SAHTE DÜNYA BARIŞ SÖZLEŞMESİ
Mustafa Mete İSLAMOĞLU
YAZIYOR
TÜRKİYE`YE BÜYÜK İHANET
VE
SAHTE DÜNYA BARIŞ SÖZLEŞMESİ
Türkiye 70 yıldır işte böyle aldatılıyor. El insaf be maskaralar. Siz nasıl devlet idare etmeye kalkıştınız? Şimdi sizlere ``rahmet okumuyor DİN`M VATANIM ve MİLLETİM ADINA ``MEZARLARINIZA TÜKÜRÜYORUM´´
Sizinle tabi ki alay edecekler sizi tabi ki ABB ABB ABB diye sayıklatacak sonrada kusura bakmayın siz ezan dinliyor, namaz kılıyor, ALLAH ALLAH diyor, camilere gidiyor, namussuzluk yapmıyor ve bizim köpeğimiz olmuyorsunuz ve bize uymuyorsunuz diyecekler!
Dünya barışı ve güvenliğini korumak, millet¬ler arasında dostça ilişkileri ve her alanda iş birliğini geliştirmek ve devletlerin dış politika¬larını uyumlaştıran evrensel bir merkez olmak amacıyla II. Dünya Savaşı sonunda kurulan en geniş kapsamlı uluslararası örgüt. 24 Ekim 1945`te yürürlüğe girip San Francisco Antlaş¬ması ile kurulmuş olmasına rağmen, ABD`nin New York şehrindeki bu ihanet yuvasına kaç kere gittiniz? Ve onların bizim aleyhimize yaptıklarını kaç kere dile getirdiniz?
Ama bütçeden ödenekler tıkır tıkır ordaki soysuzların beslenmesine verildi bunları bu millet biliyor mu?
Birinci Dünya Savaşı sonunda galip devlet¬ler tarafından kurulmuş olan Milletler Cemi-yeti`nin (Cemiyet-i Akvam, Socictc des Naü-ons) dünyada barışı ve güvenliği sağlamada ye¬tersiz kalması ve II. Dünya Savaşı`nın çıkması¬nı önleyememesi üzerine daha geniş kapsamlı bir örgülün kurulması çalışmaları, ise II.¬Dünya Savaşı yıllarında başladı. Mihver dev¬letlere karşı (Almanya, İtalya, Japonya) sava¬şan ABD Başkanı Roosevelt ile İngiltere Baş-bakanı NV.Churchill`in 14 Ağustos 1941 tari¬hinde yayınladıkları "Atlantik Bildirisi" BM`NİN kurulması yolundaki ilk ciddî teşebbüs¬ OLDU.
Ardından, dünya barışım korumak ve gü¬venliği sağlamak amacına yönelik düşüncele¬rin dile getirildiği ve ABD, İngiltere ve Sovyet¬ler Birliği temsilcilerin imzaladıkları 1 Ocak 1942 tarihli Birleşmiş Milletler Bildirisi yayın¬landı.
Milletler Cemiyeti`nin yerini alacak bir örgütün kurulması İle İlgili tasarılar ABD, İn¬giltere, SSCB ve Çin`lİ delegelerin katıldıkları 21 Ağustos - 7 Ekim 1944 tarihlerinde Dum-barton Oaks`taki toplantıda ele alındı ve Bir¬leşmiş Milletler Örgütü`nün kuruluş belgesi¬nin ana hatları burada hazırlandı.
SORUYORUM?
TÜRKİYE BU ANLAŞMANIN NERESİNDEYDİ?
Bu toplantı¬da hallcdilcmeyen Güvenlik Konscyi`ndc oy verme yöntemi ile ilgili sorun, 4-11 Şubat 1945`tekİ Yalta Konferansı`nda çözüme bağ¬landı ve Örgüt`ün anayasasına (Charter) son şekli verecek konferansın Nisan 1945`te ABD`nin San Francisco kentinde 1 Marta ka¬dar Mihver`e karşı savaş ilan ctmiş veya ede¬cek olan ülke temsilcilerinin katılımı İle yapıl¬ması kararı alındı.
İşte bu Türkiyeye kuruşmuş bir tuzaktı!
25 Nisan 1945`te San Francisco`da, Mihver`e savaş ilan etmiş yirmi ülke temsilcisinin katılması İle başlayan konferansta Dumbaton Oaks önerileri tartışılarak kabul edildi ve 26 Haziran I945`e kadar toplam elli bir ülke Bir¬leşmiş Milletler Örgütü Antlaşmasına imza koydular.
