Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10207
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2290) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Kültür konuları
Milli kültürümüzü nasıl geliştirebiliriz? (14)
Toplum giderek dejenere mi oluyor? (9)
Milli Kültür ile ilgili diğer konular (401)


Milli Kültür - Milli Kültür ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Yaşar KALAFAT - (Ziyaretci) 18.10.2012 21:32:28

`AVRASYA`DA ŞAMANLAR` İSİMLİ ESİMLİ ESERE DAİR (1)



`AVRASYA`DA ŞAMANLAR` İSİMLİ ESİMLİ ESERE DAİR



Yaşar Kalafat




GİRİŞ:
Bu kıymetli eseri hazırlayan Mihaly Hoppal`a ve onu Türkçeye çeviren Bülent Bayram ve Hüseyin Şevket Çağatay Çapraz hocalara minnettarız.
Bu eserin içeriğini Türkiye`de yaşanan halk inançları ile ve Türkiye`den izlenilebilen Türk kültürlü halkların inançlarındaki yansımalarla takip edilmesini bize sağlayabilen, eserin okurları ile buluşmasını temin eden, Yapı Kredi Yayınları ve onun kıymetli personeli dostumuz Sabri Koz hocaya müteşekkiriz.
Bu çok içerikli eser ve bu konu hakkında söylenilecekler, tarafımızca yapılmış olan bu hazırlıkla karşılanabilecek gibi değildir. Ne var ki, incelemenin ve nasiplenmenin sınırı yoktur. Biz bu çalışmamızda, kitapta yer alan inanç içerikli açıklamalar ile bizim şahit olduklarımız arasında var ise bir bağ, onun üzerinde durmaya çalıştık.
Eserin emsalsiz yönlerinden birisi de çok sayıda resim ve fotoğrafı okuyucuya sunmasıdır. Bizim gezerek gördüğümüz ve yazılarımızda anlatırken çok kere zorluk çektiğimiz veya okuduklarımızdan aktarmaya çalışırken tam yansıtabilmekte zorluk çektiğimiz ilgili inanç malzemesi ve bunların kullanım şekillerini yazar okuyucuya görsel olarak da sunmaktadır. Alanla ilgili diğer eserlerde pek görülmeyen bu özellik esere farklı bir değer katmıştır.
Eser Avrasya`da Şamanizm`i bizzat incelemenin yanı sıra yapılan sair incelemeleri de inceleme özelliğine sahiptir. Bu noktada Şamanizm`i inceleyen A.V.Anohin gibi diğer uzmanların çalışmalarından farklılık içermektedir. Şamanizm`in bir bölgedeki anatomisini yansıtmaktan ziyade okuyucuya Avrasya şaman inanç coğrafyasında karşılaştırmalar yaparak bilgi vermektedir . O Altaylarda ruhları yeraltı (Körmös), yer üstü (yer-su) ve gökyüzünde (Kuday) gibi ruhlar varlıklarını sürdürmektedirler. Tös olarak bilinen ruhlar; başlangıçtan beri var olan temel ruhlardır. Yayan Nene veya neme olarak bilinen ruhlar ise sonrakinin ruhları olarak bilinir. Her iki grup ruhlar ayrıca aruu (temiz) ve kara (pis, kötü) olarak ikiye ayrılırlar. Böylece ruhlar; aruu tös, kara tös, aruu neme, kara neme olarak dörde ayrılmış olurlar. Temel olarak kabul edilmeyen sonrakinin ruhları grubuna giren kara ve aruu ruhlar körmez başlığı altında da ele alınabilmektedir. Körmesler daha evvel ölmüş Şamanların ruhlarını temsil ederler. Bunlar da Ozergı taydalar (anne tarafından atalar) ve Kan adalar, esas öz atalar demek olup baba tarafından atalığı anlatmış olurlar. Körmes sözcüyü kara tös anlamında da kullanılır.
Dizin ve kaynaklar bölümleri ile 343 sayfa olan eserin bizim yoğunlaştığımız bölümü daha ziyade Şamanların Dünyası üst başlığı altında toplanan bölümün kapsamındaki konularda oldu . (s.19&8211;55) Diğer bölümlerden Halklar ve Şamanları bölümünde yer alan halklardan Yakutlar, (s.111&8211;114) Dolganlar , (s.114&8211;115) Altay Kişi , (s.119) Şorlar, (s.123&8211;125) Tuvalar , (s.126&8211;131) Tofalar , (s. 131&8211;132) Buryatlar (s.141&8211;144) ve ayrıca Orta Asya Türkleri` (s.132&8211;138) bölümünde verilen şaman inançlarına dair oldu. Şamanizm`in Yeniden Doğuşu (s. 267) gibi bölüm başlıklarında açıklanan hususlara ise varsa gözlemimiz, yaptığımız hazırlıkta o konulara da değinmekle yetindik.
