Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10218
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2294) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (426) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (850) | Tarım (148) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (892) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3432) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (199)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (279)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1681)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 18.06.2022 17:55:37

İran ile İsrail arasındaki gizli, kirli ve karanlık ilişkiler…

İran ile İsrail arasındaki gizli, kirli ve karanlık ilişkiler…
18 Haziran 2022



Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com


İran-İsrail arasında anlaşılması çok zor kirli ve karanlık ilişkiler var.

İran-İsrail ilişkileri iki ayrı döneme ayrılır.

Birinci dönem 1947-53 arası ‘Pehlevi hanedanlığı’ dönemidir.

1947’de İran, Birleşmiş Milletler Filistin Paylaşım Planı’na karşı oy kullanan 13 ülke arasındaydı. İki yıl sonra, İran, İsrail’in Birleşmiş Milletlere kabul edilmesine karşı oy kullandı.

Ancak ne hazindir ki; İran, İsrail’i Türkiye’den sonra egemen bir devlet olarak tanıyan ikinci Müslüman ülke oldu.

Batı yanlısı Muhammed Rıza Pehlevi’yi yeniden iktidara getiren 1953 darbesinden sonra, iki ülke arasındaki ilişkiler önemli ölçüde iyileşti.


Bu iyi ilişkiler dönemi daha çok ABD öncülüğündeki Batılı ülkeleri memnun etmek için mecburiyettendi.

Bu dönemde İran-İsrail yakınlaşması, iyi komşuluk ilişkileri bağlamında dostluk dönemine dönüştü.

1979’da ise ‘İran İslam Devrimi’ olarak ilan edilen ‘Humeyni Devrimi’nden sonra kötüleşme dönemi ve düşmanlık dönemi olarak tarihe geçti.

1979’da ABD’nin Tahran Büyükelçiliğindeki rehine krizinin patlak vermesinden sonra ABD-İran ilişkileri olduğu kadar İran-İsrail ilişkileri de koptu.


1979’da Humeyni rehberliğinde gerçekleşen Şii mezhebi içtihadına göre İslam Devrimi’nden sonra, İran-İsrail ile bütün diplomatik ve ticari ilişkilerini kesti ve İran hükümeti İsrail’in bir devlet olarak meşruluğunu kabul etmediğini ilan etmişti.

Bu beklenen bir olaydı. Çünkü ‘Amerika ve İsrail karşıtlığı’ İran’daki ‘Humeyni Devrimi’nin temel ideolojik dayanaklarından biriydi.



1979’da İran’daki yeni rejim ve İmam Humeyni rehberliğindeki yönetim, yasal meşrutiyeti olmadığı gerekçesiyle İsrail’i tanımadığını açıklasa da perde arkasında gizli ilişkiler istihbarat servisleri aracılığıyla sürdürüldü.

1979 devriminden bu yana İsrail ile İran arasında hiçbir diplomatik ve siyasi ilişkisi kalmadığı halde ticari, askeri ve istihbarat ilişkilerini ise gizli saklı yapan iki ülkedir.

ABD ve İsrail basınına sızdırılan haberlere göre İran ile İsrail İstihbarat servisleri aracılığıyla devam eden gizli ilişkiler bağlamında İsrailli silah şirketleri, İsrail Savunma Bakanlığı’nın onayı ile 1980-1993 yılları arasında İran’a yüz milyonlarca dolarlık silah ve modern askeri teçhizat satmıştı.


İsrail ile İran arasındaki yoğun silah ticaretinin, Humeyni, döneminde İran-Irak savaşının ardından başlamış ve 1997 yılına kadar sürmüştür.

İran, İsrail ilişkilerinde Nusayri (Suriye Alevileri) rejiminden de yardım aldığı daha sonra ortaya çıktı.

24 Temmuz 1984 tarihinde zamanın İran Savunma Bakan Yardımcısı ve üst düzey istihbarat subayı Suriye devlet başkanı Hafız Esad’ın kardeşi Rıfat Esad ile Zürih’te gerçekleşen görüşmede, İsrail’den İran’a Suriye ve Türkiye üzerinden yüklü miktarda silah sevkıyatı yapıldı.

Bu ilişkilerin deşifre olması İslam dünyasında Humeyni ve onun rehberliğindeki İran Şii İslam Devrimi’nin itibarını kaybetmesine sebep oldu.

Çünkü bu karanlık ve kirli ilişkiler anlaşılır ve kabul edilir bir durum değildi.



Bugün İran’ın Suriye Baas rejimi ve diktatör Beşşar Esed’i sahiplenmesinin sebebi de bu mezhebi yakınlıktan kaynaklanan ve İran’ın yayılmacı politikalarının bir devamıdır.

Bu yakınlık ve sahiplenme ilişkisi daha çok 1979devrim sonrası Humeyni döneminde kurulmuştur.

Ancak bu gizli ve karanlık ilişkilere rağmen İran ile İsrail arasında adı konmamış bir asimetrik savaş hiç bitmedi.

İran’daki mollalar rejiminin iç siyasetteki en büyük propaganda malzemesi olan (Büyük Şeytan Amerika, küçük şeytan İsrail) ABD ve İsrail düşmanlığını ısrarla sürdürürken, İsrail hükümeti de İran’a karşı daha saldırgan bir tutum sergiliyor.

Daha doğrusu İran nükleer silah yapma kabiliyetine yaklaştıkça ve İsrail karşıtı tavrı sürdükçe, iki ülke arasındaki saldırı ve suikast girişimleri artarak devam ediyor.

İsrail’in, İran’ın nükleer ve silah programlarını baltalamak için yıllarca gizlice çalıştığı bilinmeyen bir şey değildir.

Suriye’de Irak’ta hatta İran’da defalarca Mosad ve CIA’in gerçekleştirdiği operasyonlara engel olamadı olamıyor.

Nükleer gücü geliştirme alanında yetişmiş bilim adamlarını ve özel operasyonlar gerçekleştiren Devrim Muhafızları’na bağlı milis güçlerin komutanlarını suikastlardan koruyamıyor.

Son yıllarda İsrail ile bağlantılı olduğu düşünülen bir dizi ölüm olayı İran’ı sarstı.

İsrail’in en büyük destekçisi ise ABD’dir.

Hedefleri; nükleer programla bağlantılı bilim adamları ve askeri üst düzey komutanlarını yok etmektir…

İsrail ile İran arasında Ortadoğu’da devam eden güç mücadelesi bir savaşa dönüşeceği yönünde çok ciddi emareler var…

Bekleyelim görelim.

Zaman her şeyin ilacıdır…


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.