Tunus’ta devrim gibi seçim!
Tunus’ta devrim gibi seçim!
21 Aralık 2022 Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
Tunus, 23 yıl iktidarda kaldıktan sonra devrilen merhum Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin bin Ali’nin rejimini deviren 14 Ocak 2011 ayaklanmasının 11. yılını anmaya hazırlanırken, ihanet derecesindeki girişimleriyle ülke yönetimini ele geçiren ve eski diktatörü aratmayan despot Cumhurbaşkanı Kays Said’in seçimlerde hezimete uğraması, Tunus halkının zaferidir.
Tunus’u kendisinin belirlediği küçük bir seçkinler grubuyla birlikte tek başına yöneten Cumhurbaşkanı Kays Said, 15 Eylül’de de erken genel seçimlerde uygulanacak yeni seçim yasasını onaylamış ve 17 Aralık’ta erken genel seçimlerin yapılacağını açıklamıştı.
Ülkesinin siyasi yapısında köklü ve kapsamlı değişiklikleri gerçekleştirmek isteyen Said, hızlı adımlarla yürümeye devam ederken, Nahda Hareketi, Tunus’un Kalbi, Onur Koalisyonu, Özgür Anayasa ve İşçi Partisi’ni de içeren ‘Ulusal Kurtuluş Cephesi’ liderliğindeki geniş bir muhalefet yelpazesi ise seçimleri boykot etti.
Tunus halkı, muhalefet partilerinin ve STK’larının boykot çağrısına uyarak ülkeyi tek başına yönetmeye kalkan yeni diktatör Cumhurbaşkanı Said’i cezalandırmış oldu.
Hem Cumhurbaşkanı Said, hem de en önemli destekçileri arasında kabul edilen Halk Hareketi Partisi Başkanı Zuheyr el-Mağzavi, devlet imkanlarını kullanarak, “yasa dışı ve etik ilkelere aykırı kampanyalar” düzenleyerek gelecek meclis seçimlerine “yoğun bir şekilde katılma” çağrılarına rağmen halkın sandığa gitmemesi, Cumhurbaşkanı Said’in istifasını gerektirir.
Bu duruma nasıl gelindi?
Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2021’de Meclisin çalışmalarını askıya alarak milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırmış, 22 Eylül 2021’de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendine bağlamıştı.
Said, 13 Aralık 2021’de açıkladığı “siyasi krizden çıkışın yol haritası” ile ülkeyi 25 Temmuz 2022’de Anayasa değişikliği referandumuna getirdi. Referandumun yüzde 30.5 katılım nedeniyle meşru olmadığı yönündeki eleştirilere rağmen 30.5’lik katılımın yüzde 94.6 “evet” oyuyla yeni anayasa kabul edilmişti.
Parlamentoyu da askıya alan Said, yürütme kontrolü ve ordunun en yüksek komutasını kendine veren yeni anayasayı onayladı.
17 Aralık 2022’de de erken genel seçime gidileceğini ve o zamana kadar Meclisin kapalı kalacağını bildirmişti.
Cumhurbaşkanı Kays Said, “yetki aşımı ve yasaların ihlali” en son olarak 1 Aralık’ta Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uyarınca Bizerte Büyükşehir Belediye Başkanı Kemal bin Amara’yı görevden aldı.
Bizerte Büyükşehir Belediye Başkanı Amara’nın tek suçu Cumhurbaşkanı Said’in en büyük siyasi hasmı Nahda Hareketi Partisi’nden olmasıdır.
Anayasayı ihlal ederek tüm yetkileri eline alması ve ülkeyi tek başına yönetmesi, hukuka aykırı ve yasaları ihlal ettiği için Cumhurbaşkanı Said, suçludur.
Kısacası, Tunus’ta demokratikleşmenin engellenmesi ve ülkede siyasi istikrarsızlığın baş sorumlusu Cumhurbaşkanı Said’dir.
Tunus’ta halk, devlet gücünü eline geçiren Cumhurbaşkanı ve taraftarları olan küçük bir azınlık ile Tunus halkının desteklediği güçlü bir muhalefet cephesi şeklinde ikiye bölünmüş durumda.
Çeşitli halk katmanlarında Cumhurbaşkanının tek başına aldığı kararlarla hukuk ihlali ve anayasaya aykırı girişimleri eleştirilirken, çeşitli STK (sivil toplum kuruluşları) tarafından da Cumhurbaşkanı Said, protesto ediliyor.
Ülke yönetiminde tüm yetkileri kendine almış bir cumhurbaşkanından hesap sorma yetkisi olmayacağı için kurulacak meclisin de bir anlamı olmadığı için halkın kahir ekseriyeti yetkisiz bir parlamento için oy kullanmayı reddetmiş oldu.
Ülkedeki önemli siyasi partiler ile muhaliflerin çatı oluşumu Tunus Ulusal Kurtuluş Cephesi, peş peşe yaptıkları istifa çağrılarına Cumhurbaşkanı Said’in uyması gerekir.
Çünkü Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’na göre, 9.2 milyon kayıtlı seçmenin yalnızca yüzde 8.8’i, yani 803 bin 636 kişi oy kullandı.
Bu, 2011’de demokratik geçişin başlamasından bu yana Tunus’taki parlamento seçimlerinde kaydedilen en düşük katılım oranıdır.
Bu oran seçimlerin halk nezdinde kabul bulmadığını göstermektedir. Bu seçim sadece parlamento değil aynı zamanda hem yeni anayasanın hem de bu seçimleri dayatan despot Cumhurbaşkanı Said’in reddedildiği anlamına gelmektedir.
Seçimlere katılım oranı aynı zamanda Cumhurbaşkanının arkasında halk desteği olmadığının en belirgin delilidir.
Cumhurbaşkanı Said’in istifasını geciktirmesi durumunda, ülkesine ihanet etmiş olacağı gibi bir halk isyanının başlayacağı kuvvetle muhtemeldir.
Çünkü, Said meşruiyetini yitirmiş bir Cumhurbaşkanıdır.
|