Birleşmiş Milletlcr`e yeni üyelerin kabulü, Güvenlik Konscyi`ndeki beş daimi üyenin (ABD, SSCB, Çİn, İngiltere ve Fran¬sa) oy birliğine bağlandığından ilk yıllarda çok az ülke üye olarak kabul edildi.
Özel¬likle savaş sonrasında Doğu ve Batı blokları arasında baş gösteren Soğuk Savaş sebebiyle Batı yanlısı ülkelerin BM`e üye olmalarını SSCB, Doğu Avrupa ülkelerinin üye olmaları¬nı da ABD veto ettiğinden üye sayısı artmadı.
1960`lardan itibaren Asya ve Afrika ülkelerinin bağımsızlıklarını kazanmaları ve Soğuk Savaş`ın yavaş yavaş kendini yumuşa¬maya bırakmasıyla BM`in üye sayısı birden ar¬tış gösterdi.
Bu yıllarda uluslararası sahne¬ye birden çıkmış bulunan Üçüncü Dünya ülke¬leri için BM, kendi güçlerini ve kişiliklerini gösterdikleri bir forum halini aldı.
Bura¬da, uzun yıllar kendilerini sömüren ülkelerle aynı sıralarda eşit şartlarda oturup haklarını savundular. Peki Türkiye neden katılmadı Türkiye neden sesini çıkarmadı ve Türkiye kimin egemenliğinde yaşama devam ettirildi?
Dönemin bu ülkenin başında olanları bu vatana nasıl ihanet ettiler bu millet halen bunları hiç bilmiyor. Daha dün rahmetli Bülent Ecevit ABD nin ünlü bir soyaksızının karşısında kıyamda duruşunu hiç içimden atamıyorum.
Bugün BM`in üye sayısı 159`u bulmuş olmakla birlikte halen üye bulunma¬yan İsviçre ve Avusturya gibi devamlı tarafsız ülkelerle bazı küçük devletler de var¬.
BM`ye kurucu üye olmanın temel şartı, Al-manya`ya savaş ilan etmiş olmak olduğundan bu yönü İle Örgüt "anli-faşist" bir cephe oluştu-ruyordu. Türkiye de son anda Almanya`ya sa¬vaş ilan ederek örgütte yerini aldı diye Türk halkı aldatıldı, maksat konferansa katılma hakkına sahip olmaktı. SORUYORUM
Bir ülke bir konferansa katılma hakkını elde etmek için başka bir devlete hiç savaş ilan eder mi?
İŞTE O SAHTE BARIŞ SÖZLEŞMESİ ile Türkiye ayağa getirildi.
Bunlardan devlet adamı olsa ne yazar ki? Şimdi hepside toprağın altında&8230;
SORUYORUM?
DÜNYA ONLARA KALDIMI?
BURAYA ÇOK DİKKAT EDİNİZ!
Ve ör¬güt`ün kuruluş toplantısında bulunmayan Po¬lonya, kurucu üyeler arasına alınarak istisnaî bir uygulama yapıldı.
Diğer bir istisna uygu¬laması ise Rooscvclt`in Stalin`c olan yakın dostluğu sayesinde, kuruluşundan beri hiç bir zaman bağımsız bir devlet olmamış olan Uk¬rayna ve Beyaz Rusya için yapıldı ve SSCB`ne bağlı bu iki cumhuriyet de BM`e ayrıca üye ol¬dular.
Soruyorum? PEKİ BUNLAR NEDEN SAVAŞ İLAN ETMEDİLER?
Teşkilât`ın başındaki kişi Genel Sekreter ve. Ncwyork`takİ genel sekreterlik ve teşkilâ¬ta bağlı ihtisas kuruluşlarında yaklaşık elli bin kişi çalışmakta ama bunların maaşları bizim gibi aldatılmaya meftun olan milletlerin sırtından çıkmaktadır.
Burada anlattıklarımın birinin aksini ispat ederse Türkiye huzurunda özür dileyeceğim.
