NATO Zirvesinde tarihi kararlar!..
NATO Zirvesinde tarihi kararlar!..
09 Temmuz 2016
Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği ve müttefiklerinin oluşturduğu Varşova Paktı`na ismini taşıyan şehirde bu sefer NATO`nun zirve yapılıyor olmasının elbette sembolik açıdan önemli kılıyor.
Korkular, gelecek endişeleri ve beklentilerin iç içe olduğu bir dönemde başlayan zirvede ülkemizi Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan temsil ediyor.
Varşova`daki zirve 18 ülke başkanı, 21 başbakan, 41 dışişleri bakanı ve 38 savunma bakanının katılımıyla gerçekleşiyor.
NATO`ya üye ülkeler haricinde Avrupa Birliği (AB) liderleri ile Gürcistan, Ukrayna ve Afganistan gibi müttefik ülkelerin liderleri de zirveye iştirak etti.
Delegasyonda 2 bin 200 üye olduğu ve akredite gazetecilerin sayısının 2 bini geçtiği belirtiliyor.
Bu katılım gerçekten NATO tarihinde bir ilk olması nedeniyle dikkat çekmektedir.
Zamanlama ve gelişen şartlar nedeniyle Rusya ve Çin başta olmak üzere dünya başkentlerinde dikkatle izleniyor.
Ayrıca bu zirvede NATO, başta Rusya olmak üzere Doğu`dan gelen birçok tehdit karşısında Soğuk Savaş`tan bu yana en önemli toplu savunma kararlarını alıyor.
Sadece caydırıcı önlemler değil, aynı zamanda ortak savunma zirvenin gündeminde.
Bu zirvede ayrıca NATO liderlerinin sunacağı tebliğler ve ikili görüşmeler sonrasında yayınlanacak nihai bildiride NATO`nun geleceği, stratejileri ve Rusya tehdidi karşısında takınacağı yeni pozisyonlar belirlenecek.
Kısacası:
Bu zirvede alınacak kararlar sonrasında önümüzdeki günlerde önemli kırılmalar yaşanabilir!..
Çünkü:
Putin, büyük bir tehdit unsuru.
Ukrayna`da olanlar Polonya`nın da başına gelebilir.
Baltık ülkeleri işgal edilmesi ihtimal dahilindedir.
Çünkü, tehdit aynı!..
RUSYA NEDEN ÖNCELİKLİ?
Rusya ve NATO arasında yaklaşık 20 seneden bu yana süren yumuşak hava, Rusya`nın Kırım`ı işgal ve ilhakı ile NATO-Rusya ilişkileri eski soğuk savaş konseptine geri dönüşe sebep oldu.
Rusya`nın Ukrayna`da ayrılıkçı tarafları kışkırtıp silahlandırması, Litvanya, Letonya ve Estonya`yı da işgal edeceği endişesine yol açtı.
Aslında bu korkular çok haklı.
Çünkü:
Eğer NATO güçlü bir şekilde devreye girmez ise Moskova`nın NATO üyeliğine rağmen iki gün içinde üç Baltık devletini işgal etmesi mümkündür.
Bu devletlerin Rus askeri gücüne karşı tek başlarına direnemeyeceği bir gerçektir.
Gürcistan ve Ukrayna`ya yönelik Rus saldırı ve işgalleri konusunda yeterli tepkiyi veremeyen NATO, Rusya`yı Baltık ülkeleri öncelikli yeni bazı işgallere heveslendiriyor.
Putin, ``dağılan Sovyetler Birliği yeniden kurulacak ve bu benim liderliğimde gerçekleşecek´´ sözleri tehdit içerikli olduğu için korkuları beraberinde getirdi.
Onun için çok gündemli ve çok kapsamlı katılımla devam eden NATO zirvesinin en önemli gündem maddesi Rusya oldu.
OBAMA VE MERKEL İLE GÖRÜŞME
NATO zirvesi, devlet başkanları arasında önemli görüşmelere de sahne oluyor.
Zirvede katılımcı en güçlü ülkelerden biri Türkiye, en çok ilgi gören liderlerden biri ise Erdoğan oldu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan`ın zirvede, ABD Başkanı Barack Obama ile Suriye ve Türkiye`nin terörle mücadelesi, Ortadoğu bağlamında Suriye ve Irak`taki gelişmeler konu oldu.
Şansölye Merkel ile ise sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısı, AB kapsamında mülteci krizinin aşılması, AB ile üyelik görüşmelerinde yeni fasılların açılması ile Türk vatandaşlarının ekim sonundan itibaren vizesiz Avrupa seyahati imkânı görüşmede ağırlıklı konular oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca Almanya`da giderek artan İslamofobi ile yabancılara karşı düzenlenen saldırılar ve kendisine hakaret eden komedyen Böhmermann konusundaki net tavrını da şansölyeye aktardı.
TÜRKİYE BATILI MÜTTEFİKLERE
GÜVENMİYOR
Zirve toplanma safhasında ABD`den terör ve protesto yürüyüşleri haberleri gelmeye başladı.
NATO zirvesinde birinci madde Rusya, ikinci madde ise terör oldu.
Bu konuda her fırsatta terörü ve eylemlerini hatırlatıp tüm dünya ülkeleri ile muhataplarına çağrılarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın ne kadar haklı olduğunu bir kere daha göstermiş oldu.
Zirvedeki ikili görüşmeler her zamanki gibi samimi bir ortamda yapılıyor.
Yine bazı sözler verilmiş olsa da maalesef görüşme sonrasında aynı samimiyet devam etmeyecek ve verilen sözler maalesef tutulmayacak görüşü ağır basıyor.
Çünkü şimdiye kadar böyle yapıldı.
Dileriz ki bu sefer böyle olmasın&8230;
Samimiyet devam etsin ve verilen sözler tutulsun.
Çünkü samimiyetin sürekliliği ile sözlerin tutulması hem dürüst ve ilkeli insanlar için, hem de müttefik olmanın bir gereğidir&8230;
|