Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10219
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2294) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (426) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (850) | Tarım (149) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (892) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3432) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (199)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (279)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1681)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ahmet Kılıçaslan AYTAR - (Ziyaretci) 28.10.2019 11:40:27

İKİ ARADA BİR DEREDE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ



İKİ ARADA BİR DEREDE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ



Trump yönetimi, azami baskı kampanyasıyla İran rejimini zayıflatmakta oldukları ve İran`ı habis faaliyetlerinden hızla geri döndürdükleri,
İran halkına ve komşularına hak ettikleri barış ve refahın getirilmesine yardımcı oldukları iddiasındadır.
İran ise ABD yönetiminin stratejisine siyasi bir güvence sağlamak için gerçekleri manipüle ettiğini savunuyor.


Şu anda İran ve vekilleri El Hasd El Şabi, Bakır Tugayı, Fatimun Tugayı ve Suriye Hizbullah`ı,
Suriye`nin kuzeydoğusunda Deir el-Zour kentinin güneyinde, sert ve yumuşak güç kullanarak en az yedi şehri kontrol ediyor.
Bölgede, ekonomik, sosyal ve dini yardımlarla uzun vadeli askeri konsolidasyon sağlamak hedefi güdülüyor.


İran, Bağdat ve Şam ile üçlü koalisyonunu güçlendirirken,
Bir taraftan da terörizmin tamamen ortadan kaldırılması için El Hasd El Şabi ve diğer gruplarla Suriye topraklarında, ABD`nin askeri varlığına karşı çıkmak için hazırlık yapıyor.
İran, bölgede biri Mayadin`in batısında diğeri El-Bukamal`de iki yeni askeri üs kurdu...


İran ayrıca bu bölgeden Irak`ta görev yapan El Hasd El Şabi güçlerine destekte bulunurken,
Bölgedeki varlığıyla Esad rejiminin Ulusal Savunma Gücü milislerinin gücünü önemli ölçüde zayıflatıyor.
Bölgedeki Rus askeri birliklerin varlığı bile en aza indirgenmiştir.


İran Devrim Muhafızları Ordusu, Deir el-Zour`da daha önce Sünni egemenler tarafından kurulan eski kutsal bölgelere yeni Şii ibadethaneleri yerleştiriyor.
Yerel dini meşruiyet üretmek hedefleniyor.
Bu misyon, İran`ın oluşturduğu sayısız insani yardım kuruluşuyla iyi bir uyum sağlayarak, yerel halka Şii prensiplerini tanıtıyor ve onlara yardım dağıtıyor.
Deir el-Zour giderek İran`ın dini ve stratejik hedeflerinin merkezi haline geliyor.


Ancak ABD ve bölgesel müttefikleri İran`ın askeri varlığı ve sosyal etkisine karşı harekete geçmiştir.
Bir çok gösterilerle İran`ın Orta Doğu`da Amerikan ve müttefiklerinin çıkarlarına büyük bir tehdit oluşturan Irak`ta, Suriye ve Lübnan`da "Şii Hilal" yaratma çabaları engelleniyor.


Son bir ayda hem Irak hem de Lübnan`da yolsuzluğa ve ekonomik reform eksikliğine karşı gösteriler patlak verdi.
Kitlesel hükümet karşıtı protestolar giderek Lübnan`ı ve Irak`ı sardı.
İran`ın etkisi ve Hizbullah`ın egemenliği şiddetle kınanıyor.
Her iki ülkede de, Şii kasabaları ve şehirlerini sarsan benzeri görülmemiş protestolar, İran`ın bölgede nüfuz sahibi olma sisteminin başarısız olduğunu gösteriyor.
İran ve vekil güçlerinin askeri ve siyasi zaferlerinin Irak ve Lübnan`daki Şii toplulukları için sosyoekonomik bir dönüşümü sağlayamadığı anlaşılıyor.


Deyr El Zor, İran ve vekil güçlerinin hemen yanıbaşında Suriye Demokratik Güçleri`nin (SDF) denetimindedir.
SDF için Deyr El Zor petrol sahaları IŞİD`den geri alındığından bu yana önemli bir gelir kaynağıdır.
Petrolü Suriye hükümetine satan SDF, özerk yönetimini bu gelirle finanse ediyor.


Perşembe günü Pentagon, ABD`nin bu bölgeye önemli düzeyde askeri varlık getireceğini,
Özellikle petrol sahası bölgelerini IŞİD militanları yanı sıra Suriye`de faaliyet gösteren İran destekli güçlerin olası saldırılara karşı da savunulacağını açıkladı.
Suriye Deyr Ez Zor`da, SDG denetimindeki petrol sahalarını ve bu bölge yakınlarında görev yapan ABD askerlerini korumak amacıyla,
Tank veya daha hafif zırhlı aracın yanı sıra asker konuşlandırılacaktır.
ABD`nin Suriye`deki petrol sahalarını korumak için değerlendirilen bu planın,
Bölgede Rusya, İran ve Suriye rejimine karşı ABD`nin ateş gücünde önemli bir artış sağlayacaktır.


Bu gelişmelerin ortasında Türkiye`nin kuzeydoğudaki Suriye`de SDF`ye yönelik askeri harekâtı İran`ın protestosuna yol açtı.
Mart 2011`de Suriye İç Savaşı`nın patlak vermesinden bu yana, İran ve Türkiye karşı taraftaydı;
Tahran ve Moskova, Esad rejiminin hayatta kalmasında ve Ankara ise rejim karşıtlığını desteklemekte kritik rol oynadılar.


