Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10219
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2294) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (426) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (850) | Tarım (149) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (892) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3432) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (199)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (279)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1681)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Prof. Ata ATUN - (Ziyaretci) 29.08.2016 10:01:45

Ortadoğu kaynamaya başladı

Ortadoğu kaynamaya başladı

Ana bilim dalım Mühendislik olmasına rağmen ``Tarihe´´, özellikle de ``Politik Tarihe´´ çok meraklıyım. Bu merak 28 yaşında Milletvekilliği seçimlerini kazanıp Meclise girdiğim gün adeta kafama taş gibi düşmüştü. Daha ilk günlerde, Meclisteki tuvaletlerin yerini bile öğrenmemden öncelikli olarak aklımda çakan ilk şimşek, Parlamenter sistemlerde, kısaca ``icra hükümetinin Meclisin içinden oluştuğu´´ sistemlerde Politik tarihi öğrenmeden milletvekilliği görevinin hakkının verilemeyeceği düşüncesi oldu. Sonraki yıllarda rahmetlik Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş`ın, eski deyimle ``rahle-i tedrisatı´´ndan geçtim, yani onun öğrencisi olup politik eğitimimin, özellikle Kıbrıs konusundaki temel bilgilerini kendisinden bizzat aldım ve ``Uluslararası Politika´´ adlı bilim dalının içinde alaylı olarak balıklama girdim. Bu giriş, birkaç on yıl sonra da ikinci doktoramı Uluslararası Politika dalında almamın kapısını açtı bana ve sağlam bir zemin oluşturdu bu daldaki eğitimim boyunca.

Yabancı bir dili, o dili anadilleri olarak konuşanlar kadar iyi bilmek büyük bir avantaj gerçekte. Dünya üzerinde neredeyse tüm konuların İngilizce yazılması benim için büyük bir avantaj oldu, yabancı dilimin İngilizce olması nedeni ile. Her gün BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi olan ülkelerin önemli gazeteleri ile Ortadoğu`daki lider konumundaki ülkelerin önemli gazetelerinin ön sayfalarına muhakkak göz atarım. Bu olmazsa olmaz ritüeldir benim için ve okuduklarımı değerlendirip dünyada neler olup bittiğini anlamaya çalışırım, tabii kendimce, kendi boyutlarımda ve kendi bilgi seviyemce.

Anlaşılan o ki, zaman zaman insanoğluna rahatlık batıyor ve daha iyi olmak hayali ile agresifleşiyor, gününü de boşu boşuna zehir ederek hem kendine hem de etrafına ve çevresine büyük zarar veriyor.

Tarih bunun örnekleri ile dolu. I. Dünya Savaşı`nda yaklaşık 15 milyon kişi öldü, 20 milyon kişi de yaralandı. Toplam parasal kayıp ise o günün parası ile 185 Milyar Dolar oldu. Bunların yüzde 95`i asker, yüzde 5`i sivildi. II. Dünya Savaşı`nda ise 65 milyon insan öldü ve bunların sadece yüzde 33`ü asker, yüzde 67`si ise sivildi.

Bu savaşların ne elde edildi; Kocaman bir hiç.
Kim karlı çıktı. Hiç kimse. Savaşı başlatmayan ve sonradan dahil olan ABD ve Rusya, savaş sonrasında dünyayı bölüştüler. Biri yaklaşık 40 sene sonra dağıldı, diğeri de dağılmak için kendini zorluyor, elden geleni de yapıyor. Hem de öylesine bir uğraşıyor ki, dur durak yok, illaki batacak ve dağılacak.

Bizler, Kıbrıslı Türkler benzeri bir düşünceyi küçük boyutlarda geçen yüzyılın ortasında yaşadık. 1960 yılında Kıbrıs adasında ilan edilen Cumhuriyette çoğunluk olan Rumlara, adada 3.5 yıl süren Türklerle ortak yaşam ve huzur fena halde battı. Önce adanın mutlak hakimi olmanın, sonra da adayı Yunanistan`a katmak hayalinin peşine düştüler. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasının bize verdiği bütün haklarımızı tek taraflı kararlarla ortadan kaldırıp adanın tek hakimi oldular ve bize 10 yıl gibi uzun bir süre acımasız bir soykırım uyguladılar. Sonra da adayı Yunanistan`a katmak isteyince, adanın üçte biri ellerinden uçtu gitti. Ne idaresi kaldı ellerinde, ne mülkiyeti, ne de egemenlikleri. Şimdi kaybettiklerini geri almak için her yolu deniyorlar, egemenliklerini bir kısmını sırf bu yüzden Avrupa Birliğine bile devrettiler. Eğer Rumların bu agresif düşünceleri olmasaydı, binlerce insanımız ölmez, Kıbrıs da son yarım asırdır barışın sürdüğü, insanların huzur içinde yaşadığı bir ada olurdu.

Günümüzde Ortadoğu da aynı konumda ve aynı sıkıntıları yaşıyor yıllardır. Tansiyon da gittikçe yükseliyor bölgede. Dünyanın şimdilik devleri konumundaki ABD ve Rusya tarafından içine bir çomak sokulmuş ve durmadan karıştırılıyor. Her an geniş boyutta bir savaş çıkması da kaçınılmaz oldu artık. Rusya ile ABD`nin Suriye`de karşı karşıya gelmeleri de an meselesi. Çıngar kopacak ya, bakalım ne vakit...

Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com veya ata.atun@gmail.com
http://www.ataatun.org
Facebook: Ata Atun
http://www.twitter.com/ataatun
29 Ağustos 2016



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.