BM Genel Sekreterliği bünyesinde¬ki büro memurlarının sayısı on bir bini bulmak¬tadır. Örgüt`ün gelirleri üye devletlerin Öde¬dikleri aidatlardan oluşur. Gelirinin 75`lik bölümü personel maaşlarına gider. BM Bütçe¬sinin 25`ini ADD, 10.2`sini SSCB, 10.9`unu Japonya, 83`ünü Federal Al¬manya, 6.4`ünü Fransa, 4.9`uııu İngiltere ve kalanını öteki ülkeler karşılamaktadır. Deniliyor.
Kesin bilmiyorum ama rakamlar yüzde olarak en az-ı onlar en çok olanı bizim gibi ülkelerden çıkmakta çünkü onlar kullandıklarına para vermez alırlar.!
: BM`in en önemli organı olup barışın korunması, milletler arası güven¬lik sorunları ve askerî konularla ilgilendiği söylenir ve tüzüklerinde böyle yazacağını sanmıyorum.
Güvenlik Konscyi`nde ABD, SSCB, Çİn, İngiltere ve Fransa, konseyin daimi üyele¬ri fakat siz hiç burada Türk veya Türkiyeden bir üye duydunuz mu? olup Veto hakkına sahiptirler. "Veto Hak¬kı" tartışma konusu olmaktadtr. Bugüne ka¬dar Konsey`in daimî üyeleri yüz elliye yakın ve-to kullanmışlardır. Daimî üyeler dışındaki üye¬ler iki yıl İçin Genel Kurulca seçilir. Kon-sey`de karar alınabilmesi için en az dokuz üye¬nin olumlu oy kullanması gerekir. Bu dokuz üye arasında daimî beş üyenin de bulunma şar¬tı vardır.
Kolay aldatmaya devam için Türkiye üç kez Güvenlik Konseyi geçici üye¬liğine ``lütfen iyi okuyun `` GEÇİCİ ÜYELİK´´ seçildi fakat hep kağıt üstünde kaldı. Ve halen oynuyorlar.
Yani; kolundan tutup dışarı atması çok kolay bir üye ve orda bulunan hiç Türk olmadı.
Ekonomik ve Sosyal Konsey: Kısa adı ECO-SOC olan konsey uluslararası alanda barış ve dostluk ilişkilerini geliştirmek ile refah ve is¬tikrar sağlamak amacıyla kurulduğu söylendi; Fakat dünyada insanlar açlıktan kıtlıktan, yokluktan inleyerek ölürlerken bu alçaklar nerdeydi?
lI.Dünya Savaşı mağlubu ülkeler¬den alınan topraklarda yaşayanların sorunları¬nın yanında stratejik vesayet denilen rejim yo¬lu ile de Pasifikteki bazı küçük adaların dünya barışı açısından kontrolünü sağlanacak diye her yeri askeri kontrollerinde tutuyorlar ve dünyada olan biteni buralardaki en modern cihazlarla takip ediyorlar.
İşin hülasası aynen şudur; Dünya sistemi içerisinde iki süper güç olan ABD ve SSCB ve diğer büyük devletler gerek dünya üzerindeki hegemonyalarını koruyup sürdürmek, gerekse imal ettikleri silahlara pa¬zar yaratmak amacıyla bölgesel çatışmaları kışkırtmaktadırlar.
Yani; TAVŞANA KAÇ &8211; TAZIYA TUT taktikleriyle milletler in başı dönmekte kimin ne yaptığı belirsizleşerek Türkiye üzerinden İslam alemi ile oynanmaktadır. Suudi ülkelerin bize düşman oluşu sevmeyişi bu yüzdendir. Bununla birlikte, özellikle bağlı kuruluşları aracılığıyla çok sınırlı da ol¬sa, dünyanın çeşitli bölgelerinde sivil halka gö¬türülen hizmetler (gıda, ilaç ve para yardımı gibi) gösterilsede dünyanın gözünde iş yapıyormuş gözüküp rantlar sağlanıyor.
Madem böylede&8230;
SORUYORUM?
Behey alçaklar madem böyle bir örgüt böyle insanlığa hizmet dediğiniz bir kuruluşunuz var.
.
Neden? Türk ve Müslüman milletleri katlediyor öldürmek için bahaneler arıyor ve insanları soyuyorsunuz? Bu yazıma cevap verecek yürekli vatansever Allah`ını bilen namus ve şerefine bağlı
``şu anda parlemento üyesi adam gibi adam arıyorum. İstenilen tarih ve TV lerde tartışmaya açığım.
Selam ve Dua İle
|
