İngiltere`nin Geleceği (11)
Ömer Özkaya omerozkaya@gunes.com 24 Kasım 2016
İngiltere`nin Geleceği (11) Dün dünyayı dizayn ederken bugün dizayn edilen devlet İngiltere. Şüphesiz son 200 yıldır en çok tartışılan, spekülasyonu, manipülasyonu ve propagandası yapılan ülkelerin başında İngiltere gelir. Magna Carta`dan beri ilgiyle izlenen İngiltere`nin en belirgin vasfı, trend oluşturmaktı. Oluşturduğu ve sebep olduğu trendler, dünyayı ciddi değişimlere maruz bırakmıştır. Son Bin yılı anlamak için Türkler, Almanlar, İngilizler, İspanyollar, Hollandalılar, Çinliler, Japonlar ve tabii ki Masonlar ve beraberinde Yahudiler titizlikle irdelenmelidir. İngilizlerin son 200 yılda ``yaptıkları´´ ve ``yapamadıkları´´ analiz edildiğinde, dünya gücü haline gelmiş bir devletle nasıl oynandığını ve onun gücünden nasıl yararlanıldığını ve bugün de kendisinden kaç post çıkarıldığını izlemek ve analiz etmek kadar çarpıcı bir uğraş olamaz. Dünün güneş batmayan imparatorluğu, bugün yine bir trend oluşturmaktır: Milletlerin devletsizleştirilmesi ve müttefiksizleştirilmesi ve devletlerin yeniden dizaynına zemin hazırlanması... Londra bugün bu trendin beşikliğini yapmak zorunda kalmaktadır. İngiltere`nin düne ait tüm bilgileri, artık işlevini yitirmiştir ve düne ait o dev bilgi yığınını güncelleyememenin sorunlarını yaşamaktadır. Bu sadece İngiltere`nin sorunu değil, bütün devletler bu sorunu yaşamaktadır. Dün sömürgelerini ve dünyayı her açıdan dizayn eden İngiltere`ye bugün, tüm dünyaya uzanan kılcal damarları üzerinden yeni bir kimya enjekte edilmektedir. Ve İngiltere tarihinde hiç olmadığı kadar edilgendir ve artık kendisini güçlendirici değil zayıflatıcı trendler oluşturma dönemindedir. Kadim Bilgi`nin desteği, saldırgan elitler ve inanılmaz bir enerji ile dünyayı tarayan İngiltere`nin yerini bugün mevcudu muhafaza derdine düşmüş bir devlet almıştır. Doğa nasıl kendisinden alınanı bir gün dramatik şekilde geri alırsa, milletlerin geçmişte bir şekilde ele geçirilen değerleri, ele geçirenin elinden zamanla, tarih tarafından tahsil edilir. Bugün yaşanan budur ve Kadim Bilgi`nin ilk maddesi der ki, ``sana ait olmayan bir şeyi zorla, hile ile ya da başka yöntemlerle alma, alırsan artık sen, sen olmazsın.´´ Bunu en iyi bilen bir kitle (İngilizler) bunun tersi uygulamalara girince, doğanın kanunu çalıştı ya da ilahi adalet gereğini yaptı. İngiltere`nin elinde sadece kendi ürettikleri ve kendi alın teri kalacaktır. İngilizler, çok çalışmışlar, çok okumuşlar ve beyinlerinin kapasitesini çok iyi kullanmışlar, fakat kazanımlar saf-temiz olmayınca kimya bozulmuştur. İngiltere`den öğreneceğimiz çok bilgi, alacağımız çok ders var: Gücün, siyasetin, stratejinin, ekonominin, bilimin, kültürün, dinin, düşüncenin, insafın, merhametin yani temel değerlerin gerçek anlamlarını eğip bükerseniz, devletlerin, insanların, toplumların Azrail`i haline gelirsiniz. Temel değerlere sahip olabildiğimiz oranda insanlıktan daha yüce değerlere doğru yol alabiliriz. Kadim Bilgi`ye göre ``İnsan olmak, varlığın eşiğidir. Buradan Yaratıcı`ya ulaşmak için İlahi Enerji ile dolmak gerekir ki bu da Erdem`dir, Fazilet`tir. Kim ki İlahi Enerji`yi gıda olarak almaz da gayri tabii gıdalara yönelirse işte o (insan ve devletler ya da başka birimler), pozitif alana doğru değil de negatif alana doğru ilerler.´´ Bugün olan da budur. Bilimde, ekonomide, siyasette vs. alanlarda ilerlemek demek, pozitif alanda Yaratıcı`nın rızasını kazanmak anlamına gelmez. Eğer İngiltere`yi ve benzeri örnekleri incelersek pozitif bazı hareketlerle negatifliğin sonsuzluğa doğru nasıl yol aldığını görürüz. Bu hali ile İngiltere hepimize ciddi katkıda bulunmuştur. (Bitti)
|