Yeni dönemde Türkiye-ABD ilişkileri
Yeni dönemde Türkiye-ABD ilişkileri 17 Haziran 2023
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
Dünyadaki değişim ve dönüşümler bağlamında Türkiye ile NATO içinde müttefikimiz olan ABD ve kısmen de AB arasında büyük çıkar çatışmaları yaşandı, yaşanıyor.
Başkan W. Bush döneminde başlayan ABD içinde siyaset ve medyada Türkiye’ye karşı dost olmayan nitelikte bir ses tonu yükselmesi kısmen yavaşlasa da maalesef halen devam etmektedir.
Bunun asıl sebebi, ABD ve AB’nin öncülüğündeki Batı’nın politikalarına Başkan Erdoğan’ın liderliğindeki Türkiye’nin teslim olmamasıdır.
Diğer bir önemli sebep ise ABD ve AB yönetimlerinin Türkiye’yi hafife alıyor olmaları ve Türkiye’ye karşı çıkarlarını dikkate alan ve ortak tarihi çağrıştıran dostça bir dil yerine aşağılayıcı ve dışlayıcı bir dil kullanıyor olmalarıdır.
Zira ‘15 Temmuz FETÖ ihaneti’nin arkasında ABD’nin çıkması ve FETÖ elebaşı F. Gülen’in himaye edilmesi devamında F35’ler projesinden Türkiye’nin çıkartılarak savunma sanayimizin geliştirilmesine uygulanan ambargolar ile Türkiye’nin sınırlarını aşan başarılarını engelleme girişimleri Türkiye karşıtı tavrın en bariz örneklerinden bazılarıdır.
Amerikan politikası, Türkiye’de kendilerine hizmet edecek hükümetlerin kurulması için belli zamanlarda içişlerimize müdahaleleri ve siyaseti kendi çıkarlarına göre dizayn etme yönünde pek çok tutarsızlıkla karakterize edilmiştir.
Bir yönetimden diğerine veya yönetimleri kendi çıkar politikalarına zorlayan ABD dış politikası, iki ülke arasındaki ilişkilerde artan çelişki, güvenin aşınmasına görülmemiş bir şekilde etkisi olmaktadır.
Türkiye ile Amerika arasındaki stratejik ilişkilere ciddi sıkıntı veren bu yanlış politikalar aynı zamanda pratik siyasi, güvenlik ve ekonomik anlayışların formüle edilmesi olasılığını engelliyor.
ABD artık Türkiye’ye ihtiyaç duymadığına dair basitleştirilmiş izlenimleri, Amerikan kimliğinin doğasında var olan ahlaki üstünlük ve Amerikan müstesnalığı ile Türkiye’nin çıkarlarının hiçe sayılması ABD – Türkiye ilişkilerinde bir kırılma meydana getirdi.
Bu bakış acısı ve Türkiye karşıtı tavır, Washington’un Türkiye hükümetleri ve liderleriyle ilişkilerini zorlaştıran durumların önünü açıyor.
Şimdiye kadar Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde yaşanan olumsuzlukların elbette bilinen kadar bilinmeyen, görünen kadar görünmeyen birçok nedenler olsa da asıl sebepler kısaca bu şekilde özetlenebilinir.
Dünyada çok önemli ve köklü değişimlerin yaşanması Türk-ABD ilişkilerinde de bir değişimi zorunlu kılmıştır.
Çünkü ne ABD eski ABD’dir ne de Türkiye eski Türkiye’dir.
Yeni Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın değişen dünya şartlarına göre yeniden şekillenmeye başlayan küresel sisteme paralel olarak Türkiye ile Amerikan arasındaki ilişkilerin yeniden formatlanması ve iki ülkenin çıkarlarına hizmet edecek şekilde yeniden yapılanması görüşü ABD yönetimi tarafından da benimsendiği yönünde.
Washington şimdi, yeni stratejisini ve ilişkilerinin düzelmesine hizmet edecek biçimde akıcı ve uyumlu bir şekilde revize edebilmek için yeni döneme kendini hazırlamaya çalışıyor izlenimi vermektedir.
Başkan Biden yönetimi, Türkiye’ye yönelik yanlış politikaların kendilerine de büyük zararlar verdiği gibi Türkiye’nin farklı arayışlara yönelmesiyle Batı’dan uzaklaşacağı gerçeğini görmesiyle karşılıklı yakınlaşma dönemine kapı aralayan girişimler başlatılmış oldu.
Anlaşılan o ki; hızlı bir şekilde değişen dünya şartları ve yenilenen dünya sistemindeki dengeler yönünde ülkelerin de kendi çıkar politikaları gereği değişime mecbur kalmaktadır.
Başkan Erdoğan liderliğindeki Türkiye, baskı ve tehditlere karşı gösterdiği beklenmedik karşı duruş ve sürdürdüğü direniş sayesinde ABD ve AB tarafının açıklamaları ile pozisyonlarındaki değişim, rahatlıkla izlenebilmektedir.
Yeni dönemde ise ABD yönetiminin ve AB’nin yeni hükümetle karşılıklı yeni ilişkiler kurmaya hazır olduklarını bildirerek Başkan Erdoğan ve yeni hükûmete tebriklerini bildirmiş olmaları, bakış açısının değişmeye başladığının bir işaretidir.
|