Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10218
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2294) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (426) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (850) | Tarım (148) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (892) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3432) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (199)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (279)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1681)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ahmet Kılıçaslan Aytar - (Ziyaretci) 8.04.2018 13:06:16

SKRIPAL OLAYI



SKRIPAL OLAYI



Ukrayna krizi ve Kırım`ın Rusya`ya katılma kararı ile başlayan süreçte,
ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri ile Rusya arasında çözülmesi oldukça zor karmaşık sorunlar oluştu.
ABD müttefikleriyle birlikte Rusya`ya karşı yıkıcı ekonomik yaptırımlar uygulamaya başladı...


ABD perspektifi Rusya`nın dünya çapında istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerde olduğu,
AB ise Rusya`nın Avrupa`nın aşırı sağcı partilerini destekleyerek seçim sonuçlarını etkilemeye çalıştığı, hükümetleri ve toplumları istikrarsızlaştırdığı yönündedir.


O günden beri Rusya; Güvenlik işbirliğine sekte vurulduğu: İran`ın nükleer programı : Suriye krizi gibi bir dizi temel sorunun, Batılı ülkelere büyük bir tehdit oluşturduğu,
Ama yaptırımlarla ilgili stratejik siyasi dengede ABD ve AB ile Rusya arasında güçlü seçeneklerin nasıl gelişeceğinin düşünülmesi gereğinde bütün dünyanın dikkatini çekiyor...


Birbirleriyle bağlantılı ABD, AB hatta Avustralya`nın da, Rusya ile ilgili stratejisine en yeni örnek;
4 Mart`ta 14 AB ülkesi, Ukrayna ve Kanada`nın eski Rus casusu ve İngiltere`nin ikili ajanı Sergey Skripal ve kızı Yulia`nın,
İngiltere`nin Salisbury kentinde zehirlenmesinden Moskova`nın sorumlu olduğu iddiaları üzerinden,
Rus diplomatların eşgüdümlü ve topluca sınır dışı edileceğinin duyurulması,
Böylece dünyanın ikinci büyük nükleer gücü olan Rusya`ya yönelik siyasi ve askeri tehditlerde büyük tırmanıştır...


Ancak ABD ve İngiltere`nin askeri ve istihbarat kurumlarının düzenlediği bu tehlikeli ve kışkırtıcı kampanyada,
Britanya Başbakanı Theresa May ile Dışişleri Bakanı Johnson, eski ikili ajana yönelik bir sinir gazı saldırısı olarak tanımlanan şeyin arkasında,
&8203;"&8203;Büyük ihtimalle&8203; Rusya`nın olduğu" biçimindeki kanıtlanmamış açıklamadan daha fazlasını sunamamıştır

&8203;&8203;
Britanya hükümeti, Skripal`e ve kızına yönelik saldırıda kullanılan sinir gazının, 1971-1993 arasında Sovyetler Birliği`nin geliştirdiği bir sinir ajanı olan Noviçok olduğunu iddia ediyor...
Ne ki, Britanya hükümeti, Kimyasal Silah Antlaşması hükümlerinin gerektirdiği üzere iddia edilen gaza ilişkin herhangi bir örneği Moskova`ya ya da BM Kimyasal Silahları Önleme Kurumu`na vermeyi reddetmiştir.
Halbuki kullanılan madde, bugün neredeyse her yerde üretiliyor.


Ama Washington`un Londra`yla dayanışmada olduğunu açıklamasını takiben,
22-23 Mart`ta AB Konseyi, Britanya hükümetinin Salisbury`deki saldırı ile ilgili makul bir açıklaması olmamasına rağmen Rusya`nın sorumluluğunu kabul etmiş,
Rusya mümkün olan en güçlü şartlarda kınanmıştır.


Ardından AB, istişareler için Rusya`daki büyükelçisini geri çağırmış,
Almanya ve Fransa`dan dört, İngiltere`den 23 ve ABD`den 60 ayrıca AB üyesi ülkelerin çoğundan sembolik olarak bir ya da iki Rus diplomat sınır dışı edilmiştir.


Yunanistan, Avusturya, Bulgaristan, Kıbrıs, Portekiz, Slovenya, Slovakya, Lüksemburg, Malta ise bu kampanyaya katılmamış,
Çekya Cumhuriyeti hükümeti, Londra ve NATO ile dayanışma içinde üç Rus diplomatı sınır dışı ettiği halde, istihbarat servisine sinir gazının Rusya`da üretilmiş olup olamayacağını belirlemek için bir soruşturma açma talimatı vermiştir.
İngiltere ise Avrupa`daki oybirliği eksikliğini anlatan bu ülkelerin ayrıcalıklı duruşunu kınamıştır.


