Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10218
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2294) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (426) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (850) | Tarım (148) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (892) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3432) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (199)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (279)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1681)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Prof. Ata ATUN - (Ziyaretci) 4.09.2017 21:38:34

Rumların AB üyeliğinin nedeni

Rumların AB üyeliğinin nedeni

Kıbrıs Rum Yönetimi eski başkanı Glafkos Klerides`in 1992 yılında niye Avrupa Birliğine üyelik için başvurduğu, 29 Ağustos Salı günü Rum Avrupa Parlamentosu Kıbrıs (Rum) Milletvekili Neoklis Silikiotis`ın yaptığı açıklama ile bir kez daha gözler önüne serildi.

Silikiotis`in açıklamasını okuyunca aklıma Yunanistan`ın bağımsızlığını nasıl kazandığı, Girit adasının elimizden nasıl gasp edilerek Yunanistan`a hediye edildiğinin tarihsel süreci ve o dönemde yaşanan politik düzenbazlıklar ve sahtekarlıklar geldi.

19. Yüzyılın ikinci çeyreği içinde İngiltere, Fransa ve Rusya`nın müştereken ve kendi çıkarları doğrultusunda da münferiden Osmanlı Devletine yaptıkları baskılar, kendi aralarındaki danışıklı döğüş sonucunda Osmanlı Devletine birkaç cephede açtıkları savaş ve Büyükelçilerini aynı gün İstanbul`dan çekmelerinden sonra Yunanistan, İngiltere, Fransa ve Rusya`nın sınırsız desteği altında 24 Nisan 1830 tarihinde Osmanlı Devleti, Yunanistan`ın bağımsızlığını kabul etti, Bavyera Kralı Louis`in oğlu Otto da Yunanistan Kralı oldu. Yunanistan tek bir kurşun atmadan, Osmanlı Devleti ile savaşmadan, hamileri olan İngiltere, Fransa, Rusya ve Bavyera krallığı (1806-1918 yılları arasındaki 2. Büyük Alman devleti) sayesinde bağımsızlığını kazandı.

Girit ise bu dörtlünün aradan geçen 70 yıldan sonra sahneye koyduğu bir başka düzenbazlıkla Yunanistan`a verildi. Dönemin batılı ülkeleri, İngiltere, Fransa, Almanya, Avusturya, İtalya ve Rusya, Girit meselesini bir ``Avrupa meselesi ``haline getirdiler. 1897 yılında yaşanan Türk - Yunan Savaşı`nda yenilen ve ülkenin yansından fazlası Türk ordusunun hâkimiyeti altında kalan Yunanistan`ın, bu Avrupalı çete tarafından desteklenmesi sonucunda Girit, gerçekleştirilen sözde barış konferanslarından sonra altın tepsi içinde Yunanistan`a hediye edildi.

Geçen asrın başında yaşanan olaylar aynen Kıbrıs sorununun geçmişini ve gidişatını hatırlatmakta bana. Günümüz Batı ülkelerinin Kıbrıs meselesini ``Avrupa meselesi´´ olarak gösterme çabalarının aynısı yüzyıl önce tamı tamına, kelimesi kelimesine Girit`te de yaşanmıştı. Zaten günümüzde de çete aynı çete, düzenbazlar aynı düzenbazlar. Bütün istedikleri Girit`te oynadıkları oyunun aynısını Kıbrıs`ta da oynamak.

Yakın tarihimize bakıyorum, Makarios 1950 yılında şaibeli bir seçimle Başpiskopos seçildikten sonra, Girit`te hangi senaryo sahneye konmuşsa, aynısını yapmış. Tiyatronun sahipleri günümüzdeki adı ``Avrupa Birliği´´ olan aynı çete olduğundan, hiç çekinmeden adım, adım aynı yoldan gitmiş, acımasız katliamlar yapmış ve adayı Türklerden temizlemek planını uygulamaya koymuş.

Şimdi de Güney Kıbrıs`taki komünist partisi AKEL`in Avrupa Parlamentosu milletvekili Neoklis Silikiotis, Avrupa Birliğine, Avrupa Parlamentosu kanalı ile başvuru yaparak Türkiye`nin KKTC`de yeni oldubittiler yaratma yolunda gittiğini iddia etmiş ve Avrupa Birliği Komisyonu`ndan, yani Avrupa Birliği bakanlar Kurulundan müdahale etmesini istemiş.
Gerekçe olarak da Türkiye`nin KKTC`de yeni koşullar yaratma eylemleri gerçekleştirdiğini, son yıllarda KKTC`deki nüfus yapısını değiştirdiğini, yeni camiler inşa ettiğini, adayı İslamlaştırma yoluna gittiğini ve Kıbrıslı Türklerin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduklarını öne sürerek Avrupa Birliği Komisyonu`nu, yani Yunanistan`ın ve Girit`in hamileri olan aynı devletleri göreve çağırmış ve bu gelişmeleri önlemeleri için harekete geçmeleri çağrısında bulunmuş. (Tabi bu cürette en büyük pay, bizdeki nesebi bozukların açıklamalarında!)

Kıbrıs Rum Yönetimi`nin niye Avrupa Birliğine girdiği açık ve net olarak ortada.
Umarım aramızdaki Rum hayranları ve sözde barış havarileri de anlar nedenini.

Prof. Dr. Ata ATUN
KKTC I. ve III. Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı
e-mail: ata.atun@atun.com , http://www.ataatun.org




Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.