Müzakere değil, işgale son verme zamanıdır
Müzakere değil, işgale son verme zamanıdır
20 Şubat 1988’de, Azerbaycan’a bağlı bulunan Dağlık Karabağ Otonom Vilâyeti (DKOV) yerel konseyinin 110 üyesinin Ermenistan’a bağlanma yönünde karar alması ile işgal saldırıları başlatması 1992’de Azerbaycan ile Ermenistan’ı savaşa sürükledi.
Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecindeki boşluktan yararlanan Ermeniler, Rusya, Fransa ve kısmen de ABD ile Ermeni diasporasının desteğiyle Dağlık Karabağ’ın da dâhil olduğu Azerbaycan topraklarının yüzde yirmisine tekabül eden bölgeyi işgal etti.
İki ülke 1994’ün ilkbaharında Rusya’nın arabuluculuğu ile ateşkes imzalamış olsa da Ermenilerin saldırıları sebebiyle savaş hâli durumu devam etti.
Azerbaycan işgalden bu yana söz konusu sorun, uluslararası kurumların aracılığıyla çözüme kavuşturulmasını sabırla bekledi.
Ancak, Azerbaycan ve Ermenistan’ın taraf olduğu Dağlık Karabağ sorununa çözüm üretmek için Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT/OSCE) çerçevesinde oluşturulan MİNKS Grubu maalesef tarafsız kalamadı ve bir çözüm üretemedi.
MİNKS Grubu’nun bir çözüm üretememesini sebebi ise eş başkanlar olarak görevlendirilen ABD, Rusya ve Fransa’nın Ermenistan tarafı bir yaklaşım içinde olmalarındandır.
İŞGAL TOPRAKLAR AZAD OLANA KADAR SAVAŞ SÜRMELİ
Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinde Karabağ’da bulunan Rus askeri Birlikleri, Ermeni çetelerini hem silahlandırmış hem de işgal saldırılarına fiili olarak katılmak suretiyle de desteklemişlerdi.
O dönemde Azerbaycan ise hem askeri güçten yoksundu hem de devam eden iç siyasi kaosun yanında ciddi bir devlet kurumlarına sahip değildi.
Toplu katliamlarla devam eden saldırılar sonucu Ermeni işgali bu şartlar altında gerçekleşti.
Ancak bugün Azerbaycan, işleyen devlet kurumlarının yanında Türkiye’nin de desteğiyle disiplinli, eğitimli ve donanımlı bir orduya sahiptir. Ekonomisi ise her gecen gün güçlenen ve bölgesel olduğu kadar küresel düzeyde ilişkiler geliştiren güçlü bir ülke konumundadır.
Bu güce erişen 13 milyon nüfuslu Azerbaycan karşısındaki 3 milyonluk Ermenistan, her bakımdan Azerbaycan’ın çok altındadır.
Azerbaycan’ın bugünkü gücü nazari dikkate alındığında Azerbaycan Ordusu, Ermeni güçlerini bertaraf edecek ve işgal altındaki topraklarını kurtaracak potansiyele sahip olduğu açıktır.
Ermeni çeteleri hiçbir sebep olmadan Azerbaycan’a saldırıp sivilleri hedef alması bardağı taşıran son damla oldu.
Gelinen noktada küresel ve bölgesel bazı aktörlerin Ermenistan’ı koruma ve işgalin devamı için çatışmaların sonlandırılıp ateşkesin sağlanması ve tarafların masaya oturması çağrıları baskılara dönüşeceği kesindir.
Ancak Azerbaycan güçleri, bu oyalayıcı çağrı ve baskılara aldırmadan 27 yıldır Ermeni işgali altındaki 20 Azerbaycan toprağını kurtarılana kadar var gücüyle ilerleyişini sürdürmelidir. Bazı bölgelerdeki köy ve kasabaları ele geçirmekle yetinilmesi ihanet derecesinde bir yanlış olur.
Unutulmasın ki; şimdi müzakere değil işgal toprakları kurtarma zamanıdır.
Bu bir fırsattır ve bu fırsatı Azerbaycan çok iyi değerlendirmelidir.
Çünkü hem işgalci hem de ateşkesi ihlal eden taraf olması hasebiyle Ermenistan suçludur.
|