Halbuki, Almanya Avrupa`nın önde gelen ekonomik gücüdür.
Berlin ile Moskova arasında nispeten iyi bir çalışma ilişkisi sürüyor.
Almanya ABD`nin Rusya`ya yaptırımlarını olumsuz karşılıyor.
Son krizle ilgili Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, "Rusya ile diyaloğa bağlı kalmaya devam edeceğiz. Ülkelerimiz arasındaki ilişkilerde Avrupa güvenliği ve yapıcı bir gelecek için çalışacağız" diyor.
Avrupa Komisyonu`nu karşı önlemleri arama yönünde teşvik ediyor...


AB Konseyi kararına uymayan ülkeler ise Avrupa düzeyinde sürekli bir Rus karşıtı yaklaşımın yansımalarından rahatsızdırlar.
Bu durum, Moskova`nın AB üyesi devletlere karşı etkin bir diplomatik strateji uygulamasından ya da Britanya karşıtı önyargılarından değil,
Ekonomik ortaklıklar üzerindeki zorunlu sınırlamalar ardından sağlanan ekonomik sonuçlardan kaynaklanıyor.
Bir çok AB ülkesi için Rus yatırımları, Rus turizmi ya da bir çok Avrupa ürünü için Rus pazarı kayba yazıyor.
Ama yaşanan ekonominin bu zor döneminde kayıpların nasıl karşılanacağının bir yanıtı bulunmuyor...


Esasen Skripal olayı, Washington ve Londra`nın resmi dayanışma açıklamalarına rağmen,
Hem Almanya hem de Fransa`nın Rusya`ya karşı sert tavır konusundaki fikir ayrılıklarının sürdüğü bu sırada;
Rusya`nın Ortadoğu`dan Doğu Avrupa`ya, Güney ve Orta Asya`ya kadar süregiden varlığı karşısında,
ABD emperyalizminin küresel egemenliğini askeri araçlarla ileri sürme yönelimini temsil ediyor.
Paris ve Berlin`in ABD hakimiyetindeki NATO`ya karşı ağırlık oluşturacak bağımsız bir Avrupa askeri ittifakı geliştirme hamlelerine karşı koymak için kullanılıyor...


Ama Avrupa`nın Skripal`in zehirlenmesine tepkisi işte yukarıdaki örneklemelerde olduğu üzere temel dış politika zayıflıklarını ortaya koyuyor.
Brüksel`in karar alma sürecinde AB; Rusya`yı eleştirerek en azından bir asgari düzeye kadar ABD`yi memnun etmeye çalışmış,
Bu memnuniyeti birçok üye devletin rahatsızlığından ayırmıştır.
Dengeyi korunamamış, bununla birlikte net bir belirleme büyük ölçüde olmadığından başarı da sağlanamamıştır...


Bu noktada Britanya Savunma Bakanı Gavin Williamson, hâlâ Moskova`nın ülkesinin suçlamalarını reddetmesine kızgındır.
"Rusya çenesini kapamalı ve defolup gitmelidir. Dünyanın, Devlet Başkanı Putin`e ve eylemlerine yönelik sabrı bir hayli taşıyor "diyor...


Ya da dün Rusya`nın talebiyle Sergey Skripal ile kızı Yulia`nın zehirlenmesi olayındaki suçlamaları görüşmek üzere toplanan BM Güvenlik Konseyi`ndeki gibi bir tiyatro sergileniyor.
Suçlamaları reddeden Rus Büyükelçi Vassily Nebenzia, "Londra diğer ülkelerle ilişkilerimizi zehirliyor. Ateşle oynuyorsunuz, üzüleceksiniz "derken,
Britanya BM Daimi Temsilcisi Karen Pierce`te altta kalmamış, Rusya`yı devlet destekli suikastlar düzenlemekle suçlarken,
"Kimyasal silah kullanımı soruşturmalarını engelleyen bir ülkeden ders alacak değilim" demiştir...


Sonuçta Rusya`nın sağlık durumu iyiye giden &8203;S&8203;kripal`in kızı Yulia ile görüşme talebi doğrultusunda, Yulia`nın vereceği yanıtlar beklenecektir...&8203;

7. 4 .2018






Ahmet Kılıçaslan AYTAR
ahmetkilicaslanaytar@gmail.com


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.