Kararın asıl ve gizli gerekçesi
Kararın asıl ve gizli gerekçesi 29 Nisan 2017
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), Türkiye`nin ``denetim sürecine´´ alınmasına karar verdi. Gerekçe olarak, Türkiye`nin Avrupa Konseyi üyeliği kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi gösteriliyor. Alınan kararın gerekçesi üzerinde bu konuyu tersinden okumak istiyorum. Türkiye, tam üyeliğe aday, NATO içinde AB üyesi ülkeleri ile müttefik ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi`nin de kurucu üyesidir. Türkiye`nin, yükümlülüklerini yerine getirmediği iddia ediliyor. Soruyorum: Peki; AB, Türkiye`ye karşı sorumluluklarını yerine getirmiş midir? Türkiye`nin defalarca uyarısına rağmen, Almanya başta olmak üzere AB üyesi ülkeler, Türkiye`yi tehdit eden terör örgütlerine verdiği desteği neden sonlandırmıyor? Türkiye tarafından aranan teröristleri, neden hâlâ teslim etmiyor? Bu örgütlerin Almanya, Fransa, Belçika ve Hollanda başta olmak üzere AB sınırları içinde serbest dolaşmaları, yardım adı altında haraç toplamaları ve örgüte militan yetiştirmeleri neden engellenmiyor? DHKP-C ve PKK resmen bir terör örgütü olarak kabul edildiği halde, Türkiye aleyhindeki faaliyetlerine neden müsaade ediliyor? Türkiye devletini, silah zoruyla teslim alma adına darbeye kalkışan FETÖ neden korunuyor? NATO içinde faaliyet gösteren TSK eski mensubu FETÖ elemanları neden teslim edilmiyor? Darbe ihaneti ve terörle mücadele konusunda AB,Türkiye`ye destek olmak yerine karşı bir siyasi tavır alması sorumluluklarının gereği midir? AB, tarafından tam üyelik kapsamında her üye ülkeye hazırlık döneminde yapılan mali yardımlar, Türkiye`ye neden yapılmadı ve neden yapılmıyor? Tam üyeliğe aday hiçbir ülkeye uygulanmayan fasıl ve şartlar Türkiye`ye neden dayatıldı? Türkiye-AB ilişkilerinden doğan mali yardım ile serbest dolaşım hakları neden hâlâ verilmiyor? AB, mülteci sorununu aşmak için Türkiye ile yaptığı anlaşmalara neden sadık kalmıyor? Vaat edilen mali destek beden yerine getirilmiyor? Bu soruların cevapları, AB`nin yükümlülüklerini yerine getirmediğini göstermektedir. Şimdi AKPM`ye soruyorum&8230; AKPM, bu ve daha birçok konuda aday ülke Türkiye`ye karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyen AB için neden harekete geçilmedi, geçilmiyor? Türkiye`yi yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle cezalandıran AKPM, AB`yi yükümlülüklerini yerine getirmediği için &8216;Denetim Süreci`ne neden almıyor? Demek ki karar hukuki değil, siyasidir. Anlaşıldığı üzere, AKPM yine tek taraflı ve siyasi bir karar almıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın ve Türk hükümetinin ``Alınan karar meşru değildir. Bu kararı tanımıyoruz ve bize göre yok hükmündedir´´ açıklamaları bana göre yerindedir. AB`NİN KABULLENEMEDİĞİ ÜLKE Batılı emperyalist devletler, Osmanlı`nın son dönemlerinden başlayan &8216;Türkiye karşıtı` politikaları maalesef hâlâ devam etmektedir. Türkiye`yi kontrol altına alma ve yönlendirme gibi baskıcı politikalarıyla kendi politik konseptlerinin içinde bir yere oturtmaya zorlamaktadırlar. II. Dünya Savaşı sonrası AB`ye tam üyelik ve ekonomik güç, Türkiye`ye karşı koz olarak kullanılmıştır. Türkiye, AB`ye tam üyelik ve ekonomik alanlarda işbirliğinin geliştirilmesi konularında üzerine düşeni yapmanın gayreti içinde olmuştur. AB ise sürekli yeni şartlar ileri sürerek oyalayıcı, baskıcı ve dışlayıcı olmuştur. Hatta çoğu kez, Türkiye`nin egemenlik haklarına müdahale sayılabilecek dayatmalarda bulunmuştur. Bu tavır ve bakış açılarının sebebi ideolojiktir ve tarihin derinliklerinden gelen kine dayanmaktadır. Kısacası; Avrupa hâlâ Türkiye`yi kabullenemiyor. Türkiye`nin güçlü bir yönetim sistemine kavuşmasını istemiyor. Türkiye`yi üreten değil, tüketen, kalkınmış değil dışa bağımlı, batıya muhtaç bir tarım ülkesi ve NATO`nun ileri karakolu görevlisi olarak görmek istiyorlar. En son olarak AKPM`nin aldığı siyasi kararın asıl ve gizli gerekçesi işte bu bakış açısında saklıdır.
|