Moody`s Kararı, Yeni Darbe Senaryoları ve Biz
Moody`s Kararı, Yeni Darbe Senaryoları ve Biz
05 Ekim 2016
Çok şükür, dış destekli FETÖ`nün darbe kalkışması bertaraf edildi. Bir yanda terör örgütleri PKK-YPG ve PYD ile DEAŞ ile mücadele devam ederken, diğer yandan FETÖ`nün devlet kurum ve kuruluşlarından temizlemesi devam ediyor.
İlk şoku atlattık, ancak Türkiye`ye yönelik asimetrik savaş ve bir ihanet kuşatması farklı şekillerde devam ediyor.
Bir yanda dış müdahale ile Güneydoğu`daki aşiretler üzerinden ikinci bir darbe kalkışması senaryoları üretiliyor.
Dışarıdan beslenen ve yönlendirilen içimizdeki ihanet çeteleri yeniden devrede ve algı operasyonlarıyla korku ve kaos ortamı oluşturulmaya çalışılıyor.
İçi boş komplo teorileri ile ülke içinde moral ve motivasyonumuz bozulmak isteniliyor.
Hedef, algı operasyonlarıyla suni kaos oluşturmak, yapancı yatırımları ve ülke içindeki üretimi yavaşlatmak. &8216;Hükümeti değiştirecek yeni bir dalga geliyor´´ ümidi vererek FETÖ`cülerin itiraflarda bulunmalarını engellemek.
Bu iddialar ve ileri sürülen senaryo ve tartışılan komplo teorilerinin tümü işte o asimetrik savaşın birer parçalarıdır.
Herkes bilsin ki:
İhanet Çetelerinin yeni darbe kalkışmalarına karşı tedbirli olduğumuz gibi milletimizin huzurunu bozmaya yönelik yayılmak istenen korku algılarına karşı da tedbirliyiz.
Artık bu söylenti, senaryo ve komplo teorilerini geride bırakmıştır.
Milletimiz, devletine ve egemenliğine sahip çıkma konusundaki kararlılığını 15 Temmuz`da ortaya koymuştur. FETÖ ihaneti sonrası devlet kurumlarındaki arındırılmalar sonucu milli iradeye saygı ve hiyerarşik sisteme bağlılık sağlanmıştır.
Bu nedenle dış destekli darbe kalkışmaları korku yaymak amaçlı bir algı operasyonu olduğu gibi beyhude iddialardır.
Ayrıca iddia edilenlerin aksine Güneydoğu`daki aşiret liderleri yaptıkları açıklamada, 1071`den bugüne devam eden kardeşlik ruhuna bağlı olarak birlik ve beraberlik ile birlikte yaşamaya olan yürekten bağlılığını dile getirilmiştir.
YENİ HEDEF EKONOMİDİR
Batı emperyalizminin kendi çıkarları yönünde dünya ekonomisini yönetmek ve siyasi emelleri üzerinden ülkelere ekonomik ayar verme merkezi olarak kullandığı kuruluşlardan bir de Moody`s`dir.
Türkiye`ye yönelik her türlü yola başvuran egemen güçler entrika ve silahlı müdahalelerle elde edemediklerini şimdi Moody`s üzerinde ülkemizin ekonomisi hedef alınmıştır.
Moody`s 3 yıl önce bize verdiği ``yatırım yapılabilir ülke´´ Baa3 notunu, tam 18 ay boyunca dünya piyasalarına ve yatırımcılarına ``dikkat edin her an düşürebilirim´´ tehdit ve korkutucu uyarılarından sonra daha önce verdiğini bizden geri aldı.
Şimdi ki notumuz Baa1, yani Moody`s`in açıklamasına göre ``spekülatif seviye´´.
İşin doğrusu şu:
Türkiye ekonomisi ilk çeyrekte yüzde 4.8, ikinci çeyrekte 3.1 ile AB ve gelişmiş birçok ülke ekonomisinden daha hızlı büyüyor. Tüm bunlara rağmen Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu- Moody`s Türkiye`nin notunu düşürüyor.
Şurası bir gerçek. Moody`s`in kararı, Türk ekonomisinin makro verileriyle uyumlu değildir ve alınan karar siyasidir.
Alınan bu karara ise &8216;ekonomik darbe` denir.
Hedef, Türk ekonomisine diz çöktürmektir.
Çok şükür onların beklentileri olmadı ve ekonomimiz yolunda devam ediyor.
Bazı siyasilerin ``hiç etkisi olmaz´´ açıklamaları yanlıştır.
Hükümetimiz gereken tedbirleri almış ve ekonomimizi hedef alan bu saldırının küçük kayıplarla önlenebileceğini gösteriyor.
Onların hedefledikleri kadar olmayacak ancak hiç etkisi olmayacak anlamına gelmez.
Elbette kısmen etkisi olacaktır.
HERKES ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI
Kim ve kimler hangi hesapların peşinde olursa olsun, milletimizin ortaya koyduğu milli mutabakatı destekler mahiyette siyasilerimiz de üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirirse tüm sorunların üstesinden geleceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
Şimdi, siyasi ikbal ve istikbal değil, şimdi milli birlik ve beraberlik ile istiklale ihtiyacımız var.
Bunu sağladığımız sürece şer ittifakların oyunlarını bozar yeni ve güçlü Türkiye ile milletler camiasında hak ettiğimiz yerde oluruz.
Aksi halde sorunlarla boğuşan ve tüm enerjisini iç kavgalarda tüketen bir ülke oluruz. Milletler camiasında itibarı olan sözü dinlenen değil, verilen rolü oynayan durumuna düşeriz&8230;
Unutulmasın ki, siyasi istikrarsızlık ülkeyi içinden çıkılması çok zor olan çıkmazlara sürükler.
Bu konuda iktidar ve muhalefeti ile tüm sivil toplum kuruluşlarına çok önemli görevler düşmektedir.
Gelinen noktada; herkes ``ben ülkem ve milletim için ne yapmalıyım?´´ sorusuna cevap aramalı.
Ve her kesim, yakın tarihte yaşanan ihanetlerden dersler çıkararak ülke ve milletimiz için siyasi ihtiraslarını bir kenara iterek, sorumluluğunun bilincinde hareket etmeli.
|
