece dâvetlere icâbet etmek için gözünü bağlatarak faytonla çıkar, dönüşte açtırırdı.

Sevenlerine öğrettiği nefisle mücadelede ne kadar başarılı olduysa, Erzurum’u Rus işgâlinden kurtarma mücadelesinde de o denli başarılı oldu. Allah (c.c.) dostu Erzurumlu Alvarlı Efendi Hazretleri (Muhammed Lütfü) müfrezesiyle birlikte Rusların Ermenilere bıraktığı karakolu basmış ele geçirdiği yüklü silah ve cephaneyi Haydar Boğazında taarruza hazırlanan Türk Birliklerine teslim etmişti. Yapılan o taarruzda ise babası Hüseyin Efendiyi şehit vermişti.

İŞGÂL GÜNLERİ


Birinci Dünya Savaşı başladıktan sonra Köprüköy ve Azapköy’den saldırıya geçen Ruslar 9. ve 11. Kolordularımız tarafından 3 - 6 Kasım 1914’te püskürtüldüysede, Rusya’nın tek hedefi olan Erzurum, Rus’lar tarafından sayısız asker, cephane ve Ermeni desteğiyle 16 Şubat 1916’da işgal edildi.

Bunun için, General Yudenich komutasındaki kalabalık Rus ordusu, 1916 Ocak ayında ilerlemeye başlamış, önce 21 Ocak’ta Tortum’u işgal etmiş, ardından Korucuk-Kızılkilise hattına yerleşerek hazırlıklara başlamıştı. Nihayet bir ay sonra yeniden taarruza geçerek, 12 Şubat sabahı Dolangez ile Çobandede Tabyasını işgal etmişlerdi.

Diğer taraftan da Kargapazarı dağlarının en önemli geçiş noktası olan Tafta Geçidinden ilerlemişler, çok büyük kayıplar vermelerine rağmen, buradaki tabyayı ve Erzurum’un en büyük tabyası Palandöken Tabyasına girmişlerdi.

15 Şubat gününden itibaren ise sayı ve cephane yönünden çok üstün Rus kuvvetleri karşısında 3. Ordu birliklerimiz, mevcut hatlarımızdan batı yönünde Erzincan istikametine doğru çekilmeye başlaması ile 16 Şubat sabahı Rusların I. Kafkas Kolordusuna ait Tümeninin Kars Kapısından girmesiyle Erzurum işgâle düşmüştür.


Halk ise 1915 Kasımında Rus ordu birliklerinin Erzurum istikametine ilerlemeleriyle birlikte bilhassa Hasankale (Pasinler), Köprüköy gibi yerler başta olmak üzere Erzurum’un doğusunda bulunan köy ve kasabalardan başlamak suretiyle Türk birlikleri ile birlikte batı istikametinde göç etmeye başlamıştı.

Bu göç dalgası giderek artmış ve Erzurum merkezini de içine alarak, yaklaşan Rus ve Ermenilerin zulmünden korunmak amacıyla batıya doğru göç etmeye başlaması ardından bir dramıda peşinden getirmişti.

Bununla birlikte askeri birlikler ile Erzurum’da bulunan diğer kurumların taşınması söz konusu olmuş, Talat Paşa’nın; 19 Ocak 1916’da 3. Ordu Kumandan Vekili Abdülkerim Paşa ve 1 Şubat’ta Vali Tahsin Bey’e “Erzurum’un savunmasına faydalı olmayan ve savunmaya sekte vuracak her şey ve vilayet merkez teşkilatı, yaralı ve hastalar ile önem derecesine göre şahısların Erzincan’a naklinin başlatılması” emri yerine getirilmişti.

Erzurum’un kurtarılmasıyla ilgili yapılan mücâdelede yine bu cefâkar halk kısıtlı imkânlar dâhilinde atlı, katırlı ve eşekli arabalarla hatta yaya olarak yaz-kış demeden Türk Ordusu’nun en sıkıntılı zamanında erzak ihtiyacını çevre köy-kasabalar ve devletin ana depolarından askere taşımışlar, yetmemiş eline silah alarak vatan savunmasına katkı yapmışlardır.

Bu savunmada kendilerine Ali Râvi Bey’i örnek almışlardı. Türk Ordusunda yedek subay olarak görev yapan Ali Râvi Bey, işgalin ilk günü olan 16 Şubat 1916`da şehre giren ilk Rus avcı birliğine pekçok zayiat verdirdikten sonra şehit edilmişti. İsmi Erzurum`da bir ilköğretim okulu ile bir caddeye verilmiştir.

İşgâl sırasında Taşnak, Hınçak ve Ramgavar Ermeni çeteleri, savunmasız yerleşim bölgelerine saldırarak; Aşkale, Tazegül, Cinis, Ilıca, Dutçu, Tepeköy, Yeşilyayla, Tımar, Hasankale, Köprüköy, Horasan, Yanıkdere, Karskapı, Yakutiye ve Firdevsoğlu kışlaları, Mürsel Paşa ve Ezirmikli Osman Ağa konakları, Gölbaşı’ndaki Hacı Ahmet Hanı’nda binlerce masum, savunmasız Müslüman Türk ahali, Ermeni çeteleri tarafından çoğu yakılarak katledilmiştir. Rus ve Ermeni işgali altında kalan Erzurum’da, 16 Şubat 1916’dan 12 Mart 1918 tarihleri arasında tarihi belgelerle sabittir ki; 50 bin Müslüman Türkü Ermeni çeteleri tarafından soykırıma uğratılmışlardır.


Bu vahşet, Allah’a şükürler olsunki, 12 Mart 1918 tarihinde Birinci Kafkas Kolordusu’nun Erzurum’a girişiyle son buldu. Doğu’nun muzaffer kumandanı Kâzım Karabekir Paşa ile vatan, din ve askerlerimizin selâmeti için bu uğurda canlarını, mallarını feda etmeyi seve seve kabul eden, çektikleri bu kadar sıkıntı karşısında ‘devletimiz yaşasın’dan başka bir düşüncesi olmayan Erzurum’un yiğit insanlarını saygıyla selâmlıyorum..


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.