METİN
Eserdeki, estirme halinde şamanın başka âlemler bulunabilmesi ve ruhlarla temas haline geçmesi (s.20) , Anadolu Türk kültür coğrafyasından cincilerin cin çıkarma seanslarına çağırım yapmaktadır. Cinci cin çıkaracağı zaman onunla temasa geçmek zorunda kalır. Bazen birinci seansta gücü yetmeyebilir. Tekrar dener ve her defasında daha zorlu anlar yaşar. Başarısız olduğu ve daha güçlü bir meslektaşına yönlendirdiği de olur. Bazı hallerde de hemen tedaviyi kabullenmez belirlediği günlerde hastanın getirilmesini ister. Cinci muhtemelen yardım aldığı bir takım güçlerle belirli periyotlarla/devirlerle temas kurabilmektedir.
Hoppal`ın belirttiği gibi Şamanın ruhsal ve duygusal durumunu değiştirme adına devreye belirli halüsinasyonlara/var sanmalara yol açan mantar ve bitkiler soktuğu olur. Bunlar şamanın esrime veya ekstazi teknikleri olarak bilinir. (s.20)
Kazakistan`ın Almaata`ya yakın çevresinde Yedi Su bölgesinde Bağımsız Kazakistan Cumhuriyetinin kurulmasından sonra Şaman Psikoloji Araştırma Merkezi açılmıştır. Üniversiteye bağlı akademik araştırma yapan bu merkez bazı hastalara sınırlı tedavide uygulamakta kurumun başındaki bayan profesör gerektiğinde hastalarını tanımak için onların bir nevi fallarına bakıp geçmişlerini ve geleceklerini görebildiklerinden bahisle, ruhî karakterlerini adeta haritasını çıkarıyordu. Hoca hanım görüşmeye katılan bizlerden beherimiz için bu tür açıklamalar yapmıştı. Burası Sovyetlerden evvel Şamanların kendi yöntemleri ile tedavi yaptıkları bir bölge iken Sovyetler döneminde remi çevrelerce buranın Şamanları ideolojik propaganda da kullanılmak istenilmiştir. Şamanlardan olumlu cevap alınmayınca Şamanların vadideki tesisleri dağıtılmış ve şamanlar buradan kovulmuşlardır. Şamanların bu bölgeyi merkez olarak seçmeleri buradaki yeraltı sularının ve bazı bitkilerin yaprak ve köklerinin şaman tedavisinde etkili oldukları şeklinde açıklanmıştı. Bu tespit de Hoppal`ın bulgularıyla örtüşmektedir.
Haoppal inanç sistemini tanımlarken İnanç öncelikle yardımcı ruhlar, şaman mitolojisinin tanrı düzeni, tanrıların, koruyucuların, ruhların ve zarar getiren güçlerin üzerine inşa edilmektedir Bu noktada animistik dünya görüşü Avrasya Şaman ideolojisinin en önemli ayırt edici özelliklerinden biridir. (&8230;&8230;) Şamanın gücünü yardımcı ruhlar veya atalarından aldığına dair derin bir inanç vardır. (s.21)
Şamanizm her şeyin bir ruhu olduğuna başka bir değişle bir sahip ruhun olduğuna dayanan bir tür doğa felsefedir . (s.21) demektedir.
Şamanizm`de ruhlar konusuna sık deyineceğiz. Ayrıca Azerbaycan halkbilimcilerinden Hacı Kadir Kadirzade`nin görüşlerine de açıklamalarına da kısaca yer vereceğiz. Şimdilik İyelerin Ak iyeler ve Kara İyeler olarak ayrıldıklarını Ak iyelere dokunulmadığı takdirde zarar vermeyeceklerini şer iyelerin ise daha ziyade kara iyeler olduklarını belirtmiş olalım.
Şamanizm`de Tanrılar konusu da tartışılmalıdır. Gök Tanrı İnanç Sistemi tamamen ve her yönüyle Şamanizm ile örtüşüyor mu idi? Şamanizm ile Kamizm aynı şeyler miydi? Şamana rağmen bir de Kam vardı. Şamandan hareketle inanca Şamanizm denilebilirken Kamizm tanımlaması doğru olur mu idi?
Farklı dönemlerde ve farklı coğrafyalarda Şamanizm uygulamalarında farklılıklar vardı. Bütün dönemlerde ve ilgili inanç coğrafyasının her kesiminde tek bir Şamanizm yoktu, denilebilir mi?
Gök Tanrı İnanç Sistemin din görevlisi Kam`dı. Şaman daha ziyade fal, büyü, tılsım işleri ile meşgul olan aynı dönemin inanç işleri ile de görevli olan kimsesi idi, demek ne derece doğru olur? Şaman ile Kam`ın büyük ölçüde çağdaşlığına şahit olabiliyoruz. Bu iki kelimenin eş anlamda da kullanıldığını çok kere görebiliyoruz.

