Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10219
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2294) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (426) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (850) | Tarım (149) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (892) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3432) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (199)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (279)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1681)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ahmet Kılıçaslan Aytar - (Ziyaretci) 10.04.2018 20:09:18

TRUMP` IN BÜYÜK KARARI



TRUMP` IN BÜYÜK KARARI



S&8203;avaşın kimyasal araçları siyaset gerçeğini geride bıraktı.
Gündemi, İngiltere`nin ikili ajanı Sergey Skripal ve kızı Yulia`nın, Salisbury`ta sinir gazı ile zehirlenmesinden Rusya`nın sorumlu olduğu,
Suriye Ordusunun Şam`ın ilçesi Douma`yı tutan asi Ceys-ul İslam`a karşı kimyasal gaz saldırısında bulunduğu fakat saldırının sivillere felâket getirdiği iddiaları belirliyor.
Her geçen gün Barış`a duyulan özlem yerini bir öfke retoriğine bırakıyor...


P&8203;azar günü Başkan D.Trump, bir tweet`te "Hayvan" dediği Beşar Esad`ı Suriye`de gaz saldırısı yapmakla itham etti.
Bu vahşetten Rusya ve İran`ı da ahlakî olarak sorumlu tuttu.


"&8203;Suriye`deki kimyasal saldırıda kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere birçok kişi öldü.
&8203;Başkan Putin ve İran, "Hayvan Esad`ı" desteklemekten sorumludur. Büyük bedel ödeyecekler" dedi.
Eski Başkan &8203;Barack Obama`&8203;yı da &8203;kırmızı çizgisine rağmen &8203;bir kimyasal saldırıda &8203; Suriye`ye saldırmamak ve güçsüz&8203;lük göstermekle itham etti.
&8203;"Halbuki daha o zaman&8203; Suriye felaketi çoktan sona erecek, hayvan Esad tarih olacaktı "dedi!


Salisbury ve Suriye`deki gaz saldırılarının tek yararlanıcı&8203;sının &8203;"&8203;Savaş Partisi&8203;"&8203; olduğu açıkça görüldü.
Aslında Suriye Ordusu`nun 7 yıllık iç savaşı kazandığı ve savaş sürecinin siyasal çözüme evrilmesinin gerektiği,
Ama Beşar Esad ve Suriye`nin zaferini başta ABD ve İsrail`in bir türlü kabullenemediği çok manidar bir çerçeve oluştu.


Bu iddialar üzerinden Başkan Trump,Beyaz Saray`da kabine toplantısında,
Douma`daki saldırıyı "masumlara karşı iğrenç bir saldırı" olarak nitelendirdi.
"Suriye konusunda kararını "gelecek 24-48 saat içinde" vereceğini ilan etti.


Suriye ve Rusya ise kimyasal saldırıdan Ceys-ul İslam grubunu sorumlu tuttu.
BM Güvenlik Konseyi`nde Suriye temsilcisi Caferi "Ceyş-ul İslam, El Nusra ve bunların ilişiği onlarca grubun kimyasal silahının olmasından,
Doğrudan Katar,Türkiye, ABD ve Fransa`yı suçluyoruz.
Bu ülkeleri, saldırganlık koşullarını hazırlamak ve hükümetimizin otoritesini baltalamak için ülkemize karşı yürütülen kanlı politikanın başında olmakla suçluyoruz"dedi.


Dünyada milyonlarca insan ana akım medyaya rağmen Suriye ve Rusya ordusu ne zaman bir mesafe alsa;
Bu ülkelerin Suriye`de Esad`a karşı George Soros`la bağlantılı ve Batı müdahalesini savunan savaş yanlısı ve sözde bir arama kurtarma kuruluşu olan,
White Helmets (AK Miğferler) grubunu harekete geçirdiğini, Suriye`nin elinde kimyasal silahının da olmadığını biliyor...


Halbuki Başkan Trump, 21.yüzyılın gidişatını başta ülkesi olmak üzere Avrupa, Rusya, Çin ve İslamcılık arasındaki etkileşimin belirleyeceğini,
ABD`nin bütün bu yapının en zengin ve en güçlü ülkesi olduğunu,
Ama askeri ve ekonomik olarak kötü yönetimle zayıfladığını, diğerlerinin de daha güçlendiği düşüncesindedir.
ABD`yi en başta tutmanın yolunun ise rakiplerini, iş dünyası literatüründe SWOT analizi [Strengths, Weaknesses,Opportunities, Threats - Güçlü yönler,Zayıf yönler, Fırsatlar,Tehditler] olarak bilinen yöntemle anlamaktan geçtiğine inanıyor...


Bu yüzden Rusya`nın da ABD ile birlikte çalışmayı öngördüğü düşüncesini esas alıyor,
Ve ABD`nin izlediği politikayı değiştirmeyi ve bugünkü çatışmaların yerine işbirliği biçimlerini ikame etmeyi deniyor.
İki ülke arasındaki rekabetin koordine edilerek işbirliğine dönüşmesi halinde bölgesel krizlerin daha az tehdit oluşturacağına,
Bölgesel çalkantıların büyük oranda önleneceğine yönelik bir politikayı güdüyor...


