İsrail; işgal, saldırı, işkence ve cinayet demektir
İsrail; işgal, saldırı, işkence ve cinayet demektir 13 Ağustos 2022
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
İsrail, Gazze’yi hedef alan seri saldırılarını toplu katliama dönüştürdü.
Filistin topraklarındaki sivil yerleşim birimlerine ve sivil halka yönelik 5 Ağustos’ta başlatılan saldırılarda İsrail güvenlik güçleri 15’i çocuk, 47 Filistinliyi katletmesiyle başlayan olaylar, Mısır’ın arabuluculuğuyla 7 Ağustos’ta ateşkesle sonuçlanmıştı.
Ancak hukuk tanımaz İsrail’e bağlı güçler Filistinlilere saldırılarına devam edince çatışmalar yeniden alevlendi ve Gazze Şeridi’nde 9 Ağustos’ta düzenlenen saldırıda Fetih Hareketi’ne bağlı El-Aksa Tugayları komutanlarından İbrahim Al Nabulsi ve iki arkadaşı öldürüldü.
Şu bir gerçek ki, İsrail devlet terörünün bu saldırıları ne ilktir ve ne de son olacaktır.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BM-GK) Gazze’deki durumu görüşmek için acil toplandığı halde yapılan konuşmalardan sonra saldırgan ve işgalci İsrail, aleyhine somut bir netice ortaya çıkmadan toplantının bitirilmesi, mevcut durumun değişmeyeceğinin ve saldırıların devam edeceğinin en bariz örneğidir.
Neden mi?
Çünkü ölen Filistinli Müslüman, öldüren ise Siyonist Yahudi devleti İsrail.
•
Dünyada Müslümanların haklarını koruyacak ve askerî, ekonomik anlamda caydırıcı güce sahip bir devletin yokluğu büyük bir sorundur.
İslam dünyasının dağınıklığı ve bölgedeki birçok otoriter rejimin İsrail ile olan bağımlılık ilişkisi İsrail’in ve hamisi ABD’nin işini kolaylaştırıyor.
Müslümanlar, İsrail ve hamisi ABD tarafından “çantada keklik” olarak görülüyor.
Bu sadece Filistinlilerle de sınırlı değil; Doğu Türkistan ve Myanmar’da akan Müslüman kanı ve karşı karşıya kalınan zulümler de aynı gerekçeye dayanmakta.
Bölgedeki otoriter rejimlerin İsrail’e olan bağımlılığı meseleyi daha da ileri bir boyuta taşıyor.
Bu rejimlerin bir kısmı kendi toplumlarını asli tehdit olarak görmekte ve siyasi varlıklarını sürdürmek için kendi toplumlarına karşı ya da diğer Müslüman devletlere karşı İsrail ile ittifak kurmaktadır.
Suriye ve Mısır’da yaşananlar bu gerçeğin sadece iki örneğidir.
•
İsrail’in Filistinlilere yönelik orantısız saldırıları nihayet iki taraf arasında varılan ateşkesle belli olmayan bir zamana kadar sonlandırılmış oldu.
Ancak tarihi tecrübeye dayanarak, ifade etmek zorundayım ki, ateşkesin kalıcı olup olmayacağı ya da İsrail’in yeni bir saldırıya yakın bir zamanda başlayıp başlamayacağı konusunda net bir şey söylemek mümkün değil. Yani İsrail, istediği an yeniden başlayabilir.
“Peki, Siyonist İsrail’in Filistin halkına, topraklarına ve kutsal mekanlarına karşı yürütmekte olduğu topyekûn bu savaşa ve zulmüne kim ‘dur’ diyecek?”
Bu sorunun cevabı açıktır.
Maalesef şimdiye kadar kimse onu bu insanlık suçundan vazgeçiremedi.
Diğer bir ifadeyle, İsrail’i durduracak veya hesap soracak bir merci veya güç var ama yok…
Çünkü İsrail’in arkasında uluslararası sistemin süper gücü ve lideri konumundaki ABD var.
ABD’nin “İsrail’in kendisini savunma hakkı var” bahanesiyle İsrail’in sürdürdüğü vahşeti desteklerken, AB üyesi ülkeler ile Rusya ve Çin ise izlemiş oldukları çıkar politikaları gereği, duyarsız ve yanlı bir tutum içinde ‘İsrail zulmü’nü görmezlikten gelmektedirler.
Zira, uluslararası toplumun vurdumduymazlığı ve dünyanın başka konularla meşgul olması, İslam dünyasının sessizliği ve de işgalci, saldırgan İsrail’in işlediği suçlardan dolayı hesap verme yükümlülüğünün bulunmaması sebebiyle İsrail’in gerçekleştirdiği işgal, saldırılar ve cinayetler devam edecektir.
Bunu itiraf ederken acı duyuyorum amma gerçek bu…
|