Şamandan hareketle Şamanizm denilebilirken ve Şamanın büyücü olduğu ortamda din görevliliğini Kam yapıyor ise, anılan inanç sistemine Kamizm de denilmesi sağlıklı bir tercih olabilir.
Bu arada geleceği okumak, geleceğe yön vermek ve bu amaçla bir takım görünmeyen güçlerle mücadele etmek, bu mücadelede keza bir takım görünmeyenlerin gücünden yararlanmak, Semavi dinler veya vahi dinleri inanç felsefesi bakımından aykırılık arz etmektedir. Dinin tek olduğu görüşünün içerdiği gerçek ile farklı isimlerle de tanımlanabilen dinin de tekâmül ettiği gerçeği ile çelişki oluşturmaz. Tanımların Hıristiyanlık ve daha sonra da İslamiyet`le şekillendikleri de bir gerçektir.
Bu nokta Mihaly Hoppal`ın kullandığı tanrılar ifadesinin açıklık kazanması bakımından önemlidir. Eski Türk İnanç Sistemi`nde tanrı mı tanrılar mı vardı? Yeraltı tanrısı olarak geçen Evren, Gök Tanrı Ülgen`in yanı sıra ikinci bir tanrı mı idi? Ülgen`den sonra hiyerarşide yer alan tanrısal bir güç mü idi?
Türkiye`de bu konudaki genel kanaat Hikmet Tanyu gibi otoritelerin izah şekli olan Eski Türk İnanç Sistemi`nin tektanrılı bir din olduğu görüşüdür .
Türk Tanrı inanç ve tanımlaması Orhun Yazıtları ile ortaya çıkmaktadır. Türk Tanrı İnanç Sistemi ile Şamanizm ortak noktalarının bulunması mümkün iken bize göre tamamen aynı sistemler değillerdi. Bu farklılık gelişmişlik ile izah edilebilir mi? Belki.
Şamanizm`de her şeyin bir ruhu olduğu, bir sahip ruhun olduğuna, insanların da doğanın bir parçası olduğu inancına dayanır. Animistik dünya görüşü ile tek tanrılı dinlerin genel dünya görüşleri arasında bir devamlılık var ise, bu durumu asgari birkaç aşama ile izah belki mümkündür.
Gök ve yer iyeleri ak iyelerdendiler. Gök iyelerinden mesela Güneş İyesi yer iyelerinden Dağ İyesi`nden daha mı kutsal ve daha mı fazla mistik güce sahipti. Kara iyelere şerlik izafe edilebilirken farklı büyüklükteki ak iyeler için de tanrı tanımımı kullanılmıştı? Vaki karmaşaya farklı dinlerin kutsalları için farklı dinlerin terimlerinin kullanılması mı yol açıyordu .
Biz İnanç sisteminin tepesinde Ülgen`in veya Kayrak Kan`ın olduğu, sistemde tanrıların değil tanrının olduğu, büyük yardımcı ruhlar gibi bazı tanrısal güçler için de tanrı tanımının kullanıldığı görüşündeyiz. Ancak Yeraltı hakimi olarak geçen Evren`in Ülgen`in emrinde olduğunu söyleyebilmek o kadar da çok kolay değildir. İrdelemeler ilerledikçe yazarın da tercihini daha yakından göreceğiz.
Yazar görüşünü yukarıda verilen genel açıklamasında, tanrılar, koruyucular, ruhlar ve zarar getiren güçler olarak yapmaktadır. Ruhlar mesela Atalar Ruhu veya Ağacın ruhu onun Öz-Töz`ü rahatsız edildiğinde ceza verici olabiliyorlar ve uygunsuz davrananlara zararları dokunabiliyor .
Hoppal`ın seçilmiş şaman adaylarında seçilmişlik nişanesi olarak sağ ellerinde iki başparmağın oluşuna işaret edilmektedir. (s. 23)



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.