Suriye vahşetinin sorumluları birbirlerine düştü!
Suriye vahşetinin sorumluları birbirlerine düştü! 15 Ekim 2016
Zalim diktatör Beşer Esad ve Baas rejimi kendi ülkesini ateşin içine sürükledi. Üstelik kendi halkını havadan ve karadan bombalayarak toplu katliamlarını sürdürüyor. Suriye, baştanbaşa yakılıp yıkılıyor. 5 yıldır devam eden savaşta 600 binden fazla masum ve savunmasız Suriyeli öldü. 6 milyon ülke içinde ve 5 milyon komşu ülkelere zorunlu göç yaptı. Bombardımanda ölenler ölüyor ama bir o kadar da yıkılan binaların moloz yığınları altında yaralı olduğu ve yaşadığı halde kurtarılamadığı için acılar içinde kıvranan insanlar var. Despot Şam yönetiminin suç ortakları, Rusya ve İran ile Lübnan Hizbullahı`dır. Elbette sadece onlar değil, Birleşmiş Milletler-GK ve Uluslararası Toplum üzerlerine düşen görevleri yerine getirmemekle baş sorumlular arasında yer almaktadırlar. ABD, Suriye`de başından beri çözüm yerine kendi askeri ve siyasi varlığını meşrulaştırma ve kendine yeni alanlar açma girişimleriyle suç ortaklarındandır. Ayrıca ABD, Suriye`nin kuzey bölgesinde ise yerelde savaşan (PKK`nın kurduğu) PYD ve YPG gibi terör örgütlerini silahlandırıp, piyon olarak kullanıyor olmakla uluslararası hukuka göre suç işliyor. ORTADOĞU`DA GÜÇLER SAVAŞI Önceleri ABD ve Rusya birbirlerine karşı açıklamalarını ölçülü ve yanlış anlaşılamayacak bir biçimde formüle ederdi. Şimdi ise taraflar ölçüsüz bir tavır içinde birbirine meydan okuyup, açıktan tehdit ediyor. Ortadoğu`nun Suriye ayağında iki güç karşı karşıya geldi. Karşılıklı suçlamalar ve sözlü tehditler restleşmeye dönüştü. Rusya, Batı`nın suçlama, tehdit ve restlerini önemsemediği gibi Şam yönetimine desteğini sürdürüyor. Bu restleşmenin son devresinde kılıçların çekilip çekilmeyeceğini zaman gösterecek. ABD ve müttefikleri, Suriye`de inisiyatifi Ruslara kaptırarak kaybettiği prestij ve itibarı yeniden kazanmak istiyor. ABD, Suriye`ye müdahale dahil, her türlü plan üzerinde çalışıyor. Pentagon ve CIA merkezleri hareketli. Beyaz Saray`da üst üste çok önemli toplantılar düzenleniyor.. Çözüm için diplomatik girişimler başarısız kalınca, &8216;Örtülü operasyonlar` ve &8216;istihbarat savaşları` karşılıklı devam ediyor. Rusya, İran ve Çin desteğini almaya çalışıyor. ABD ise İngiltere ile AB`yi yanına almış durumda. ABD ayrıca,yerelde kullanmak üzere PYD, YPG ve gizli olarak DAEŞ gibi terör örgütlerini silahlandırıyor. Son zamanlarda taraflar; masa üstünde tokalaşıyor ve basına güler yüzlü pozlar verirken, masa altından birbirini tekmeliyorlar. Musul üzerinden Irak`a, Halep üzerinden Suriye`ye müdahale etmeye hazırlanıyor. Ancak; Rusya engelinin nasıl aşılacağı? ABD ve müttefiklerini düşündürüyor. TÜRKİYE`NİN DENGE POLİTİKASI Şimdi son bir şans olarak Suriye topu Lozan`a atıldı. Lozan`da ya Suriye`yi paylaşacaklar, ya da, taraflar ellerindeki silah gücü ve siyasi ağırlığı üzerinden baskı ve tehditlere devam ettirecek. Onların derdi, ne Suriye ne de Suriye halkıdır. Onların restleşmesi ve tehditleri Suriye üzerinde Ortadoğu`ya hükmetmektir. Türkiye, jeostratejik konumu ve askeri gücü bakımından göz ardı edilemiyor. ABD ile Rusya, Türkiye`yi yanına çekmeye çalışıyor. Rusya, Türkiye`ye yakınlaşıyor. Enerji ve ekonomik alanlarda yeni kapılar aralıyor. ABD ise Türkiye`nin gönlünü almak için F.Gülen başta olmak üzere FETÖ mensuplarını verebilir. PYD ve YGP`yi devre dışı bırakabilir. ABD, Türkiye`yi NATO üzerinden devreye sokmayı deneyebilir. Türkiye ise kendi güvenliği, Irak ve Suriye`nin toprak bütünlüklerinin korunması, mülteci sorunu, Suriye`nin Kuzeyinde &8216;güvenli bölge` oluşturulması, ayrıca terör örgütleriyle ayırım yapmadan ortak bir mücadelenin başlatılması gibi önceliklerinde ısrarlı. Kısacası: Emperyalist güçlerin bu kapışmasında Türkiye, taraflara teslim olmadan dengeli bir politika izlemeye çalışıyor.
|