İran Aklı
Ömer Özkaya
omerozkaya@gunes.com
28 Eylül 2017
İran Aklı
İran Aklı, oldukça eski bir akıl, uzun bir ilkeler ve prensipler listesine, aynı anda hem müttefiklerini hem de düşmanlarını şaşırtıp yepyeni bir pencere açma manevra kabiliyet ve kıvraklığına sahiptir.
İran dünyadaki en kadim, siyasi, dini, etnik, ekonomik yayılmacılık, tarih, siyaset, diplomasi, savaş ve teşkilat birikimine sahip önde gelen ülkelerden biridir. Tıpkı Türkiye, Rusya ve Çin gibi İran da, Asya`nın, Anadolu`nun, Ortadoğu`nun ve Kafkasların hafızasına sahip sayılı ülkelerdendir.
İran Aklı ya da Fars Aklı`yla yukarıda adı geçen coğrafyaların birikimini imbiğinden geçirmiş bir milletten bahsediyoruz. Dolayısıyla İran Aklı, Çin, Rus, İngiliz, Alman, İsrail, Hint ve Türk Aklı ile sürekli rekabet halindedir. Kendisi için en iyi olanı ve çıkarını maksimize etmesini sağlayacak her şeyi kullanır, Batı`nın aklını Batı`ya karşı kullanma konusunda biz Türkler kadar mahirdir.
İran Aklı, etkinlik bakımından Rus Aklı`na eşittir. İngilizler, İran Aklı`nın etkisini bilerek onu zaman zaman Rus Aklı`na karşı ileri sürdü. İngilizler, İran Aklı`nın istihbarat gücünün Alman Aklı`nın etkisinde kaldığını iddia ederek Rusya ile Almanya`yı karşı karşıya getirmeye çalışıyor.
İran Aklı, hem eril, hem de dişildir, İngiliz Aklı`yla Alman Aklı`nı aynı anda karşısına almamaya özen gösterir. Çin ve Hint uygarlıkları gibi İran da kadın misali kendisini fethedeni fetheder, dönüştürür, kendisine benzetir.
İran`ın Orta Asya ve Orta Doğu`ya yerleşmesini ve buralarda etkin olmasını sağlamak, üstün inancın İslam`dan ziyade Şiilik olduğunu yaygınlaştırmak, İran`ın istihbarat imkânını artırmak, İran`ın etkisini artırmak üzere içeride ve dışarıda fikir hareketleri organize etmek, Irak`ın kutsal Kum ve Necef bölgelerini ele geçirmek, İran`ın uzun ömürlü olmasını sağlamak, İran`ın her açıdan elini güçlendirecek argümanlar geliştirmek, İran`ın ilim ehlinin içeride ve dışarıda etkisinin devamlılığını sağlamak, İran`ın ezilen, ızdırap içindeki milletlerin hamisi olduğunu yaymak ve en önemlisi Türk ve Sünni denizinin ortasındaki İran`ın akıbeti, İran Aklı`nın önceliklerinden bazıları.
İran, coğrafi olarak, Batı`dan Doğu`ya, Doğu`dan Batı`ya ulaşımın önünde, kuzeydeki Rusya ile güneydeki Hint Okyanusu`nun arasındaki kapıdır. Batı`ya göre İran, Batı`nın, Doğu`dan popülasyon, mal, ideoloji ve fikirler dahil mahzurlu görmediği şeylerin kolayca Avrupa`ya gelmesini, mahzurlu olanların ise gelmemesini sağlayan, aynı zamanda Batı`dan Doğu`ya gitmesi istenen her şeyin çıkışına mani olamayan, bir başka ifadeyle Batı`dan Doğu`ya gitmesi istenen her şeyin geçişine açık ama Doğu`dan Batı`ya gelecek her şeyin geçişinde tek taraflı çalışan bir düzeneğin Türkiye`den önceki son aparatı, filitresidir. Asya hunisinin en dar noktasını teşkil eden Türkiye ise Doğu`dan Batı`ya geçecek her şeyin Avrupa değerlerine en yakın olanının süzüldüğü, olmayanın geçemediği, İran`a göre daha seçici olan son filitredir. Türkiye aynı zamanda Batı`dan Doğu`ya geçmesi istenen her şeyin, Doğu değerlerine mümkün mertebe uyarlandığı bir aparattır, peşinden İran gelir. Zannedildiği gibi bu filitreleme işlemlerinde insiyatif tamamen Batı`da değildir. Bu sistem üzerinden Batı`yı dönüştürme ve Asya`nın şekillendirilmesinde Türk ve İran Aklı, zaman zaman ortak hareket eder.
Pazar günü devam edelim.
|