Nitekim desteklediği Rusya, Türkiye ve İran ile birlikte Astana sürecinde;
Suriye`de güvenlik tesis edilmeden reformların yapılamayacağı esasında bir ateşkes süreci sağlamış,
Güvenliğin tesis edilmesinden anayasal, kanuni ve meşru sorumluluğu olan Esad hükümeti sorumlu tutulmuştur.
Suriye`nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü başlığında BM garantisiyle savaşan muhalif silahlı güçlere lojistik kesilmiş ve sınırlarda denetim kurulmuştur...


Bu süreçte BM teşkilatı, Suriye İç Savaşı siyasi çözümün hukuki yapısını oluşturmaya yönelik "muhalif-terörist" ayrımını keskin bir şekilde yapmış,
BM tüm taraflarca Suriye`de işlenen Savaş Suçları`yla ilgili ilk raporunu yayınlamıştır...
Her tür zulüm, teröristleri gönderen ve finanse eden ülkeler, Suriye`de insani durumu ahlaksız ticarete dönüştürenler belgelenmiştir.
Bir hukukçu ekip dava dosyalarını hazırlamış, mahkemelerin yargılamak için evrensel yargı yetkisini kullanabileceği,
Ve Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi mevcut bir organa ya da Suriye için yeni bir mahkemeye yetki verilebileceği açıklanmıştır...


Ayrıca sahada çıkarları çoğunlukla birbirleriyle farklı ülkelerin Suriye`yi geniş bir uluslararası çatışma ortamı haline ge&8203;tirmesinin&8203; önüne geçilmiş,
Türkiye bir şekilde Suriye`ye çekilmiş ve siyasi çözüm arayışları Türkiye-Suriye savaşı başlığıyla çerçevelendirilirken,
Taraflar bu yüzyılın en büyük insanî trajedisinin temel nedenleriyle başa çıkmaya hazır olduklarına dair açık işaretler vermeye başlamıştır...


Bu noktada Başkan Trump`ın, eski Başkan Obama ve Dışişleri Bakanı H. Clinton`a ağır eleştirilerde bulunduğu hâlâ hafızalardadır.
Trump, "IŞİD`i Obama kurdu. IŞİD`in kurucusu o. Ve şunu da söylemeliyim yardımcılığını da ezik Hillary Clinton yaptı. IŞİD Obama`yı onurlandırıyor. Obama`nın ikinci ismi Hüseyin`dir" diyordu...
Ortadoğu`daki kargaşadan Obama yönetimini sorumlu tutuyor ve bu konuda ABD`nin demokrat elitleri o günden bu yana yargılanma dehşetini yaşıyor...


Bu çerçevede "Büyük Karar " arifesinde ABD Başkanı`na yakışan şey;
Rusya ile rekabeti koordinasyonla geliştirmeyi sürdürmesi,
Bir ABD-Rusya ortaklığı ile İslamcı İdeoloji ve IŞİD benzeri İslamcı terör örgütlerini ortadan kaldırmak,
Bu ortaklıkla Suriye krizine siyasal çözüm bulmak,
Bu başlıklardan bağımsız olarak "İki Devletli Çözüm" başlığında Kudüs`ün İsrail`in başkenti olarak tanınmasıyla tarafları barışa ivmelemek ve İsrail- Filistin Barışı`nı sağlamak,
İran`ın nükleer bomba kullanma olasılığını engellemektir.


Kendi ulusunu tehdit etmeyen, yedi yıllık bir iç savaşı kazanan Suriye`yi ve müttefikleri Rusya, Hizbullah, İran ve Şii militanlarını hedef almak;
Çok ağır sonuçlara yol açacak bir hedef küçültmedir.
Savaşta yasadışı kimyasalların kullanımı hakkındaki dezenformasyon, uluslararası yarışmalarda kullanışlı bir propaganda aracı olarak gelişmiştir.
Isıtılmış retoriğe rağmen mevcut durumda Trump`ın kesinlikle bir kimyasal silah saldırısına yanıt vererek sorumluluk alması beklenmemelidir.
Aksine Trump`ın ABD` li askerleri geri çekme öngörüsünü tersine çevirmek ve Suriye`de bir ABD askeri dalgası oluşturmak amacıyla böyle bir tavır gösterdiğini düşünmek gerekir.


Ama Başkan`ın "büyük kararı" için Britanya, Fransa ve Arap hükümetleri de dahil olmak üzere diğer müttefiklerle Suriye operasyonundaki rolleri için görüştüğü,
Doğu Akdeniz`de müttefik katılımlı yeterli hava ve denizgücünün toplanmasını beklediği de biliniyor.
Bu durumda en iyisinin: Suriye`deki Türk askeri varlığı mı hedef alınıyor olduğu, düşünülmeden geçilmiyor...
Çünkü "Suriye`de ve Dünya`da Barış" yarım milyon insanın kan bedelinin, taş-taş üstünde kalmamış Suriye`nin zararlarının, yaşanan trajedinin bedelini ödemekten geçiyor...

11. 4. 2018








Ahmet Kılıçaslan AYTAR
ahmetkilicaslanaytar@gmail.com


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.