Başkan Trump`ın ABD birliklerinin Suriye`nin kuzeyinden tahliye edileceğini açıklaması,
ABD`nin Suriye topraklarındaki varlığının Suriye`nin egemenliğinin ihlali olduğunu düşünen Tahran`da memnuniyet yarattı.
Ancak İran Cumhurbaşkanı Rouhani, Erdoğan`ın Kürt topraklarındaki harekâtını istila olarak değerlendirdi.
Rouhani bölgesel istikrarsızlığın artacağı gerekçesiyle Türkiye`yi kınadı.


Yine de Tahran, ABD yaptırımlarını aşmasına izin veren ve İran gazının Avrupa ülkelerine tedarik edilmesi için önemli bir kanal oluşturan Ankara ile ilişkisini riske atmadı.
Ama Erdoğan`ın harekâtına paralel olarak ülkesinde Türkiye sınırında " Bir Hedef, Bir Kurşun - One Target One Bullet ´´ adında,
Piyade ve zırhlı birimleri terörle mücadele özel birimleriyle birleştirerek geniş çaplı bir askeri tatbikat başlattı.
Hem Türkiye`ye, hem Batı Azerbaycan` da İran kökenli yaklaşık 8 milyon Kürt vatandaşına hem de "Yalnız Değilsiniz Rojava" sloganlarıyla Suriye Kürdistanı`na güç gösterisi yaptı.


İran stratejik derinliğini sınırları ötesinde kontrol ettiği bölgelerde genişletmek istiyor.
Ama Türkiye`nin harekâtı hem Suriye`nin toprak egemenliğini ihlal ederek İran`ın emanetindeki Esad`ın kişisel prestijine zarar veriyor,
Hem de Türk ordusu ile birlikte hareket eden Şii İslam`ı sapkınlık kabul eden ve uygulayıcılarına zulmeden El Kaide`ci Hay`at Tahrir kül-Şam, Jaish el-Islam, Suqour el-Sham gibi,
Pek çok Selefi cemaat grubuyla büyük bir endişeye neden olurken, İran`ın bölgesel politikalarına meydan okuyor...
Bu endişe, İŞİD`in yükselişi, genel olarak Şii İslam`a ve özellikle İran`a verdiği potansiyel tehditi anlayan İranlı politikacılara verdiği zorluklardan kaynaklanıyor.
Sünni milislerin konuşlandırılması Suriye`nin kuzeyindeki İran`ın manevra kabiliyetini de sınırlıyor...


İran için bir diğer husus etnik-ulusal boyuttur.
Kürt azınlığın milli istekleri, büyük Kürt nüfusu içeren dört ülkenin hepsine önemli zorluklar getiriyor.
Suriye`deki Kürt özerk topraklarının emsali, Ocak 1946`da "Mahabad Cumhuriyeti" nin kurulmasına yol açan isyanı hatırlatıyor.
Daha büyük bir Kürdistan fikri ve Kürtler arasındaki ulusal yakınlık duyguları Tahran`da korku yaratıyor.
İran liderliğinin etnik ayaklanmalarla sonuçlanabilecek huzursuzluğa dayanamayacağı öngörülüyor.
Bu nedenle , İran şehirlerinde endişeyle Türkiye`nin harekâtı protesto ediliyor...


Bunlarla birlikte Türkiye`nin harekâtı, İran`ın çıkarlarını ilerletebilir!
Türkiye`nin kuzeydoğu Suriye`deki harekâtı, o bölgede İran varlığını meşru gösterebilir.
İran, Rusya ve Türkiye arasındaki taktiksel koordinasyona rağmen, Ankara`nın kuzey Suriye`deki güvenlik bölgesini genişletme arzusu;
İran`ı kendi kuzeybatısından Irak`a, Suriye toprakları derken Akdeniz`e çıkarabilir...


İran`ın Arap dünyasında Suriye rejiminin koruyucusu bir kalkan olarak algılanması,
Hegemonyasını güçlendirme ve Suriye`deki faaliyetlerini genişletmek için kullanışlı bir bahane sunuyor.
Kürtler ve Esad rejimi arasındaki savunma anlaşmasıyla Suriye Ordusu Suriye Kürdistanı`na yayılırken,
Esad`ın onayı ile İran Devrim Muhafızları ve vekil güçleri Suriye`deki varlıklarını pekiştirecek bir fırsata da sahip olabilecektir.


İran rejimi, uluslararası toplumun Türkiye`nin harekâtını engelleyeceğini düşünüyor.
Ankara`nın eylemlerine küresel bir odaklanmanın ise dikkatleri Tahran ve İŞİD`le mücadeleye yönlendireceği,
Böylece İran`ı stratejik derinliğini genişletme girişiminden uzaklaştıracağı öngörülüyor


Türkiye`nin harekâtı, Esad rejimini istikrara kavuşturmak için yoğun bir şekilde yatırım yapan İran liderliğine zorluklar yaratırken,
İran`ın Suriye`deki çıkarlarına potansiyel faydalar da sağlıyor!


27.10.2019









Ahmet Kılıçaslan AYTAR
ahmetkilicaslanaytar@gmail.com


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.