EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILIMIZ SORU VE SORUNLARLA BAŞLIYOR
EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILIMIZ SORU VE SORUNLARLA BAŞLIYOR
Eğitim ve öğretim yaşam boyunca devam eden bir süreçtir. Toplumların gelişmesi, insanlığın refah düzeyine ulaşması, o toplumdaki insanların görecekleri eğitimle yakından ilgilidir. Eğitim önce aile sonra da ilkokulda başlar. Güzel eğitilmiş bir milleti yönetmek kolay, esir almak zordur. İlim önemli bir rehber ve ışıktır. Işıktan uzaklaştıkça, karanlık artar. Bilgi insanları olgunlaştırır ve fikir sahibi yapar. Bilgi önceden görme ve hareket imkânı sağlar Bilgi olmazsa akıl işe yaramaz Eğitim ve bilgi olmayan yerde cehalet ilim olur. Atatürk bu konuda; ``Milli Eğitim programlarımızın, milli eğitim siyasetimizin temel taşı, cahilliğin yok edilmesidir. Biz cahil dediğimiz vakit mutlaka mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir.´´ Derken gelişmenin en önemli unsurunun eğitim olduğunu vurgulamaktadır. Dünyada her türlü kötülük, hemen her zaman cehaletten gelir. Bu bakımdan toplumun düşmanı cehalet olduğu, asla unutulmamalıdır. 21. Yüz yılda ilk yüze giren bir üniversitemiz yoktur. Üniversitelerimizin dünya bilgi üretimine katkısı, son derece düşük bir düzeydedir. Kaldı ki, dünyamız bilgi çağını yaşıyor. Bu çağda, bilgi üreten milletler diğer milletlere karşı belirgin bir üstünlük sağlamaktadırlar. Bu nedenle, üniversitelerimizde araştırma, geliştirme çalışmaları artırılmalı ve genç beyinlerin bu çalışmalara, katılmaları teşvik edilmeli ve önleri açılmalıdır. Maalesef yeni öğretim ve eğitim yılına birçok sorunlarla başlıyoruz. Uzun zamandır üniversite öğretim üyeleri liseden üniversiteye gelen öğrencilerin performansından memnun olunmadığı sık sık konuşulmaktadır. Bu konudaki temel görüş; Milli Eğitim okullarından ve özel okullardan gelen öğrencilerin yeterince tam bilgilerle donatılmamış, çağın gereklerini ve değişimlerini kavramakta yetersiz, hobileri olmayan, geleceğini nasıl belirlemek istediği konusunda yetersiz olan, yabancı dil eksikliği ve kendini ifade etme yetersizliği olan kişiler olduğu yönündedir. Milli Eğitim Okulları üniversitelerin aradığı küreselleşen dünya ölçeğinde yabancı dil bilen, kendini ifade edebilen, lider özellikli, yaratıcılığı kazanmış, kendini yönetebilen ve güzel sanatlar konusunda gelişkin bir bilgisi olan insan tipini eğitebiliyor mu? Cevap hayır. Peki, bu ülke gelecekte yetişmiş insan kaynaklarını, bilim adamını, politikacısını, yöneticilerini ve diğerlerini nerede bulacak? Hükümet yetkililerinin biz ara eleman yetiştirebiliriz, düşüncesi eğitime vermiş oldukları önemi ortaya koymaktadır. Unutulmamalı ki Bir Mimar Sinan, bu toprakların evladıdır. Bu örnekleri sayısız çoğaltabiliriz. Her yıl 3-5 defa eğitim ve sınav sistemini değiştirip, hatayı hatayla düzeltirsek iyi bir eğitimi sağlamamız mümkün olmayacaktır. Öğrencilerimizin yetişmesinde en önemli faktörlerden biride fiziki şartlardır. Yabancı dil laboratuvarları, fen bilimleri laboratuvarları, barınma ve ulaşım sorunları da eğitimdeki en büyük aksaklıklar arasındadır. Yukarıda da belirttiğim gibi çağdaş, gelişen milli değerleri bilen birlik ve beraberliğimizi sağlayacak gençlerin yetişmesi için eğitimdeki sorunların çok acil bir şekilde giderilmesi ve önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle tüm öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin yeni eğitim ve öğretim yılının hayırlı olmasını diler, ülkemizin geleceği olan öğrencilerimize başarılar dilerim.
Dr. Reşat DOĞRU Tokat Milletvekili
|