Yemen`deki savaş, Şiilik ve Vehhabilik adına yapılan güç savaşıdır
Yemen`deki savaş, Şiilik ve Vehhabilik adına yapılan güç savaşıdır
Mezhepler sadece bir yorum olduğu halde, İran ve Suudi Arabistan`da mezhep, İslam dininin kendisiymiş gibi kabul edilmektedir. Bu yanlış algı ve anlayış İslam toplumu içinde ayrışma ve çatışmaya sebep olması gerçekten çok üzücü bir gelişmedir. Günümüzde Yemen`de yaşanan savaşın, Sünni-Şii mezhebi bir çatışma gibi gösterilmesi doğru değildir, Çünkü Şii ve Vehhabi haricinde kalan İslam dünyasının çok geniş bir kesimini ifade eden birçok İslam ülkesi ve Müslüman topluluklar, her iki tarafın ısrar ve inadıyla sürdürülen bu savaşa taraf değildir.
&8216;Mezhebin din` veya &8216;dinin mezhep` kabul edildiği İran ile Suudi Arabistan arasında devam edegelen bu husumet, Yemen`de taraflar arasında savaşa dönüşmesiyle bir insanlık faciası yaşanmaktadır. Kısacası bu savaş, Şii- Sünni değil, Selefi-Şii diğer bir ifadeyle Vehhabilik ve Şiilik adına iki ülke arasında devam edegelen bir güç mücadelesi savaşıdır. İKİ TARAF DA YANLIŞTADIR Peygamber efendimizin (SAV) ``Her Müslümanın öteki Müslümana kanı, ırzı (namusu) ve malı haramdır!´´ uyarısı, anayasalarını &8216;Şeriat` olarak ilan edilen hem İran, hem de Suudi Arabistan tarafından yok sayılmaktadır. Yemen`in yakılıp yıkılması ve Yemen halkının kitlesel bir şekilde yok edilmesine dönüşmesine sebep olan Suudi Arabistan ve İran, İslam`ın temel prensiplerine ve Peygamberimizin uyarıcı mesajına açık bir şekilde muhalefet etmekte ve haram işlemektedirler. İslam`a ve Müslümanlara zarar veren, mezhebi bir hesaplaşma üzerinden Yemen de Müslüman Müslümanı kırıyor. Yemen`de kelimenin tam anlamıyla bir büyük insanlık faciası yaşanmaktadır. İnsanlık onuru ayaklar altına alındı ve her yaştan savunmasız siviller kitlesel bir şekilde yok ediliyor. HEM İRAN, HEM DE SUUDİ YÖNETİMLERİ VAHŞETİN SORUMLULARIDIR Yemen`de yaşanan o korkunç facia görüntüleri yüreklerimizi yakıyor. Yakılıp yıkılan ve bir moloz yığınına dönüşen Yemen`de açlıktan bir deri bir kemik haline gelmiş çocuklar...
Her taraf tarumar ve her tarafta ceset kokusu&8230; Elektrik, su ve temel gıda maddelerinden yoksun anneler, bebeklerine sütü veremeyecek kadar çaresiz ve bitkin&8230; Yakalandıkları koleradan ölüm döşeğinde can çekişen binlerce her yaşta hasta insanlar... Ve her şeye rağmen bombaların yıktığı evlerin enkazı arasında hayatta kalma mücadelesi veren acılı, savunmasız insanlar&8230; Uluslararası yardım örgütü &8216;Save the Children` (Çocukları Koruyun) raporuna göre; Yemen`de 3 yıldır süren savaşta yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybeden 5 yaş altı çocukların sayısının yaklaşık 85 bin olarak tespit edildiği bilgisi yer alıyor. Orada savunmasız sivil her yaştan insanlar ya katlediliyor, ya da açlık ve yokluktan, hastalıktan ölüyor. Yemen`deki ``iç savaş´´ın geldiği nokta gerçekten dehşet verici: Yemen nüfusunun yarısından fazlası (yaklaşık 15 milyon) açlık sınırında... 2 milyon insan evsiz kalmış, ülkede yiyecek ve içecek, ilaç kalmamış. Kolera gibi salgın hastalıklar, bombardımanlardan daha fazla can kaybına yol açıyor... Kısacası bütün bunlar, İran Şii ve Suudi Arabistan`ın Vahabi mezhebi hesaplaşmanın sebep olduğu savaşın dramatik sahneleri&8230; Yemen`de devam eden bu vahşetin baş sorumlusu hiç şüphesiz İran ve Suudi Arabistan`dır. Ancak, âlem-i İslam`ın sessizliği ve duyarsızlığı ise hem suçtur hem de bir utançtır. YEMEN`DEN YÜKSELEN FERYAT Yemen`den ``Ey âlem-i İslam, neredesin? Dayanacak gücümüz kalmadı´´ şeklinde yükselen feryat artık duyulsun&8230; Nedir bu gaflet, nedir bu duyarsızlık&8230; Batılı güçlerin devreye girmesi beklenmemeli&8230; Çünkü bu mesele Müslümanlar olarak bizim sorunumuzdur. Nerede şu İslam İşbirliği Teşkilatı, nerede İslam dünyası ve nerede alem-i İslam&8230;? Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur : ``Şarkta bir Müslümanın ayağına diken batsa garptaki bunu yüreğinde hissetmiyorsa gerçek iman etmiş sayılmaz..!´´ Allah Rasulu, bir başka hadisinde: ``Müminler; birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkat göstermekte tek vücut gibidir. O vücudun bir organı rahatsız olursa, diğer organlar da acı çekip uykusuz kalır.´´ (Cem`ul fevaid el Rudani, Edeb, 7820; Buhârî; Muslim) Yoksa biz Müslüman olduğumuz halde bu hadislere inanmıyor muyuz? Bütün bir &8216;İslam ümmeti` olarak peygamberimizin hadislerine uyarak inancımızın gereği bir tavır ortaya koymalıyız. Bu kardeş savaşını sürdüren İran ve Suudi Arabistan yönetimlerine karşı ortak bir tavır almalıyız. Aksi halde, tüm Müslümanlar olarak bu suçun ortağı sayılacak ve ruzi mahşerde hesap vermekten kurtulamayacağız.
|